Uluslararası Bülten

No         : 2020-65

Tarih     : 11 Haziran 2020

Konu     : Uluslararası Mali / Vergisel Gelişmeler (Mayıs 2020)

Merhaba, değerli okurlarımız,

Sizlerle uluslararası maliye ve verginin önemine binaen birlikte çalıştığımız yurt dışı networklerden ve OECD ve Dünya Bankası gibi uluslararası kuruluşlardan gelen bilgileri de süzerek uluslararası vergi ve mali politika alanındaki gelişmeler konusunda da bilgi ve değerlendirmelerimizi paylaşmayı bir sorumluluk olarak görüyoruz.

Özellikle uluslararası kamu maliyesi literatüründe yer alan uluslararası kamusal mal tartışmaları içinde sağlık, hijyen, ulaşım, asgari yaşam gereklilikleri gibi konuların ulusal vergi ve kamu maliyelerini aşan boyutları ve küresel ölçekte alınacak önlemlerin önemini bir kez daha ortaya koymuştur.

Covid-19 salgını sürecinde belirsizlikler devam ederken, en azından öngörülebilir gelecekte firmaları etkileyebilecek önemli vergisel ve mali konuları derlediğimiz bu bültenler aracılığıyla sizlerle paylaşıyoruz.

Bu vesile ile tüm dünyaya daha sağlıklı ve huzurlu günler dileriz.

Aşağıda detaylarını okurlarınıza sunmuş olduğumuz bültenimizin başlıklar halinde özeti şu şekildedir;

  • 44 büyük ekonominin Covid-19 sürecinde almakta olduğu ekonomik ve mali tedbirler,
  • OECD raporu çerçevesinde dünya ekonomilerinin ve Türkiye ekonomisinin Covid-19 sürecinde hangi oranda küçüldüğü ve ikinci bir dalga olması durumunda küçülmenin ne seviyede olacağı,
  • OECD tarafından kamu maliyesi, finans, devletleştirme ve şirket kurtarmaları, inovasyon, istihdam politikaları gibi alanlarda yaptığı öneriler ve tavsiyeler,
  • Avrupa Komisyonu’nun Finlandiya ve Lüksemburg’daki bazı vergi düzenlemelerine ilişkin itiraz ve eleştirileri,
  • Türkiye’deki gelişmeler kapsamında;
    • Türkiye ile Arjantin arasında imzalanan Çifte Vergileme Anlaşması,
    • ABD’nin Türkiye dahil birçok ülkeye karşı başlattığı “dijital vergi uygulamasına” yönelik soruşturma ve incelemenin olası sonuçları,
    • Yabancı ülkelerde yatırım yapan veya yapacak olan yatırımcılar için büyük önem taşıyan, “Yatırımların Karşılıklı Teşviki ve Korunması Anlaşmaları”nda son durum,
    • Türkiye’nin de taraf olduğu “Çok Taraflı Uyum Anlaşması-MLI” nın yasalaşması amacıyla TBMM’ne yasa teklifi olarak sunulması,
    • Türkiye’nin “İkili Sosyal Güvenlik Sözleşmeleri” ve “Çifte Vergileme Önleme Anlaşmaları” na dair güncel bilgiler,
    • Transfer Fiyatlandırması taslak tebliğ çerçevesinde yapılacak olan düzenlemeler kapsamında mükelleflerin hazırlayıp, sunması muhtemel olan bazı raporlar.

Bu kapsamda OECD tarafından yayımlanan Dünya Genel Ekonomik Durum Raporuna göre Türkiye ekonomisinin ikinci bir dalga gelirse %8,1, gelmezse %4,8 küçülmesi beklenmektedir.

ABD tarafından dijital vergiye yönelik açılan soruşturmanın ticaret savaşları ve uluslararası ilişkiler anlamında önemli etkileri olacaktır.

Şimdi önce ana başlıklar sonra da detayları ele alalım.

A. Covid-19 Salgını Sonrası Ülkelerde Alınan Tedbir ve Önlemler

Birlikte çalıştığımız üye ülke firmaları 44 büyük ekonomiye ilişkin kaynaklarını bir araya getirerek COVID-19 salgını sonrası ülkelerin almakta olduğu ekonomik ve mali tedbirleri özetleyen ve geleceğe yönelik öngörülerini paylaştıkları bir rapor hazırladılar. Dönemsel olarak güncellenen bu raporların yayımlanan son haline ve konsolide edilmiş versiyonuna aşağıdaki linkten ulaşabilirsiniz:

https://www.taxand.com/our-thinking/taxand-firms-respond-to-covid-19-outbreak/

Bu raporların özetinde; sınır ötesi mal ve insan hareketleri çok önemli oranda kısıtlandığı için, çok uluslu şirketlerin sınır ötesi operasyonlarının belirsiz bir süre için sekteye uğrayacağı ve buna bağlı olarak uluslararası vergilendirme konularında (Transfer Fiyatlaması, ülke bazında vergi raporlaması, ön fiyatlandırma anlaşmaları) koşulların gerektirdiği değişiklikler ortaya çıkabileceği, bu durumda şirketlerin mevcut vergiye uyum modellerinin de gözden geçirilmesi gerekeceği anlaşılıyor.

Ayrıca, Almanya, İtalya, İspanya, Kanada ve çoğu örnekte Merkez Bankaları ve ekonomi & maliye politikalarını şekillendiren kurumların açıklamış oldukları durgunluk karşıtı istikrar ve mali önlem paketleri de yapılan mücadelenin önemini ortaya koyuyor. Alınan tüm önlemlerin belli bir formatta izlendiği ülke raporlarına OECD web sayfasından ulaşabilirsiniz:

http://www.oecd.org/coronavirus/en/

OECD tarafından hazırlanan “Country Policy Tracker” sayfasında harita üzerinden ilgili ülkeyi seçmeniz yeterli, tüm ülkeleri alınan genel önlemler, maliye politikası araçları, parasal düzenlemeler, özel sektöre destekler ve diğer önlemler olarak sıralamaktadır.

Hangi Alanlarda Düzenlemeler Var? OECD web sayfasında ayrıca, uygulanan politika tedbirleri sektörler ve konular bazında da takip edilmektedir. İlginizi çekmesi açısından aşağıdaki öneri setlerinin hem hükümetler hem de sektör kuruluşları ve firmalar tarafından iyi takip edilmesi önerilmektedir:

http://www.oecd.org/coronavirus/en/#policy-responses

  • Covid-19 Ardıl Şoklara Karşı Gelecek Tedbirleri
  • İstihdam ve İşgücü Piyasaları
  • Gıda ve Tarım Alanı ve Tedbirler
  • Olası Devletleştirme ve Şirket Kurtarmalarının İyi Yönetimi
  • Yatırım ve Doğrudan Sermaye Yatırımlarının Geleceği
  • Vergi ve Kamu Maliyesi Alanında Tedbir Önerileri
  • Finansal Piyasalar İçin Öncelikler
  • Rekabetin Korunması Alanında Ülkelere Düşen Ödevler
  • KOBİ Niteliğinde İşletmelerin Korunması
  • Turizm Gibi Derin Etkilenen Sektörlere İlişkin Yapılanlar
  • Sağlık Alanında Tedbirler (Afrika Gibi Özel Örnekler)
  • Çevre ve İklim Konusunda Yapılanlar
  • İnovasyon ve Açık Biliminin Faydaları Raporu
  • Dijitalleşmenin Sürdürülmesi Çalışması
  • Uzaktan Eğitim ve Okulların Tekrar Açılması
  • Yönetişim Alanında İyi Örnekler
  • Tedarik Zinciri Önlemleri ve Gidilen Yer
  • Şehir ve Bölgelerin Aldığı Kentsel Önlemler

B. OECD tarafından Dünya Genel Ekonomik Durum Raporu yayımlanmıştır. Türkiye ekonomisinin ikinci bir dalga gelirse %8,1, gelmezse %4,8 küçülmesi beklenmektedir.

  • OECD aşının bu yıl yaygın olarak bulunma olasılığı ve benzeri görülmemiş bir belirsizlikle karşı karşıya kalmasıyla, biri virüsün kontrol altına alındığı ve diğeri ikinci bir küresel salgının olduğu, eşit derecede olası iki senaryo sunmuştur.
  • Eğer ikinci bir salgın meydana gelirse, dünya ekonomisinin 2021’de %2,8 büyümeye geçmesinden önce bu yıl için %7,6 daralacağı tahmin edilmektedir.
  • İkinci bir enfeksiyon dalgasından kaçınılırsa, küresel ekonomik faaliyetin 2020’de %6 küçülmesi ve OECD işsizliğinin 2019’daki %5,4’ten %9,2’ye çıkması beklenmektedir.
  • Avrupa’daki katı ve nispeten uzun sokağa çıkamamanın ekonomik etkisi özellikle sert olacaktır. Euro bölgesi milli geliri, ikinci bir dalga patlak verirse bu yıl %11½, ikinci bir dalgadan kaçınsa bile %9’un üzerinde daralması beklenirken, ABD’deki GSYİH bu anlamda sırasıyla %8.5 ve% 7.3 isabet alacak, ve Japonya%7.3 ve%6. Brezilya, Rusya ve Güney Afrika gibi gelişmekte olan ekonomiler, sağlık sistemlerinin zorluklarıyla karşılaşmakta, emtia fiyatlarındaki çöküşün neden olduğu zorluklarla ekonomilerinin sırasıyla %9.1, %10 ve %8.2 daralmasına neden olmaktadır.
  • Türkiye’ye gelince, ikinci bir dalga gelirse ekonominin %8,1, gelmezse %4,8 küçüleceği tahmin edilmektedir.

Şimdi diğer detaylara bakalım:

Bu dönemde Türkiye’de ve dünyada gerçekleşen uluslararası vergilendirme, yatırımların korunması ve uluslararası sosyal güvenlik alanındaki önemli gelişmeleri de şu şekilde özetleyebiliriz:

C. Avrupa Komisyonu tarafından alınan kararlar

  • AB Komisyonu Lüksemburg’un finansal sektörü ilgilendiren bazı vergi düzenlemelerine itiraz etmiştir

AB Komisyonu Lüksemburg devletinden yabancı menkul kıymet aracı şirketlerinin vergilendirilmesine ilişkin bazı düzenlemeler ile finansman şirketlerinin faiz giderlerinin vergi matrahından indirilmesini sınırlandıran (ATAD: “Anti-Tax Aviodance Directive” kapsamı içinde olan) düzenlemelerin AB mevzuatı gereği ayrımcılığa yol açacak (discriminatory) özellikte olduğunu ifade etti ve değiştirilmesini talep etti. Söz konusu karara ilişkin detaylar henüz yayımlanmadığı için Lüksemburg devletinin itiraz edip etmeyeceği henüz açıklanmadı ama tartışma konusu olan düzenlemeler Lüksemburg vergi uzmanları tarafından uygulama alanı çok geniş olmayan konular olduğu ve uygulamada bir çok zorluk ortaya çıkarabileceği ifade ediliyor.

  • AB Komisyonu Finlandiya’nın sınır ötesi vergi zararlarının kullandırılmasını kısıtlayan düzenlemesini eleştirmiştir

AB’nin kuruluş prensipleri arasında yer alan “sermayenin serbest dolaşımı” ilkesi vergilendirme ile ilgili konularda sık sık referans alınıyor. En son yaşanan bir örnekte, AB Komisyonu Finlandiya merkezli şirketlerin Finlandiya dışındaki iştiraklerinden kaynaklanan vergi zararlarının kullanımına kısıtlama getiren düzenlemelerini AB mevzuatına aykırı bulduğunu açıkladı ve Finlandiya hükumetini bu kapsamda düzenleme yapmaya çağırdı. Sınır ötesi yatırımlar dolayısıyla bir ülkede ortaya çıkan zararın diğer ülkede vergi matrahından indirilmesine olanak sağlayan düzenlemeler AB içinde mevcut ancak Finlandiya gibi bir çok ülke bu durumda kendi ulusal vergi gelirlerini korumak için sınırlayıcı düzenlemeler getirmişti. Bu örnekte görüleceği gibi, AB Komisyonu sermayenin serbest dolaşımı ilkesi gereğince bu gibi kısıtlamaların geniş ölçekte uygulanmasına izin vermeyeceğini ifade etmiş oldu. Bu uygulama Türkiye’de mevcut olmadığı için bizim için uygulanabilir bir örnek olmasa da, halen tam üyelik görüşmeleri sürecinde olduğumuz AB içinde yer alan bazı vergisel konulardan ve tartışmalardan haberdar olmak için güzel bir örnek.

  • DAC6 ve CRS bildirim sürelerinin uzatılması

8 Mayıs 2020’de Avrupa Komisyonu, COVID-19 salgını nedeniyle vergilendirme alanında bilgi dosyalama ve bilgi alışverişi için belirli tarihlerin ertelenmesi konusundaki acil ihtiyacı ele almak üzere AB İdari İşbirliği Direktifini değiştiren bir direktif önerisi yayınlamıştır. Teklif, vergi aracıları (DAC6) için geçerli olan zorunlu açıklama rejimi kapsamında bilgi raporlama ve bilgi alışverişi için 3 ay ve Ortak Raporlama Standartları (CRS) kapsamında bilgi alışverişi için 3 ay daha ilave süre vermektedir.

D. Türkiye’deki Gelişmeler

  • Dijital Vergiye ABD Çelmesi: Türkiye’de dijital vergi uygulaması başlatılmış olmakla birlikte çoğunluğu ABD menşeili bu vergi mükelleflerinin haklarını korumak üzere ABD harekete geçmiştir.
    • Dünyada hali hazırda bu vergiyi uygulamaya başlayan ülkelere yönelik olarak ayrımcılık gerekçesiyle ABD bir soruşturma başlatmıştır.
    • Türkiye bu ülkeler arasında %7,5 oranı ile en yüksek vergiyi uygulayan ülke. %2-3 şeklinde oranlar ise ağırlıkta.
    • Soruşturma kapsamına Türkiye ile birlikte Avusturya, İspanya, İtalya, Çekya, İngiltere, Brezilya, Hindistan ve Endonezya girmekte olup vergiyi uygulamaya başlayan Fransa’ya yönelik bir aksiyon alınmamıştır. Fransa bilindiği üzere vergiyi bir süre daha ertelemeye karar vermişti.
    • Bu soruşturmanın gidişatını sizlerle ayrıca paylaşıyor olacağız.
    • Şimdilik şunu söylemekle yetinelim, ABD diğer ülkelerin yasa uygulamalarına karışamıyor, yani her ülke kendi vergi uygulamalarını yapma hakkına sahip ve fakat ABD ticaret ve tarife savaşları ve görünmez engellerle “süper güç” olmanın avantajını her konuda sonuna kadar uyguluyor. Başkan Trump’ın başladığı işleri bitirme konusundaki yaklaşımı da zaten hepimizin malumu.
  • Türkiye’nin imzalamış olduğu “Yatırımların Karşılıklı Teşviki Anlaşmaları”nın sayısı artmaktadır. En son Kırgızistan Anlaşmasının yürürlük tarihi 18 Mart 2020 olarak belirlenmiştir.
    • Müzakereleri “Teşvik Uygulama ve Yabancı Sermaye Genel Müdürlüğü” tarafından yürütülen, 108 ülkeyle imzalamış olduğumuz “Yatırımların Karşılıklı Teşviki ve Korunması (YKTK) Anlaşması” bulunmaktadır.
    • Yabancı bir ülkede yatırım yapan yatırımcılar için büyük önem taşıyan; yatırımcıya ev sahibi ülke tarafından uygulanacak muamelenin sınırlarının belirlenmesi, yatırım yaptıkları ülkelerdeki temel hak ve menfaatlerinin uluslararası hukuk temelinde korunması, kar transferlerinin güvence altına alınması, ev sahibi devletçe yapılması muhtemel kamulaştırma işlemlerinin şartlarının belirlenmesi ve uyuşmazlık halinde uluslararası tahkime başvurulması gibi “olmazsa olmaz” hükümler içeren temel nitelikte anlaşmalardır.[1]
    • Genel olarak YKTK Anlaşmaları, yabancı yatırımcılara milli muamele ve en çok gözetilen ulus (MFN) prensipleri çerçevesinde muamele edilmesini, kamulaştırma veya devletleştirme halinde yatırımın gerçek bedelinin gecikmeksizin ödenmesi ve transferini, transferlerin gecikmeksizin yapılmasını, savaş veya iç karışıklık hallerinde milli muamele ilkesi çerçevesinde zarar gören yatırımcılara tazminat ödenebilmesini ve yatırımcılarla devlet arasında herhangi bir uyuşmazlığın ortaya çıkması halinde yabancı yatırımcıların daha objektif ve hızlı işlediği gerekçesiyle tercih ettiği uluslararası tahkim imkanının tanınmasını garanti altına almaktadır.
    • En son Mart ve Nisan aylarında Cibuti, Karadağ, Özbekistan ve Zambiya ile bu anlaşmaların onaylanması hakkında Kararnameler yayımlanmıştı. 8 Mayıs 2020 tarihli Cumhurbaşkanı Kararıyla da Kırgızistan ile olan Anlaşma’nın yürürlüğe girdiği tarih belirlenmiştir. 9 Nisan 2018 tarihinde Ankara’da imza edilen bu Anlaşmanın yürürlük tarihi 18 Mart 2020 olacaktır.
    • Bu anlaşmaların tamamı ve Covid-19 sürecinde önemine ilişkin bir Rehberi yakında sizlerin istifadenize sunuyor olacağız.
  • MLI-Çok Taraflı Vergi Anlaşmalarının Uyumu: Türkiye’nin de taraf olduğu Uluslararası Vergi Anlaşmalarının otomatik uyum mekanizmasını öngören çok taraflı uyum anlaşması (MLI-Multilateral Legal Instrument) yasalaşması için TBMM’ye yasa teklifi olarak sunulmuştur.
    • Teklif (2/2935 sayılı) ile; taraf ülkeler bakımından çifte vergilendirmeyi önleme anlaşmalarının özüne dokunmadan bu anlaşmalarda Hazine gelirlerinin azalmasına neden olmayacak değişikliklerin yapılmasını ve söz konusu anlaşmaların uluslararası standartlara uyumlu hâle getirilmesini amaçlayan Sözleşme’nin bildirim ve çekincelerle birlikte onaylanmasının uygun bulunması öngörülmektedir.
    • Konuyla ilgili olarak şirket ortağımız sayın Şaban Küçük tarafından hazırlanan ve Lebib Yalkın Mevzuat Dergisinin 170 numaralı Şubat 2018 sayısında yayımlanan “Çok Taraflı Enstrüman (MLI): Uluslararası Vergi Anlaşmalarının Uygulanmasında Yeni Bir Yöntem Yeni Bir Dönem” başlıklı makalesine linkten ulaşabilirsiniz.
    • Anlaşmanın etkileri ve Türkiye’de iş yapan yatırımcı ve vergi mükellefleri için sonuçlarını takip edip ayrı bir bilgi notu ile sizlere iletiyor olacağız.
  • Türkiye’nin ikili sosyal güvenlik sözleşmelerinin sayısı 32’yi bulmuştur.
    • En son Moğolistan ve Kırgız Cumhuriyeti ile imzalanan Sosyal Güvenlik Anlaşmaları Nisan 2020 için uygun bulunmuştu.
    • Moldova ile Türkiye arasında imzalanan Sosyal Güvenlik Anlaşmasının uygulanmasına ilişkin idari anlaşmanın onaylanmasına dair 2472 sayılı Karar 22 Nisan 2020 tarihli Resmî Gazetede yayımlanmıştı.
    • Bu anlaşmalar taraf ülke vatandaşlarının eşit işlem görmesi, sigortalılık birleştirmesi, sağlık, aile, yaşlılık, ölüm vb. yardımlarından yararlanma, uygulanacak sigorta kolları, aylıkların hesaplanması, hizmet birleştirmesi, anlaşmazlıkların çözümü gibi sigortalıları ilgilendiren çok önemli konuları düzenlemektedir.
    • Sosyal güvenlik anlaşmalarının uygulama şekli ve bu konudaki hak ve yükümlülükleriniz için 2020-14 sayılı Rehberimize göz atabilirsiniz.
  • Türkiye’nin çifte vergileme önleme anlaşmalarının sayısı artmaktadır. En son Arjantin ile imzalanan Anlaşma 16 Mayıs 2020 tarihli Resmî Gazetede yayımlanan 2546 sayılı Cumhurbaşkanı Kararıyla onaylanmıştır.
    • Türkiye’nin imzaladığı 93 anlaşmadan 86 tanesi yürürlüktedir. Bu anlaşmalardan 27 tanesi AB üyesi ülkelerle imzalanmıştır. Ayrıca, Lüxemburg, Singapur, Malezya, Güney Afrika ve Belçika ile imzalanmış mevcut anlaşmaları tadil eden protokoller mevcuttur.
    • Diğer 5 ülkeyle ise; ya ikinci revize edilmiş anlaşma yapılmış ya da yeniden bir anlaşma imzalanmıştır. Ayrıca Türkiye’nin çok taraflı bilgi değişimi sözleşmelerine ve mevcut anlaşmalarda yer alan bilgi değişimi maddelerine ek olarak, Jersey, Guernsey, Man Adası, Bermuda ve Cebelitarık ile imzalanmış bilgi değişim anlaşmaları bulunmaktadır.
    • Müzakereleri Devam Eden Çifte Vergilendirmeyi Önleme Anlaşmaları: Hollanda, İsveç ve Lüksemburg ile mevcut anlaşmaların revize edilmesi, Afganistan, Gana, Kamerun, Küba, Libya, Mali, Mozambik, Nijerya, Sri Lanka ve Tanzanya ile ÇVÖA imzalanması için müzakereler ise devam etmektedir.
    • En son Arjantin ile yapılan Anlaşma’nın yürürlüğe girmesine ilişkin 28 nci maddesine göre Anlaşma; her iki devletin söz konusu anlaşmanın yürürlüğe girmesi için öngörülen kendi iç yasal işlemlerinin tamamlandığını birbirlerine diplomatik yollarla bildirildikleri son yazılı bildirimin alındığı tarihte yürürlüğe girecektir.
  • Transfer Fiyatlandırması Taslak Tebliği Gelir İdaresi Başkanlığı tarafından görüş ve önerilere açılmış ve son olarak Tebliğ Taslağı GİB sayfasından kaldırılmış olup yakında yayımlanması beklenmektedir.
    • Özet olarak;
    • 25 Şubat 2020 tarihli Resmî Gazete’de yayınlanan 2151 sayılı “Cumhurbaşkanlığı Kararnamesi” ile transfer fiyatlandırması mevzuatında çeşitli değişiklikler yapılmıştı.
    • Buna göre, Kararname’de belirlenen hadleri aşan şirketler genel rapor (masterfile), yıllık transfer fiyatlandırması raporu (local file) ve ülke bazlı raporlama (Country-by-Country Reporting) şeklindeki üçlü dokümantasyon yükümlülüklerine tabi olacaktır.
    • Yapılan düzenlemede ilişkinin doğrudan veya dolaylı olarak ortaklık kanalıyla oluştuğu durumların örtülü kazanç dağıtımı kapsamında sayılması için en az %10 oranında ortaklık, oy veya kâr payı hakkının olması şartı aranacağı belirtilmektedir.
    • Yeni düzenleme ile transfer fiyatlandırması belgelendirme yükümlülüklerini tam ve zamanında yerine getiren mükellefler için %50 oranında indirimli vergi ziyaı cezası uygulaması öngörülmüştür. Böylece, ödevlerini tam ve zamanında yerine getiren mükellefler ile hiç yerine getirmeyen ya da eksik yerine getiren mükellefler arasında bir ayrım yapılması söz konusu olmuştur. Bu konuda Taslak Tebliğde çeşitli örnekler yer almaktadır.
    • Kararname’de belirlenen hadleri aşan şirketlerin genel rapor (masterfile), yıllık transfer fiyatlandırması raporu (local file) ve ülke bazlı raporlama (Country-by-Country Reporting) şeklindeki üçlü dokümantasyon yükümlülükleri olup olmadığını sıkı bir şekilde takip ve tespit etmelerini tavsiye etmekteyiz.
    • Bunun yanında, toplam konsolide grup geliri 750 Milyon Avro ve üzerinde olan çok uluslu Türk şirket gruplarının ülke bazlı raporlama ile Türk Mali İdaresi ile paylaşacakları bilgiler uluslararası anlaşmalar dahilinde diğer ülkeler ile de paylaşılacak; aynı zamanda diğer ülkeler de Türkiye ile bu bilgileri karşılıklı olarak paylaşacaklardır. O nedenle, ülke bazlı raporlamanın Türk şirket grubuna etkisinin de ayrıca değerlendirilmesinde fayda bulunmaktadır.
    • 2151 sayılı “Transfer Fiyatlandırması Yoluyla Örtülü Kazanç Dağıtımı Hakkında Değişiklik Yapılmasına Dair Cumhurbaşkanlığı Kararnamesi” ile ilgili mükellefin yükümlülüklerine bağlı olarak aşağıdaki belgelerden birinin, bir kaçının ya da tamamının hazırlanması gerekebilir.
      • Genel Rapor (Masterfile),
      • Yıllık Transfer Fiyatlandırması Raporu (Local File)
      • Ülke Bazlı Raporlama (Country-by-Country Reporting)

Her ay yayımlamış olduğumuz uluslararası mali bültenler ile sizlere vergi, finans, uluslararası kamu maliyesi, sosyal güvenlik ve yatırımların korunması ve teşviki alanında yapılan tüm çalışmaları duyurmaya devam ediyor olacağız. Bu bültende yer alan herhangi bir konuyla ilgili sorularınız için danışmanlarımıza ulaşabilirsiniz.

Saygılarımızla,

[1] https://tuys.sanayi.gov.tr/anlasmalar/yktk