Tax-IA Bulletin

Bulletin nr: 2019-47

To       : The clients and company web site

From   :  Independent Advisors/ Tax

Date     : December, 9th 2019

Subject: 7194 sayılı Dijital Hizmetler Vergisi Kanunu Resmi Gazete’de Yayımlandı

24.10.2019 tarihinde TBMM’ye sevk edilen Dijital Hizmet Vergisi Kanunu ve Bazı Vergi Kanunlarında Değişiklik Yapılması Hakkında Kanun Teklifi Plan ve Bütçe Komisyonu’nun ardından Genel Kurul’da görüşülmüş ve 21.11.2019 tarih ve 7193 sayılı Kanun olarak kabul edilmişti.

En son Sayın Cumhurbaşkanı tarafından bir maddesinin tekrar görüşülmesi amacıyla Meclis’e iade edilen[1] Kanun, anılan maddenin çıkarılmasıyla 7194 sayılı Kanun olarak tekrar kabul edilmiş ve 7 Aralık 2019 tarihli Resmî Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe girmiştir.

Özetle;

  • Kanun Teklifi 128 sıra sayısıyla 27nci Yasama Döneminin üçüncü yılında TBMM’de görüşülmüştür.
  • Kanunun genel gerekçesi ve Plan ve Bütçe Komisyonu’nda değişen maddelerine aşağıdaki linkten ulaşabilirsiniz. https://www.tbmm.gov.tr/sirasayi/donem27/yil01/ss128.pdf
  • Kanun Teklifi Ak Parti’li 99 imza sahibinin imzasıyla TBMM’ye sevk edilmiştir.

Konuyla İlgili Önceki Bültenlerimiz

Kanun teklifinin içeriği, sonrasında Meclis’e sevk edilen Teklifte yapılan ilave düzenlemeler ve değişiklikler, TBMM Plan ve Bütçe Komisyonunda yapılan değişiklikler ve son olarak da Yasalaşan Kanun ile ilgili çok detaylı bilgilendirme ve analizlere önceki sirkülerlerimizde yer vermiştik.

Yasalaşma Süreci

  • Kanun Genel Kurul’da büyük ölçüde Plan ve Bütçe Komisyonu’ndan geldiği şekliyle kabul edilmiştir.
  • Bilindiği üzere Kanun teklifi TBMM Plan ve Bütçe komisyonundan geçmiş ve 2/2312 Esas numaralı Rapor olarak yayımlanmıştır. Komisyonda 3 oturumda uzun bir mesai ile 29 saat görüşme yapılmış olup yazılan 661 sayfa görüşme tutanağı TBMM web sayfasından incelenebilmektedir.

https://www.tbmm.gov.tr/develop/owa/komisyon_tutanaklari.goruntule?pTutanakId=2405

  • Komisyonda geçen bu uzun görüşmelerde, spor hakemlerine yönelik istisna ile, kontratı devam eden sporculardan alınacak gelir vergisine yönelik bu kimseler lehine bir miktar düzenleme yapılmış, konaklama vergisinde nispi vergi oranı yerine maktu tutarlar belirlenmiş ve ilave vergi yükü yaratan diğer vergiler ile ilgili önemli bir revizyon yapılmamıştır.
  • Sayın Cumhurbaşkanı tarafından yayımlanması uygun bulunmayan 7193 sayılı “Dijital Hizmet Vergisi ile Bazı Kanunlarda ve 375 Sayılı Kanun Hükmünde Kararnamede Değişiklik Yapılması Hakkında Kanun”, bir kez daha görüşülmesi için, Anayasanın 89 ve 104 üncü maddeleri uyarınca 02/12/2019 tarihinde Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına geri gönderilmiştir.
  • Kanun 5 Aralık 2019 günü TBMM genel kurulunda tekrar görüşülmüş ve Cumhurbaşkanlığı tarafından geri gönderme tezkeresine konu 50 nci maddesi çıkarılarak ve diğer maddeleri ise görüşülmeden kabul edilmiştir.

Kanun’da Neler Var? Kısa Kısa

Kanun ile yapılan değişiklikleri özet halinde sunalım:

  • %7,5 oranında “Dijital Hizmet Vergisi” getirilmiştir. Bu vergi gider veya maliyet olarak kabul edilmeyecek ve aylık beyanname ile vergi dairesine beyan edilecektir.
  • Emlak Vergisi Kanunu’nda yapılan düzenleme ile belli değeri aşan meskenler için “Değerli Konut Vergisi” ihdas edilmiştir.
  • Konaklama Vergisi ilk defa hayatımıza girecektir. Bu vergi 1 Nisan 2020 tarihinden 31 Aralık 2020 tarihine kadar %1, bu tarihten sonra %2 oranında uygulanacaktır.
  • 2020’den itibaren elde edilen gelirlere uygulanmak üzere GVK 18’nci madde (telif kazançlarında istisna) kapsamındaki serbest meslek kazançlarında istisna uygulamasına 500.000 TL sınırı getirilmiştir. Bu tutarı aşması halinde yıllık beyana tabi olacaktır.
  • GVK’da değişiklik yapılarak işverenlerce taşıma hizmeti verilmeyen durumlarda, çalışılan günlere ait bir günlük ulaşım bedelinin 10 Türk lirasını aşmaması ve buna ilişkin ödemenin toplu taşıma kartı, bileti veya bu amaçla kullanılan ödeme araçlarına ilişkin ulaşım giderleri gelir vergisinden istisna edilmiştir.
  • Spor yarışmalarını yöneten hakemlere ödenen ücretlerin gelir vergisinden istisna edilmesine yönelik düzenlemenin kapsamı daraltılmış ve sadece amatör spor yarışmalarını yöneten hakemlere ödenen ücretler (basketbol ve voleybol spor dallarının en üst liglerinde görev alanlar hariç) gelir vergisinden müstesna tutulmuştur.
  • Kiralama yoluyla edinilen binek otomobillerinin her birine ilişkin aylık kira bedelinin 5.500 TL kadarlık kısmı ile binek otomobillerinin iktisabına ilişkin ÖTV ve KDV toplamının en fazla 115.000 TL kadarlık kısmının ticari kazancın ve serbest meslek kazancının tespitinde gider olarak dikkate alınmasına yönelik düzenleme yapılmıştır.
  • Ticari kazancın ve serbest meslek kazancının tespitinde binek otomobillere ilişkin giderlerin en fazla %70’inin indirilebilmesine yönelik düzenleme yapılmıştır.
  • Ticari kazancın ve serbest meslek kazancının tespitinde ÖTV ve KDV hariç ilk iktisap bedeli 135.000 TL, söz konusu vergilerin maliyet bedeline eklendiği veya binek otomobilin ikinci el olarak iktisap edildiği hâllerde, amortismana tabi tutarı 250.000 TL’yi aşan binek otomobillerinin her birine ilişkin ayrılan amortismanın en fazla bu tutarlara isabet eden kısmının gider yazılmasına yönelik düzenleme yapılmıştır.
  • 01.2020 tarihinden itibaren elde edilen tek işverenden alınan ve tevkif suretiyle vergilendirilmiş yıllık 500.000 TL’yi aşan ücret gelirleri için yıllık gelir vergisi beyan yükümlülüğü / hakkı getirilmiştir.
  • Avukatlık Kanunu uyarınca karşı tarafa yükletilen vekalet ücretlerinde (icra ve iflas müdürlüklerine yatırılanlar dâhil) ödeyenler tarafından gelir vergisi tevkifatı yapma zorunluluğu getirilmiştir.
  • Gelir vergisi tarifesinde değişiklik yapılarak dilim sayısı arttırılmış ve 500.000 TL üzerindeki kazançlar için vergi oranı 2019 yılında elde edilen kazançlara da (ücretler hariç) uygulanmak üzere %40 olarak yeniden belirlenmiştir.
  • Mükellefiyet kaydının analiz ve değerlendirme sonuçlarına bağlı olarak terkini konusunda düzenleme yapılmıştır.
  • Vergiye uyumlu mükelleflere tanınan %5’lik vergi indiriminin uygulanmasında beyan edilen vergilerin kanuni süresinde ödenmiş olması şartı kaldırılarak; ödeme koşulu gelir ve kurumlar vergisi beyannamelerinin verilme süresine çekilmiş ve maddede geçen vergi beyannameleri ibaresinin hangi beyannameleri ifade ettiğine açıklık getirilmiştir.
  • İzaha davet uygulamasında davete icap ve beyan süreleri 30 güne çıkarılmıştır.
  • VUK 376’ncı maddede değişiklik yapılarak vergi ziyaı cezalarında indirim oranı ilk defa işlenip işlenmediğine bakılmaksızın %50 olarak belirlenmiştir.
  • Üzerinde uzlaşılan vergi veya vergi farkı ile vergi ziyaı cezasının %75’inin belirlenen ödeme süreleri içerisinde ödenmesi halinde üzerinde uzlaşılan cezanın %25’inin VUK 376’ncı madde kapsamında indirilmesine yönelik düzenleme yapılmıştır.
  • Vergi Usul Kanunu’nun mülga 379’uncu maddesi “Kanun yolundan vazgeçme” başlığıyla yeniden düzenlenmiştir.
  • Buna göre vergi/ceza ihbarnamesine karşı süresinde açılan davalarda, vergi mahkemesince verilen istinaf yolu açık kararlar ile bölge idare mahkemesince verilen temyiz yolu açık kararlarda (Danıştayın bozma kararı üzerine verilen kararlar hariç);
    • Kaldırılan vergi tutarının %60’ı, tasdik edilen vergi tutarının tamamı ile tasdik edilen vergi tutarına ilişkin vergi ziyaı cezasının %75’i,
    • Bağlı olduğu vergi aslı dava konusu yapılmayan veya VUK 359 uncu maddede yazılı fiillere iştirak nedeniyle kesilen vergi ziyaı cezaları ile usulsüzlük ve özel usulsüzlük cezalarının kaldırılan tutarının %25’i ve tasdik edilen tutarının %75’i,
      • mükellef için geçerli olan kanun yoluna başvuru süresi içerisinde dava konusu vergi ve/veya vergi cezalarının tümü için kanun yolundan vazgeçildiğine ilişkin dilekçenin ilgili vergi dairesine verilmesi şartıyla kanun yolundan vazgeçme dilekçesinin verildiği tarih itibarıyla başkaca bir işleme gerek kalmaksızın tahakkuk eder.
    • Bu şekilde tahakkuk eden tutarlar bir ay içinde ödenir.
    • Bu maddeye göre tahakkuk eden vergi ve/veya vergi cezalarının %80’inin, hesaplanacak gecikme faizi ile birlikte bu sürede tamamen ödenmesi şartıyla, vergi ve ceza tutarından %20 oranında indirim yapılır.
  • Kambiyo muamelelerinde Banka ve Sigorta Muameleleri Vergisinin oranı 7.12.2019 tarihinden itibaren binde 1’den binde 2’ye yükseltilmiştir.

Bu Kanun ile ilgili meslek kuruluşumuz olan TÜRMOB tarafından yayımlanan detaylı özel mevzuat sirkülerini de istifadenize sunarız.

Konuyla ilgili diğer gelişmeleri de sizlere duyurmaya devam ediyor olacağız.

Saygılarımızla,

[1] https://www.tccb.gov.tr/basin-aciklamalari/365/113752/7193-sayili-kanun

Tax-IA Bulletin

Bulletin nr: 2019-46

To       : The clients and company web site

From   : Independent Advisors / Accounting & Tax

Date     : December, 4th 2019

Subject: Hasılat Esaslı Kazanç Tespit Uygulaması Başlıyor.

Bilindiği üzere safi kurum kazancı Kurumlar Vergisi Kanunu’na göre, gelir vergisine tabi ticari kazançlar da Gelir Vergisi Kanunu’na göre beyan usulüyle vergilendirilmektedir.

Gelir Vergisi Kanunu’na eklenen 113 ncü madde ile şehir içi yolcu taşımacılığı faaliyetiyle uğraşan mükellefler için kolaylaştırılmış bir vergilendirme yöntemi başlatılmıştır. Konuyla ilgili olarak 03/12/2019 tarih 30967 sayılı Resmî Gazete’ de Gelir Vergisi Genel Tebliği (Sıra No:309) yayımlanmıştır.

Tebliğde, detaylı bir şekilde, “Hasılat Esaslı Kazanç Tespiti Uygulaması” kapsamında, uygulamanın tanımı, yararlanabilecek mükellefler ve şartları, yararlanmaya ilişkin taleplerin değerlendirilmesi aşaması, örneklerle kapsama giren mükellefler için vergiye tabi kazancın hesaplanması, başka kazançların bulunması halinde özellikli durumlar, diğer indirim ve istisna uygulamalarının durumu, bu uygulamaya ilişkin şartların kaybedilmesi ve uygulamadan çıkış hususları hakkında açıklamalar yapılmıştır.

Şimdi 10 soru ve cevap ile ayrıntılara bakmak gerekirse;

1. Kimler Yararlanabilir:

Hasılat esaslı kazanç tespiti uygulamasından, şehir içi yolcu taşımacılığı faaliyetinde bulunan ve bu faaliyetlerinden kaynaklanan hasılatlarının tamamını elektronik ücret toplama sistemleri aracılığıyla elde eden gelir (kazançları basit usulde tespit edilenler dâhil) veya kurumlar vergisi mükelleflerinden bu hususta talepte bulunanlar yararlanabileceklerdir.

Hasılat esaslı kazanç tespiti uygulamasından faydalanılabilmesi için;

a) Uygulamadan yararlanmak isteyen mükelleflerin şehir içi yolcu taşımacılığı faaliyetinde bulunması,

b) Bu faaliyetlerden kaynaklanan hasılatın tamamının elektronik ücret toplama sistemleri aracılığıyla elde edilmesi,

c) Gelir veya kurumlar vergisi yönünden bağlı olunan vergi dairesine uygulamadan yararlanma hususunda yazılı olarak talepte bulunulması gerekmektedir.

2. Hasılatın bir kısmı nakden tahsil ediliyorsa sistemden yararlanabilir miyiz?

Şehir içi yolcu taşımacılığı faaliyetinde bulunan mükelleflerin bu faaliyetlerinden kaynaklanan hasılatlarının tamamının elektronik ücret toplama sistemi aracılığıyla elde edilmesi gerekmektedir, aksi durumda bu uygulamadan faydalanılamayacaktır.

3. Bu hasılata hangi oranda gelir veya kurumlar vergisi uygulanacaktır?

Şehir içi yolcu taşımacılığı faaliyetinde bulunan ve bu faaliyetlerinden kaynaklanan hasılatlarının tamamını elektronik ücret toplama sistemleri aracılığıyla elde eden mükelleflerden başvuruları vergi dairesi tarafından kabul edilenler, söz konusu faaliyetlerinden elde ettikleri gayrisafi hasılatlarının %10’unu bu faaliyetlerine ilişkin vergiye tabi kazanç olarak beyan edeceklerdir. Bir nevi götürü usul uygulamasıdır.

Hasılat esaslı kazanç tespiti usulünden faydalanan mükelleflerden 3065 sayılı Katma Değer Vergisi Kanununun 38 inci maddesi kapsamında hasılat esaslı vergilendirme usulüne göre vergilendirilenler, hasılat esaslı kazancın tespitinde bu faaliyetlerine ilişkin hesapladıkları katma değer vergisi dâhil tutarı gayrisafi hasılat tutarı olarak dikkate alacaklardır.

4. Sisteme girmek zorunlu mu? İstenirse Çıkılabilir mi?

Şehir içi yolcu taşımacılığı faaliyetine ilişkin kazançları hasılat esaslı kazanç tespiti usulüne göre hesaplanan mükellefler, bu usule geçtikleri tarihten itibaren iki yıl geçmeden bu usulden çıkamayacaklardır.

Bu usulden çıkmak isteyen mükellefler, iki yıllık sürenin tamamlanması kaydıyla, gelir veya kurumlar vergisi yönünden bağlı bulundukları vergi dairesine verecekleri dilekçelerine istinaden, takip eden yılın başından itibaren hasılat esaslı kazanç tespiti usulünden çıkabileceklerdir.

5. Uygulamadan çıkarılma şartları nelerdir? Ceza yenirse ne olur?

Hasılat esaslı kazanç tespiti uygulamasından yararlanan mükellefler hakkında, bu uygulamadan yararlandıkları dönemlerle sınırlı olmak üzere, bir takvim yılı içerisinde iki kez Vergi Usul Kanunu 353. Maddesi uyarınca, özel usulsüzlük cezası kesilmesi halinde, bu mükellefler cezanın kesildiği ve takip eden iki takvim yılı boyunca bu uygulamadan yararlanamazlar. Söz konusu mükellefler anılan fıkralar uyarınca ikinci cezanın kesildiği takvim yılının başından itibaren hasılat esaslı kazanç tespiti uygulamasından çıkarlar.

6. Başka gelir unsurları da varsa uygulama nasıl olacaktır?

Hasılat esaslı kazanç tespiti usulüne geçen mükelleflerin şehir içi yolcu taşımacılığı faaliyetleri yanında vergiye tabi başkaca faaliyetlerinin veya kazanç ya da iratlarının bulunması halinde, şehir içi yolcu taşımacılığı faaliyetlerine ilişkin gider veya maliyetlerini, vergiye tabi diğer kazanç veya iratlarının tespitinde dikkate almaları mümkün değildir. Bu mükellefler, diğer faaliyetlerinden dolayı elde ettikleri kazanç veya iratları nedeniyle bu madde hükmünden de faydalanamayacaklardır.

7. Başka gelir unsurları da varsa ortak giderler nasıl hesaplanacak?

Şehir içi yolcu taşımacılığı faaliyeti ile bu kapsama girmeyen işlerin birlikte yapılması halinde müşterek genel giderler, bu faaliyetler ile ilgili olarak cari yılda oluşan maliyetlerin toplam maliyetler içindeki oranı dikkate alınarak dağıtılacaktır. Bu dağıtım sonucunda müşterek genel giderlerden şehir içi yolcu taşımacılığı faaliyetine düşen pay, diğer faaliyetlere ilişkin vergiye tabi kazancın ve gelir ya da kurumlar vergisi matrahının tespitinde dikkate alınmayacaktır.

8. Kayıt veya muhasebede özellikle dikkat edilmesi gereken hususlar nelerdir?

Hasılat esaslı kazanç tespiti usulüne geçen ve şehir içi yolcu taşımacılığı faaliyetleri yanında vergiye tabi başkaca faaliyetleri de bulunan mükelleflerce, söz konusu uygulama kapsamında bulunan ve bulunmayan faaliyetlerine ilişkin hasılat, maliyet ve gider unsurlarının ayrı ayrı izlenmesi, uygulama kapsamındaki faaliyete ait hasılat, maliyet ve gider unsurlarının, diğer faaliyetlerle ilişkilendirilmemesi ve kayıtlarının da bu ayrımı sağlayacak şekilde tutulması gerekmektedir.

9. Başka meslek grupları da buna benzer bir uygulamaya tabi olacak mı?

Uygulama, 7186 sayılı Kanun ile sadece şehir içi yolcu taşımacılığı faaliyetiyle uğraşanlar için öngörülmüştür. Kanunun madde gerekçesine göre vergi uygulamalarının basitleştirilmesi, mükellefin vergiye uyum maliyetlerinin azaltılması amaçlanmıştır. Bu uygulamanın başka meslek kollarına yaygınlaştırılması için Yasal değişiklik gerekmektedir. 7186 sayılı Kanun’un TBMM’ye sevk edilen teklif metnine göre sadece şehir içi yolcu taşımacılığı için değil Cumhurbaşkanı’nca belirlenen tüm sektörler için bu uygulama öngörülmüştü. Fakat madde Plan ve Bütçe Komisyonu’nda sadece şehir içi yolcu taşımacılığı faaliyetine uygulanmak üzere revize edilmişti.

10. Uygulamaya geçmek mantıklı mı?

Bu uygulama her mükellefin kendi maliyet ve gelir hesaplarını analiz ederek verebileceği bir karardır. Bu yüzden geriye doğru 5-10 yıllık kar-zarar-maliyet hesaplarının mali danışmanlarınızla tetkik edilerek karar verilmesini tavsiye ediyoruz.

Konuyla ilgili diğer gelişmeleri de sizlere duyurmaya devam ediyor olacağız.

Bu konuyla ilgili herhangi bir sorunuz için vergi ve muhasebe uzmanlarımıza danışabilirsiniz.

Saygılarımızla,

Tax-IA Bulletin

Bulletin nr: 2019-45

To       : The clients and company web site

From   : Independent Adviosors / Tax Incentives

Date     : December, 4th 2019

Subject: Devlet Teşvikleri – Destek Yönetim Sistemi Uygulaması

Ticaret Bakanlığı bir süredir sağlamış olduğu teşvik ve desteklerin web sayfası üzerinden yürütülmesine ilişkin çalışmalar yapmaktadır. Yeni çıkarılan bir Tebliğe göre aşağıda ayrıntıları yer alan Devlet desteklerine ilişkin olarak yetkilendirilmiş kullanıcılar ilgili bileşenlere ilişkin işlemleri elektronik ortamda yapacaklardır.

Bakanlık 3 Aralık 2019 tarihli Resmî Gazetede yayımlanan 2019/7 numaralı Uygulama Tebliği ile Destek Yönetim Sistemine (DYS) ilişkin usul ve esasları belirlemiştir.

Bu kapsamda olmak üzere;

  • Mal ihracatına yönelik destekler,
  • Hizmet ihracatına yönelik destekler,
  • Dâhilde İşleme Rejimi,
  • Hariçte İşleme Rejimi,
  • Vergi Resim Harç İstisnası ve
  • Belgesiz İhracat Kredilerine ilişkin bileşenler DYS kapsamında yürütülecektir.

Ayrıntılara bakmak gerekirse;

  • İlgili mevzuat: Yetkilendirilmiş kullanıcılar, DYS üzerinden hizmete sunulan bileşenlere ilişkin işlemleri her bir bileşenin ilgili mevzuat hükümleri çerçevesinde elektronik ortamda gerçekleştireceklerdir.
  • Önceki İşlemler: DYS kapsamındaki ilgili bileşenin elektronik ortamda kullanılmaya başlanmasından önce dâhilde işleme izin belgesi, hariçte işleme izin belgesi, vergi resim harç istisnası belgesi almak ve mal ihracatına ve hizmet ihracatına yönelik devlet desteklerinden yararlanmak için müracaat eden yararlanıcıların başvurularında bu Tebliğ hükümleri uygulanmayacaktır. DYS kapsamındaki ilgili bileşenin elektronik ortamda kullanılmaya başlanacağı tarih Bakanlık web sayfasında ilan edilecektir.
  • Elektronik Ortamda Yapılmayan Başvurular: DYS kapsamındaki ilgili bileşenin elektronik ortamda kullanılmaya başlanması ile birlikte dâhilde işleme izin belgesi, hariçte işleme izin belgesi, vergi resim harç istisnası belgesi almaya ve mal ihracatına ve hizmet ihracatına yönelik devlet desteklerinden yararlanmaya yönelik başvurular, ilgili mevzuat hükümleri saklı kalmak kaydıyla, DYS üzerinden elektronik ortamda yapılacaktır. Bu durumda DYS üzerinden yapılmayan başvurular değerlendirmeye alınmayacaktır.
  • İlgili Kurum: DYS’nin işleyişine ilişkin diğer hususlar İhracat Genel Müdürlüğü tarafından düzenlenecek uygulama usul ve esasları ile belirlenecektir.
  • Başvuru: DYS’yi kullanacak yararlanıcılar, sisteme tanımlanmak üzere başvurularını Bakanlık Merkez Teşkilatına veya Bakanlıkça belirlenen Bölge Müdürlükleri veya İhracatçı Birlikleri Genel Sekreterliklerine yapacaklardır. DYS’ye tanımlanması uygun görülen yararlanıcılar sisteme tanımlanacaktır.

Konuyla ilgili diğer gelişmeleri de sizlere duyurmaya devam ediyor olacağız.

Bu konuyla ilgili herhangi bir sorunuz için teşvik uzmanlarımıza danışabilirsiniz.
Saygılarımızla,

Tax-IA Bulletin

Bulletin nr: 2019-44

To       : The clients and company web site

From   : Independent Adviosors / Inovation | Incentives

Date     : December, 2nd 2019

Subject: Rekabetçi Sektörler IPA Programı Proje Başvuru Kurgusunda Dikkat Edilmesi Gereken Noktalar

IPA (Rekabetçi Sektörler) projeleri genelde Teknik Destek (TA) ve Bina/Ekipman (Supply) kısmından oluşan üniversite, kamu idareleri, dernekler, üst yapı kuruluşları vb tarafından başvuru yapılabilen ortalama 5 Milyon EURO civarı bütçeleri olan %85’i AB tarafından desteklenen geri ödemesiz desteklerle bölgesel kalkınmaya müdahale araçlarıdır.

30 Ekim 2019 tarihli anlaşma (https://www.resmigazete.gov.tr/eskiler/2019/11/20191129-1.pdf) ile IPA fon finansmanı devam etmektedir. Bu anlaşmanın uygun bulunduğuna dair 1811 numaralı Cumhurbaşkanlığı Kararı 29 Kasım 2019 tarihinde Resmî Gazetede yayımlanmıştır. Önümüzdeki dönemde yeni çağrılar ile bu fonlar kullandırılacaktır. Fon çerçevelerinden daha etkin faydalanmak için şimdiden bazı önemli noktalara değinmekte fayda vardır.

Proje başvuru sayıları göz önüne alındığında kaynak kısıtlı olduğu için kabul oranları düşük olmaktadır. Bu sebeple bu projelerde yapılan bazı hatalar ve avantaj sağlayacağını düşündüğümüz bazı konular aşağıdaki gibi özetlenebilir:

  1. Sürdürülebilirlik en önemli konular arasındadır. Proje yatırımı sonrasında 5 yıl izleniyor ve yatırım sürdürülebilir olmazsa faydalanıcı kuruluşun ya kendi bütçesinden karşılaması veya yatırımı iade riskini alabilmesi gerekiyor. Bu bağlamda taahhüt edilecek bütçe oldukça önemli bir gösterge oluyor.
  2. Projenin hazırlanma süresi her ne kadar az olsa da tüme varımla bir talep tahmini önemli. (Anket, birebir görüşme vb.) Sektör/İl raporları ile tümden gelimle talep tahminleri yetersiz kalıyor. “Proje içinde daha detaylı irdeleyeceğiz” demek mümkün ama önceden iyi bir analiz verebilen proje doğrudan öne geçiyor.
  3. Verilecek hizmetlere ilişkin fiyat tahminlerinin yapılması önemli. Bu talep potansiyeli ve tahmini ile ilişkilendirilebildiğinde sürdürülebilir olduğunun ispatı açısından önemli. Hatta fiyatların potansiyel alıcı kitlesine sorulup görüşlerin proje önerisine yansıtılması projeyi öne geçiriyor.
  4. Sürdürülebilirlik ve talep ile bağlantılı olarak proje ortaklıkları önemli. Genel olarak aynı ildeki kurumların ortaklık yaptığı projeler, talep potansiyelini artıran farklı illerden ortaklıklara göre zayıf kalıyor.
  5. Kalkınma ajansları bu projelerde önemli oyunculardan birisi, ancak yönetmelikler gereği proje sonrası aşamada devam edemeyecekleri için, başvuran faydalanıcı (ERA) olmaları; proje çok iyi olsa bile, önemli temel bir sorun oluyor. Kalkınma ajanslarının proje yürütme desteği dışında ilave rol üstlenmemeleri, projede kaldıraç etkisi yaratıp çıkış yapmaları önemli.
  6. Üniversitelerin başvurucu olduğu bazı projelerde talep edilen laboratuvar ekipmanlarının proje aktiviteleri ile zayıf ilişkilendirilmesi puan kaybına neden oluyor.
  7. Projelerde tematik odaklanma projeyi ön plana çıkartıyor. Mesela “genel anlamda girişimciliği geliştirmek” yerine “orta yaş girişimcisi hızlandırma programı” veya “Yüksek teknoloji girişimciliği erken sermaye yatırımına yönelik hızlandırma programı” gibi temalar kurgu açısından olumlu yönde ayrıştırıcı oluyor.

Bu yazıda en göze çarpan konuları belirtmeye çalıştık, elbette liste bunlarla sınırlı olmayıp başka değerlendirmeler de dahil edilebilecektir. İlerideki yazılarımızda değinmeye çalışacağız

Konuyla ilgili diğer gelişmeleri de sizlere duyurmaya devam ediyor olacağız.
Saygılarımızla,