Tax-IA Bulletin
Bulletin nr: 2019-57
To : The clients and company web site
From : Independent Advisors / Accounting & Tax
Date : December, 31st 2019
Subject: 2020 Yılında Bizi Neler Bekliyor.

2019 yılı mali gündem çok yoğun geçti. 2020 yılında bizleri neler bekliyor, kısa kısa özetlemek istedik. Sirkülerimizin kolay okunması için başlıklar halinde yer verdik.

  1. Muhtasar Beyanname ile SGK Prim Bildirgesi birleşiyor.
  2. İhracat bedellerinin yurda getirilmesi ve bankalara satılma zorunluluğuna ilişkin düzenlemenin uygulama süresi 6 ay uzatılmıştır.
  3. Bazı avukatlık hizmetlerinde KDV Oranı % 8’e düşürülmüştür. 2007/13033 Sayılı Karar’a ekli (II) sayılı listenin “B) Diğer Mal ve Hizmetler ” bölümünün sonuna, “Aile mahkemeleri, tüketici mahkemeleri ve çocuk mahkemelerinin görev alanına giren davalar ve işler, vesayet davaları ve işleri; bu davalara bağlı kanun yolları; iş uyuşmazlıklarında dava şartı olarak arabuluculuk ile bunlara bağlı ilamlı icra takipleri kapsamında verilen avukatlık hizmetleri,” cümlesi eklenmiştir. Buna göre, sayılan hizmetlerde hizmet bedeline %18 yerine % 8 KDV oranı uygulanacaktır.
  4. e-Fatura Uygulaması Genişliyor
  •  5 Milyon TL ve üzeri olan brüt satış hasılatı (veya satışları ile gayrisafı iş hasılatı) şartını 2018 veya 2019 hesap dönemlerinde sağlayan mükellefler, 1/7/2020 tarihinden itibaren (2020 veya müteakip hesap dönemlerinde sağlayan mükellefler, ilgili hesap dönemini izleyen yılın yedinci ayının başından itibaren)
  •  Özel Tüketim Vergisi Kanununa ekli (I) sayılı liste kapsamındaki mallar nedeniyle EPDK’dan lisans alımı veya anılan Kanuna ekli (III) sayılı liste kapsamındaki malların imal, inşa veya ithalini 2019 yılında gerçekleştirenler, 1/7/2020 tarihinden itibaren (2020 veya müteakip yıllarda gerçekleştirenler ise, lisans alımı veya imal, inşa veya ithalin gerçekleştirildiği ayı izleyen dördüncü ayın başından itibaren)
  • Aracı hizmet sağlayıcıları, internet reklamcılığı hizmet aracıları ile internet ortamında ilan yayınlayanlar, 1/7/2020 tarihine kadar (2020 veya müteakip hesap dönemlerinden itibaren bu paragrafta belirtilen işler ile iştigal etmek üzere işe başlayacak mükellefler ise işe başlama tarihinden itibaren 3 ay içinde)
  • 5957 sayılı Sebze ve Meyveler ile Yeterli Arz ve Talep Derinliği Bulunan Diğer Malların Ticaretinin Düzenlenmesi Hakkında Kanun hükümlerine göre komisyoncu veya tüccar olarak sebze ve meyve ticaretiyle iştigal eden mükellefler, 1/1/2020 tarihine kadar (2020 veya müteakip hesap dönemlerinden itibaren bu paragrafta belirtilen işler ile iştigal etmek üzere işe başlayacak mükellefler ise işe başlama tarihinden itibaren 3 ay içinde)
  • e-Fatura uygulamasına kayıtlı olan mükelleflerden, Katma Değer Vergisi Kanununun 11 inci maddesi kapsamındaki mal ihracı (Türkiye’de ikamet etmeyenlere Özel Fatura ile yapılan bavul ticareti kapsamındaki satışlar dahil) ve yolcu beraberi eşya ihracı (Türkiye’de ikamet etmeyenlere KDV hesaplanarak yapılan satışlar) kapsamında fatura düzenleyecek olanlar, bahsi geçen faturalarını, 1/7/2017 tarihinden itibaren (Türkiye’de ikamet etmeyenlere özel fatura ile yapılan bavul ticareti kapsamındaki satışlar açısından 1/7/2020 tarihinden itibaren) e-Fatura uygulamasına geçmek zorundadır.

 5.e-Arşiv Fatura Uygulaması Genişletiliyor

  • e-Fatura uygulamasına dahil olma zorunluluğu bulunan mükellefler ile isteğe bağlı olarak e-Fatura uygulamasına bu Tebliğin yayım tarihi itibarıyla geçmiş olan mükellefler, 1/1/2020 tarihine kadar.
  • Aracı hizmet sağlayıcıları, internet ortamında ilan yayınlayanlar ile internet reklamcılığı hizmet aracıları, 1/1/2020 tarihine kadar (2020 ve müteakip hesap dönemlerinden itibaren bu paragrafta belirtilen işler ile iştigal etmek üzere işe başlayacak mükelleflerin ise işe başlama tarihinden itibaren 3 ay içinde)
  •  e-Arşiv Fatura uygulamasına dahil olmayan mükelleflerce, 1/1/2020 tarihinden itibaren düzenlenecek faturaların, vergiler dahil toplam tutarının 30 Bin TL’yi (vergi mükelleflerine düzenlenenler açısından vergiler dahil toplam tutarı 5.000 TL’yi) aşması halinde, söz konusu faturaların “e-Arşiv Fatura” olarak Gelir İdaresi Başkanlığınca sunulan e-Belge düzenleme portali üzerinden 1/1/2020 tarihinden itibaren düzenlenmesi
    zorunludur.

 6. e-İrsaliye Uygulamasına Geçmek Zorunda Olanlar

  • e-Fatura uygulamasına kayıtlı olan ve 2018 veya müteakip hesap dönemleri brüt satış hasılatı (veya satışları ile gayrisafı iş hasılatı) 25 Milyon TL ve üzeri olan mükellefler,
  •  Özel Tüketim Vergisi Kanununa ekli (I) sayılı listedeki malların imali, ithali, teslimi vb. faaliyetleri nedeniyle EPDK’dan lisans (bayilik lisansı dahil) alan mükellefler,
  • Özel Tüketim Vergisi Kanununa ekli (III) sayılı listedeki malların imal, inşa, ithalini ve ana bayi/distribütör şeklinde pazarlamasını gerçekleştiren mükellefler.
  •  3213 sayılı Maden Kanunu kapsamında düzenlenen işletme ruhsatı/sertifikası sahipleri ve işletme ruhsatı/sertifikası sahipleri ile yaptıkları sözleşmeye istinaden maden üretim faaliyetinde bulunan gerçek ve tüzel kişi mükellefler,
  • 4634 sayılı Şeker Kanununun 2 nci maddesinin (e) bendinde tanımına yer verilen şekerin (beyaz şeker) imalini gerçekleştiren mükellefler,
  • e-Fatura uygulamasına kayıtlı olan mükelleflerden demir ve çelik (GTİP 72) ile demir veya çelikten eşyaların (GTİP 73) imali, ithali veya ihracı faaliyetinde bulunan mükellefler,
  • Tarım ve Orman Bakanlığınca gübre üretim ve tüketiminin kayıt altına alınmasına yönelik oluşturulan Gübre Takip Sistemi’ne kayıtlı kullanıcılar, 1/7/2020 tarihine kadar,
  •  5957 sayılı Sebze ve Meyveler ile Yeterli Arz ve Talep Derinliği Bulunan Diğer Malların Ticaretinin Düzenlenmesi Hakkında Kanun hükümlerine göre komisyoncu veya tüccar olarak sebze ve meyve ticaretiyle iştigal eden mükellefler, 1/1/2020 tarihine kadar geçmek zorundadırlar.

7. e-Serbest Meslek Makbuzu Uygulamasının Alanı Genişliyor

  • Vergiden muaf olmayan serbest meslek mensuplarından 1/2/2020 tarihi itibarıyla faaliyetine devam etmekte olanlar, 1/6/2020 tarihine kadar. Bunlardan 1/2/2020 tarihinden (bu tarih dâhil) itibaren faaliyete başlayacak olanlar, işe başladıkları ayı izleyen 3 üncü ayın sonuna kadar makbuzlarını e-SMM olarak kesmeye başlamaları gerekiyor.

 8. e-Müstahsil Makbuzu Uygulaması

  •  e-Fatura uygulamasına geçmek zorunda olan mükelleflerden faaliyetleri gereği aynı zamanda müstahsil makbuzu düzenlemek zorunda olanlar, 1/7/2020 tarihine kadar, Sebze ve Meyveler ile Yeterli Arz ve Talep Derinliği Bulunan Diğer Malların Ticaretinin Düzenlenmesi Hakkında Kanun hükümlerine göre komisyoncu veya tüccar olarak sebze ve meyve ticaretiyle iştigal eden mükellefler, 1/1/2020 tarihine kadar geçiş yapmaları gerekmektedir.

9. e-Bilet Uygulaması

  • Karayolu Taşıma Yönetmeliğinde belirtilen şehirlerarası tarifeli yolcu taşımacılığı faaliyetiyle iştigal eden D1 yetki belgeli işletmeler, 1/1/2021 tarihine kadar (2021 veya müteakip yıllarda faaliyetlerine başlayanlar, faaliyete başladığı ayı izleyen dördüncü ayın başından itibaren)
  • Yerli ve yabancı sinema filmi gösteriminde bulunan sinema işletmeleri, 1/7/2020 tarihine kadar (1/7/2020 tarihinden sonra faaliyetlerine başlayanlar, faaliyetlerine başladıkları ayı izleyen dördüncü ayın başına kadar) geçmeleri gerekmektedir.

Yukarıda geçen e-belge uygulamalarında ayrıca Gelir İdaresi Başkanlığı, yapılan analiz veya inceleme çalışmaları neticesinde riskli ya da vergiye uyum düzeyi düşük olduğu tespit edilen mükellefleri veya mükellef gruplarını, faaliyet, sektör ve ciro tutarına bağlı olmaksızın, yazılı bildirim yapmak ve geçiş hazırlıkları için en az 3 ay süre vermek suretiyle bu uygulamalara geçme zorunluluğu getirmeye yetkilidir.

10. Yeşil Pasaport Uygulaması

  • İhracatçılara verilecek hususi damgalı pasaport için aranan asgari yıllık ortalama ihracat tutarı 500.000,00 ABD Dolar’ına düşürülmüştür.

11. Elektronik YMM RaporlarI

  • Yeminli Mali Müşavirlik Tasdik Raporlarını elektronik ortamda gönderme dönemi başlamıştır. Yeminli mali müşavirler tarafından verilecek tüm KDV İadesi Tasdik Raporlarının 15/11/2019 tarihinden itibaren internet vergi dairesi sistemi üzerinden elektronik ortamda ihtiyari olarak gönderilmesi, 1/4/2020 tarihinden itibaren ise zorunlu olarak sadece internet vergi dairesi sistemi üzerinden elektronik ortamda gönderilmesi gerekmektedir.

12. Değerli Konut Vergisi Dönemi;

Emlak Vergisi Kanununa eklenen 42 ila 49’uncu maddelerle, “Değer Konut Vergisi” ihdas edilmiştir.
Değerli konut vergisine tabi mesken nitelikli taşınmazlardan değeri;

  • 5.000.000 TL ile 7.500.000 TL arasında olanlar (Binde 3),
  • 7.500.001 TL ile 10.000.000 TL arasında olanlar (Binde 6),
  • 10.000.001 TL’yi aşanlar (Binde 10) oranında vergilendirilecektir.

Mükellefiyet;

Mesken nitelikli taşınmazın değerinin, bina vergi değeri veya Tapu ve Kadastro Genel Müdürlüğünce belirlenen değerin yukarıda belirtilen tutarı aştığının (bu tutar dahil) belirlendiği tarihi, 33’üncü maddenin (1) ila (7) numaralı fıkralarında yazılı vergi değerini tadil eden sebeplerin doğması hâlinde bu değişikliklerin vuku bulduğu tarihi,
Muafiyetin sukut ettiği tarihi, takip eden yıldan itibaren başlayacaktır. Her yıl hesaplanacak olan vergi, ilgili yılın Şubat ve Ağustos aylarının sonuna kadar ödenecektir.

13. Kanun yolundan vazgeçme seçeneği başlıyor

Vergi Usul Kanununun mülga 379 uncu maddesi “Kanun yolundan vazgeçme” başlığıyla yeniden düzenlendi. Bu maddeye göre tahakkuk eden vergi ve/veya vergi cezalarının %80’inin, hesaplanacak gecikme faizi ile birlikte bu sürede tamamen ödenmesi şartıyla, vergi ve ceza tutarından % 20 oranında indirim yapılacaktır.

14. İzaha davette süre 30 güne çıkarıldı

1.1.2020 Tarihinden itibaren, Vergi Usul Kanunu’nun 370 inci maddesinde yapılan değişiklik ile izaha davet edilenlerin izahta bulunma süreleri ile beyanname verme ve ödeme süreleri 15 günden 30 güne çıkarılmıştır. Ayrıca, kullanılan sahte veya muhteviyatı itibarıyla yanıltıcı belge tutarı, bir takvim yılında 100 bin Türk lirasını geçmeyen veya bu tutarı geçse bile ilgili yıldaki toplam mal ve hizmet alışlarının % 5’ini aşmayan mükelleflere maddede yer alan şartlar dahilinde ziyaa uğratılan vergi üzerinden % 20 oranında vergi ziyaı cezası kesilmesi öngörülmektedir.
(Ayrıca, söz konusu vergi ziyaı cezası uzlaşma kapsamı dışında tutulmaktadır).

15. Konaklama vergisi dönemi başlayacak

  • 7193 sayılı Kanunun 9 uncu maddesiyle, 6802 sayılı Gider Vergileri Kanunu’nun mülga 34 üncü maddesi “Konaklama Vergisi” başlığıyla yeniden düzenlenerek Konaklama Vergisi ihdas edilmiştir. Buna göre, konaklama vergisi, verilen geceleme hizmeti bedeli üzerinden; 01/04/2020 Tarihinden itibaren 31/12/2020 tarihine kadar %1, bu tarihten sonra ise %2 oranında hesaplanacaktır.
  • Düzenlemeye göre; otel, motel, tatil köyü, pansiyon, apart otel, misafirhane, kamping, dağ evi, yayla evi gibi konaklama tesislerinde verilen geceleme hizmeti ile bu hizmetle birlikte satılmak suretiyle konaklama tesisi bünyesinde sunulan diğer tüm hizmetler (yeme, içme, aktivite, eğlence hizmetleri ve havuz, spor, termal ve benzeri alanların kullanımı gibi) konaklama vergisine tabi olacaktır. Geceleme hizmetinin; sağlıklı yaşam tesisleri, eğlence merkezleri gibi tesislerin bünyesinde sunulması, vergilendirmeye etki etmeyecektir.

16. Vergiye uyumlu mükelleflere ilişkin şartlar

  • Uygulamadan yararlanma şartları yumuşatılmıştır.
  • Gelir Vergisi Kanunu’nun mükerrer 121 inci maddesinde yapılan değişiklik ile vergiye uyumlu mükelleflere vergi indirimini sağlayan düzenlemeden yararlanma koşulları yumuşatılmıştır.
  • Vergiye uyumlu mükellef uygulamasından yararlanma konusunda mükellefleri rahatlatacak önemli düzenlemeler yapılmıştır. Yeni düzenleme ile; vergi beyannameleri ibaresi; yıllık gelir vergisi ve kurumlar vergisi beyannameleri, geçici vergi beyannameleri, muhtasar, muhtasar ve prim hizmet beyannameleri ile KDV ve ÖTV beyannameleri ile sınırlandırılmıştır.

17. YDO (yeniden değerleme oranı) %22,58 olarak tespit edilmiştir.

  •  23 Aralık 2019 tarih ve 30987 sayılı Resmî Gazetede yayımlanan 512 seri numaralı VUK Genel Tebliği ile 2019 yılı için uygulanacak olan YDO (yeniden değerleme oranı) %22,58 olarak tespit edilmiştir. Bu oran 2020 yılında ödeyeceğimiz vergiler, cezalar, mükellefiyete ilişkin bazı tarife, belirleme, hadler ve benzeri vergileme konularına etkide bulunmaktadır.
  • 27 Aralık 2019 tarih ve 30991 (mükerrer) sayılı Resmî Gazetede yayımlanan aşağıdaki Genel Tebliğlerle çeşitli vergisel tutar, ceza, belli had, rakam ve tarifeler 2019 yılına göre %22,58 oranında artırılarak yeniden belirlenmiştir:

18. Binek Otomobillerin Giderlerine Kısıtlama Getirilmiştir;

Gelir Vergisi Kanunu’nun 40 ve 68 inci maddelerinde yapılan değişiklikler ile işletmelerin kiraladıkları veya iktisap ettikleri binek otomobillerin giderlerinin vergi matrahının tespitinde indiriminde kısıtlamalara gidilmiştir.

Yeni düzenlemeyle;

  • Kiralama yoluyla edinilen binek otomobillerin her birine ilişkin aylık kira bedelinin 6.600.-TL’ye kadarlık kısmının,
  • Binek otomobillerinin iktisabına ilişkin özel tüketim vergisi ve katma değer vergisi toplamının en fazla 140.000.-TL’ye kadarlık kısmının, vergilerin maliyet bedeline eklendiği veya binek otomobilin ikinci el olarak iktisap edildiği hallerde ise 300.000.-TL kısmı dikkate alınacaktır.
  • Binek otomobillere ilişkin giderlerin en fazla % 70’inin gider yazılması mümkün olup bu tutarları aşan kısımların KKEG olarak dikkate alınması gerekecektir.

19. Gelir vergisi tarifesinin 4’üncü gelir diliminde yer alan tutarın (600 bin TL) üzerinde
ücret elde edenler yıllık gelir vergisi beyannamesi verecektir.

Gelir Vergisi Kanunu’nun 86 ncı maddesinin birinci fıkrasının (1) numaralı bendinin (b) alt bendinde yapılan değişiklik ile gelir vergisi tarifesinin 4 üncü gelir diliminde yer alan tutarın (600 Bin TL) üzerinde ücret elde edenlerin beyanname vermesine imkan sağlanmıştır.

Yeni düzenlemeyle;

  • Tek işverenden alınan tevkif suretiyle vergilendirilmiş ücret gelirleri toplamının 103 üncü maddede yazılı tarifenin dördüncü gelir diliminde yer alan tutarı aşması halinde bu gelirler beyan edilecektir.
  • Birden fazla işverenden tevkif suretiyle vergilendirilmiş ücret geliri elde eden mükelleflerin, birden sonraki işverenden aldıkları ücret gelirleri toplamı, 103 üncü maddede yazılı tarifenin ikinci gelir diliminde yer alan tutarı aşması halinde bu gelirler önceden olduğu gibi beyan edilecektir.
  • Birden fazla işverenden tevkif suretiyle vergilendirilmiş ücret geliri elde eden mükelleflerin, birden sonraki işverenden aldıkları ücret gelirleri toplamının, 103 üncü maddede yazılı tarifenin ikinci gelir diliminde yer alan tutarı aşmaması; ancak, bu ücreti ile ilk işverenden alınan ücret geliri toplamının 103 üncü maddede yazılı
    tarifenin dördüncü gelir diliminde yer alan tutarı (600.000 TL) aşması halinde de bu gelirler beyan edilecektir. Bu düzenleme 1/1/2020 tarihinden itibaren elde edilen gelirlere uygulanmak üzere yayımı tarihinde yürürlüğe girmiştir.

20. Gelir vergisi tarifesi değişmiştir.

  • 193 sayılı Gelir Vergisi Kanunu’nun 103 üncü maddesinde yapılan değişiklik ile gelir vergisi tarifesine yeni bir dilim ve % 40 oranı eklenmiştir. Yeni düzenlemeyle, mevcut tarifenin ilk dört dilimi korunmak suretiyle 600.000 TL’ye kadar gelir elde eden grupların vergi yüklerinde herhangi bir değişiklik yapılmamıştır. Ancak 600.000 TL ve üzeri gelir elde edenler % 40 oranında gelir vergisine tabi olacaktır. (1/1/2020
    tarihinden itibaren)

21. Dijital hizmet vergisi dönemi başlıyor.

  • Türkiye’de dijital ortamda sunulan her türlü reklam hizmetleri, içerik satışları (oyun, müzik, video, uygulama içi satışlar vb.) sosyal medya sitelerinde verilen ücretli hizmetler, mal ve hizmet satışında aracılık yapan “web” sitelerinde sunulan aracılık hizmetlerinden elde edilen hasılat üzerinden vergi alınmasını temin etmek amacıyla “dijital hizmet vergisi” adıyla yeni bir vergi ihdas edilmektedir.
  • Söz konusu düzenlemeyle, dijital ortamda, dijital hizmet sağlayıcıları tarafından Türkiye’de sunulan aracılık da dahil olmak üzere dijital hizmetlerden elde edilen hasılata %7,5 oranında Dijital Hizmet Vergisi uygulanacaktır. (Kanunun yayım tarihini izleyen üçüncü aybaşında) 22. 01.01.2020 Tarihinden itibaren Kamu Bankaları dışındaki bankalar, vergi tahsilatı yapamayacaklar.
  • Vergi dairesi müdürlüklerince takip ve tahsilatı yapılmakta olan vergi, harç, ceza ve diğer alacakların vergi daireleri vezneleri haricinde;
  • T.C. Ziraat Bankası A.Ş.
  • Türkiye Halk Bankası A.Ş.
  • Türkiye Vakıflar Bankası T.A.O.
  • Ziraat Katılım Bankası A.Ş.
  • Vakıf Katılım Bankası A.Ş.
  • Türkiye Emlak Katılım Bankası A.Ş.
  • Posta ve Telgraf Teşkilatı A.Ş. (PTT) vasıtasıyla tahsiline devam edilecektir.

Gümrük alacaklarının tahsilatına ilişkin Ticaret Bakanlığınca herhangi bir duyuru yayınlanmadığından, buna ilişkin tahsilatların uygulamasında şu anda bir değişiklik söz konusu değildir.

23. Asgari Ücret Net 2.324,00.- TL Olmuştur.

01 Ocak 2020 – 31 Aralık 2020 tarihleri arasında Brüt asgari ücret tutarının 2.943,00.- TL, Net asgari ücret ödemesi 2,324.71.-TL, işverene maliyeti ise 3,458.03.-TL olarak belirlenmiştir.

24. VERBİS’e kayıt süresi uzatılmıştır.

6698 sayılı Kişisel Verilerin Korunması Kanununun (KVKK) 16’ncı maddesi gereği, VERBİS’e kayıt zorunluluğu;

  • Yıllık çalışan sayısı 50’den çok veya yıllık mali bilanço toplamı 25 milyon TL’den büyük olan gerçek ve tüzel kişi veri sorumlularına sicile kayıt ve bildirim yükümlülüğünü yerine getirmeleri için verilen sürenin 30.06.2020 tarihine,
  • Yurtdışında yerleşik gerçek ve tüzel kişi sorumlularına sicile kayıt ve bildirim yükümlülüğünü yerine getirmeleri için verilen sürenin 30.06.2020 tarihine,
  • Yıllık çalışan sayısı 50’den az ve yıllık mali bilanço toplamı 25 milyon TL’den küçük olup ana faaliyet konusu özel nitelikli kişisel veri işleme olan gerçek veya tüzel kişi sorumlularına sicile kayıt ve bildirim yükümlülüğünü yerine getirmeleri için verilen sürenin 30.09.2020 tarihine,
  • Kamu kurum ve kuruluşu veri sorumlularına sicile kayıt ve bildirim yükümlülüğünü yerine getirmeleri için verilen sürenin 31.12.2020 tarihine, kadar uzatılmasına karar verilmiştir.

25. İndirimli oran KDV iadesinde 2020’de uygulanacak alt limit 17.300,00.-TL olarak belirlenmiştir.
26. Özel İletişim Vergisi 1/1/2020 tarihinden itibaren ilk tesiste alınan maktu vergi tutarı 79,00 TL olarak uygulanacaktır.
27. Varlık Barışı Başvuruları 6 ay uzatılmıştır.

  • Yurt dışında bulunan para, altın, döviz, menkul kıymet ve diğer sermaye piyasası araçlarını, bu maddedeki hükümler çerçevesinde, 30/06/2020 tarihine kadar Türkiye’deki banka veya aracı kuruma bildiren gerçek ve tüzel kişiler, söz konusu varlıkları serbestçe tasarruf edebilirler. Söz konusu varlıkların kredilerin
    kapatılmasında kullanılması ve yurt içinde bulunan varlıkların vergi dairesine beyanı
    için de aynı uzatma söz konusudur.

28. Tecil Faizi Oranı Yıllık %15 olarak Yeniden Belirlenmiştir

  • 6183 sayılı Kanunun 48 inci maddesine istinaden, bu Tebliğin yayımı tarihinden (30.12.2019) itibaren yapılacak müracaatlara dayanılarak tecil edilen amme alacaklarına yıllık %15 oranında tecil faizi uygulanacaktır.

29. Gecikme zammı ve gecikme faizi aylık ve kredi kartı faizleri yeniden düşürülmüştür.

  • Gecikme faizi ve zammı oranları %1,6’ya düşürülmüştür.
  • Kredi kartı işlemlerinde uygulanan aylık azami akdi faiz oranı 2020’den itibaren geçerli olmak üzere %1,4, azami gecikme faiz oran %1,7 olarak uygulanacaktır.

30. Doğrudan gider yazılabilecek demirbaş sınırı ile fatura kullanma mecburiyeti sınırı 1.400,00 TL’ye çıkarılmıştır.
31. 7103 sayılı Kanunla hayatımıza giren, ArGe ve İmalat sanayinde kullanılmak üzere satın alınan yeni makine ve teçhizatta uygulanan KDV istisnası 2022 sonuna kadar uzatılmıştır.
32. İmalat sanayii yatırım teşvik belgelerinde inşaat işlerine ilişkin iade KDV uygulaması 2020 ve 2021 için de geçerli olacaktır. Ayrıca 2020-2022 arasında yapılacak bölgesel, büyük ölçekli ve stratejik yatırımlarda vergi indirimi ve diğer faaliyetlerden elde edilen kazançlara uygulanacak yatırıma katkı tutarı oranı %100 olarak uygulanacaktır.
Konuyla ilgili diğer gelişmeleri de sizlere duyurmaya devam ediyor olacağız. bu konuyla ilgili herhangi bir sorunuz için vergi ve muhasebe uzmanlarımıza danışabilirsiniz.

2020 Yılının Güzellik ve Esenlik İçinde Geçmesini Diliyoruz.
Saygılarımızla,

 

Download PDF

Tax-IA Bulletin

Bulletin nr: 2019-56

To : The clients and company web site

From : Independent Advisors / Accounting & Tax

Date : December, 29th 2019

Subject: 2020 Yılında Uygulanacak Vergiler ve Hadler

2020 Yılı için belirlenen yeniden değerleme oranına göre belirlenen vergisel parametreler bu sirkülerimizin konusunu oluşturmaktadır. Kolay okunması için başlıklar halinde yer verdik. Daha detaylı bilgi için ilgili Tebliğlere linklerden ulaşabilirsiniz.

  • 23 Aralık 2019 tarih ve 30987 sayılı Resmî Gazetede yayımlanan 512 seri numaralı VUK Genel Tebliği ile 2019 yılı için uygulanacak olan YDO (yeniden değerleme oranı) %22,58 olarak tespit edilmiştir. Bu oran 2020 yılında ödeyeceğimiz vergiler, cezalar, bazı tarife, mükellefiyet, hadler vb vergileme konularına etkide bulunmaktadır.

  • 27 Aralık 2019 tarih ve 30991 (mükerrer) sayılı Resmî Gazetede yayımlanan aşağıdaki Genel Tebliğlerle çeşitli vergisel tutar, ceza, belli had, rakam ve tarifeler 2019 yılına göre %22,58 oranında artırılarak yeniden belirlenmiştir:

  • Vergi Usul Kanunu: 513 numaralı Vergi Usul (VUK) Genel Tebliğiyle, ilanlar, tahakkuktan vazgeçme sınırı, teminat, defter tutma hadleri, fatura kullanma mecburiyeti, muhtarların karne tasdikinde aldıkları harç, doğrudan gider yazılacak demirbaşlar, en az ceza haddi, usulsüzlük cezaları yeniden belirlenmiştir.

  • Örnek olarak fatura kullanma mecburiyeti ile doğrudan gider yazılacak demirbaş tutarı 1.400TL, bilgi vermekten kaçınanlara kesilecek en yüksek ceza 2.300TL olarak belirlenmiştir.

  • Gelir Vergisi: 310 seri numaralı Gelir Vergisi Genel Tebliğiyle ise yeniden değerleme oranında artırılan maktu had ve tutarlar, basit usule tabi mükelleflerde toplu belge düzenleme uygulaması ile 1/1/2006 tarihinden önce ihraç edilen bir kısım menkul kıymetlerden 2019 takvim yılında elde edilen menkul sermaye iradının beyanında dikkate alınacak indirim oranı uygulamasına ilişkin bazı hususlar açıklanmıştır.

  • Örnek olarak, 2020 takvim yılında uygulanmak üzere;
  • Mesken kira gelirleri için uygulanan istisna tutarı 6.600 TL,
  • İşverenlerce hizmet erbabına yemek verilmek suretiyle sağlanan menfaatlere ilişkin istisna tutarı 23 TL,
  • İşverenlerce hizmet erbabının işyerine topluca gidip gelmesi için sağlanan menfaatlere ilişkin istisna tutarı 12 TL,
  • Ticari kazanç ve serbest meslek kazancında gider olarak indirim konusu yapılabilecek binek otomobillere ait ÖTV ve KDV’nin toplam tutarı 140.000 TL, vergilerin maliyet bedeline eklendiği veya binek otomobilin ikinci el olarak iktisap edildiği hallerde ise 300.000 TL olmuştur.

Yeni gelir vergisi tarifesi ise şu şekilde belirlenmiştir.

  • Harçlar: 84 numaralı Harçlar Kanunu Genel Tebliği ile 492 sayılı Kanuna bağlı tarifelerde yer alan ve 2019 yılında uygulanan maktu harçlar (maktu ve nispi harçların asgari ve azami miktarlarını belirleyen hadler dahil) yeniden değerleme oranında artırılmıştır. Artırılan bu tutarlar 1/1/2020 tarihinden itibaren uygulanmak üzere bu Tebliğ ekindeki tarifelerde gösterilmiştir.

  • Emlak Vergisi: 76 seri numaralı Emlak Vergisi Genel Tebliğiyle, 2020 yılına ait emlak (bina, arsa ve arazi) vergi değerleri ile 2020 yılında mükellef olacakların emlak vergi değerlerinin hesabında dikkate alınacak asgari ölçüde arsa ve arazi metrekare birim değerlerinin tespiti hususunda açıklamalar yapılmıştır.

  • Damga Vergisi: 64 seri numaralı Damga Vergisi Genel Tebliği ile Kanuna ekli (1) sayılı tabloda yer alan ve 63 Seri No’lu Damga Vergisi Kanunu Genel Tebliği ile tespit edilen maktu vergiler, (maktu ve nispi vergilerin asgari ve azami miktarlarını belirleyen hadler dahil), yeniden değerleme oranında artırılmıştır.

  • Kanunun 14üncü maddesinin birinci fıkrasında yer alan her bir kağıttan alınacak damga vergisine ilişkin üst sınır yeniden değerleme oranında artırılmış ve 1/1/2020 tarihinden itibaren 3.239.556,40 Türk Lirası olmuştur.
  • Kurumlar vergisi beyannamesi üzerinden 119TL, KDV ve muhtasar beyannameler üzerinden 58,80TL damga vergisi alınacaktır.
  • Motorlu Taşıtlar Vergisi: 23 Aralık 2019 tarih ve 30987 sayılı Resmî Gazetede yayımlanan 1839 sayılı Cumhurbaşkanı Kararı ile Motorlu Taşıtlar Vergisi Kanunu’nda belirtilen araçların 2020 yılı MTV (motorlu taşıtlar vergisi) tutarı tespit edilirken yukarıda yer alan %22,58 oranı değil %12 artış oranı uygulanacaktır.

Buna göre,

  • I ve I/A sayılı tarifede yer alan otomobil, kaptıkaçtı, arazi taşıtları ve benzerleri ile motosikletler,
  • II sayılı tarifede yer alan minibüs, otobüs, kamyonet, kamyon, çekici ve benzerleri ile panel van ve motorlu kamyonetler,
  • IV sayılı tarifede yer alan uçak ve helikopterler için motorlu taşıtlar vergisi tutarları %12 artırılarak uygulanır.
  • Tebliğe göre, I sayılı tarifede en az 100TL, en fazla 45.924TL MTV çıkmaktadır.
  • I/A sayılı tarifede ise en yüksek MTV ise, 1-3 yaş arası ve 4.001cc’den büyük motor hacmi olan araçlara isabet etmektedir. (38.270TL)
  • Uçak ve helikopterlerin yer aldığı IV sayılı tarifede ise en az 9.334TL, en fazla 77.893TL MTV çıkmaktadır.
  • Çevre Temizlik Vergisi: 52 seri numaralı Belediye Gelirleri Kanunu Genel Tebliği ile 2020’de konutlar ile işyerleri ve diğer şekilde kullanılan binalara ait çevre temizlik vergisi tutarları tespit ve ilan edilmiştir.

  • Konutlara ait çevre temizlik vergisi; su tüketim miktarı esas alınmak suretiyle metreküp başına büyükşehir belediyelerinde 47 kuruş, diğer belediyelerde 35 kuruş olarak hesaplanacaktır.
  • Veraset ve İntikal Vergisi: 51 seri numaralı Genel Tebliğ ile 7338 sayılı Veraset ve İntikal Vergisi Kanununda yer alan istisna tutarları ile vergi tarifesi matrah dilim tutarları yeniden değerleme oranında artırılmak suretiyle tespit edilmiştir.

  • Buna göre, 1/1/2020 tarihinden itibaren 7338 sayılı Kanunun 4 üncü maddesinin birinci fıkrasının (b), (d) ve (e) bentlerinde yer alan istisna tutarları;

  • Evlatlıklar dâhil, füruğ ve eşten her birine isabet eden miras hisselerinde 306.603 TL (füruğ bulunmaması halinde eşe isabet eden miras hissesinde 613.582 TL),
  • İvazsız suretle meydana gelen intikallerde 7.060 TL,
  • Para ve mal üzerine düzenlenen yarışma ve çekilişler ile 5602 sayılı Şans Oyunları Hakkında Kanunda tanımlanan şans oyunlarında kazanılan ikramiyelerde 7.060 TL olarak dikkate alınacaktır.
  • Veraset ve intikal vergisinde oranlar intikalin niteliğine göre aşağıdaki artan oranlı tarife ile vergilendirilmektedir.

  • İndirimli Oran KDV İadesi: 29 seri numaralı KDV Genel Tebliği ile indirimli oranda KDV iadesinde alt limit 17.300TL olarak belirlenmiştir.
  • Özel İletişim Vergisi: İlk tesiste alınan maktu vergi tutarı 1/1/2020 tarihinden itibaren 79,00 TL olarak uygulanacaktır.
  • Asgari Ücret: 26 Aralık 2019 tarihli Asgari Ücret Tespit Komisyonu 2020 yılı için günlük 98,10TL brüt asgari ücret ödenmesini kararlaştırmıştır.
  • Bu ücret milli seviyede uygulanmak üzere belirlenmiştir. Bilindiği üzere uzun yıllardır bölgesel asgari ücret tartışması yapılmaktadır.
  • Asgari ücret aylık brüt 2.943 TL olarak hesaplanmaktadır. Net asgari ücret ödemesi 2,324.71TL, işverene maliyeti ise 3,458.03TL olmaktadır.
  • Ülkemizde ücret ödemeleri %15 ile başlayan artan oranlı gelir vergisine tabidir.

Konuyla ilgili diğer gelişmeleri de sizlere duyurmaya devam ediyor olacağız. Bu konuyla ilgili herhangi bir sorunuz için vergi ve muhasebe uzmanlarımıza danışabilirsiniz.

Saygılarımızla,

Tax-IA Bulletin

Bulletin nr: 2019-55

To       : The clients and company web site

From   : Independent Advisors / Accounting & Tax

Date     : December, 25th 2019

Subject: Bu Hafta Yapılan Önemli Vergi Düzenlemeleri

Aralık ayları yeni yıl öncesinde mali düzenlemenin en fazla yapıldığı ay olduğu için bu bültenimizde önemli konuları başlıklar halinde iletmek sizlere istedik. Kısaca,

  • 21 Aralık 2019 tarih ve 30985 sayılı Resmî Gazetede yayımlanan TCMB Tebliğiyle, vadesine en çok 3 ay kalan senetler karşılığında yapılacak reeskont işlemlerinde uygulanacak iskonto faiz oranı yıllık yüzde 12,75, avans işlemlerinde uygulanacak faiz oranı ise yıllık yüzde 13,75 olarak tespit edilmiştir. Bu oranlar aynı zamanda Vergi Usul Kanunu’nda reeskont işlemlerinde kullanılan oranlardır.
  • Alacak ve borç senetlerinin reeskont işlemine tabi tutulmasında, TCMB tarafından kısa vadeli avans işlemleri için belirlenen faiz oranının dikkate alınacağı belirlenmiştir.
  • Ayrıca 2013 tarihli ve 64 numaralı VUK Sirkülerine göre, vadeli çekler de reeskont uygulamasından yararlanabilecektir.
  • 23 Aralık 2019 tarih ve 30987 sayılı Resmî Gazetede yayımlanan 512 seri numaralı VUK Genel Tebliği ile 2019 yılı için uygulanacak olan YDO (yeniden değerleme oranı) %22,58 olarak tespit edilmiştir. Bu oran 2020 yılında ödeyeceğimiz vergiler, cezalar, bazı tarife, mükellefiyet, hadler vb vergileme konularına etkide bulunmaktadır.

23 Aralık 2019 tarih ve 30987 sayılı Resmî Gazetede yayımlanan 1839 sayılı Cumhurbaşkanı Kararı ile Motorlu Taşıtlar Vergisi Kanunu’nda belirtilen araçların 2020 yılı MTV (motorlu taşıtlar vergisi) tutarı tespit edilirken yukarıda yer alan %22,58 oranı değil %12 artış oranı uygulanacaktır.

Buna göre,

  • I ve I/A sayılı tarifede yer alan otomobil, kaptıkaçtı, arazi taşıtları ve
    benzerleri ile motosikletler,
  • II sayılı tarifede yer alan minibüs, otobüs, kamyonet, kamyon, çekici ve
    benzerleri ile panel van ve motorlu kamyonetler,
  • IV sayılı tarifede yer alan uçak ve helikopterler için motorlu taşıtlar vergisi
    tutarları %12 artırılarak uygulanır.
  • 24 Aralık 2019 tarih ve 30988 sayılı Resmî Gazetede yayımlanan 7201 sayılı Kanun ile İmalat Sanayi ve Ar-Ge’de kullanılmak üzere yapılan yeni makine ve teçhizat teslimlerinde öngörülen KDV istisnası 31.12.2022 tarihine kadar uzatılmıştır.
  • Makine ve Teçhizatta Yeni KDV’siz Dönem: Yukarıda yer alan istisna sadece
    yeni (hiç kullanılmamış) makine ve teçhizata Vergi Dairesinden verilen “İstisna Belgesine” dayanılarak uygulanacaktır. 18 seri nolu KDV Genel Tebliğine göre aksam, parça, aksesuar ve teferruat için bu istisna uygulanmayacaktır.
  • Tam İstisnanın Avantajı: KDV’siz olarak yapılacak makine ve teçhizat
    teslimlerine ilişkin olarak imalatçının yüklendiği KDV belli kontroller ve kurallar dahilinde teslimde bulunan mükellefe iade edilebilecektir. KDV iadeleri mahsuben veya YMM raporuyla nakden yapılabilecektir.

Yapılan Kanun değişikliği ile,

  • Sanayi sicil belgesini haiz katma değer vergisi mükelleflerine münhasıran imalat sanayiinde kullanılmak üzere yapılan yeni makine ve teçhizat teslimleri ile,
  • Teknoloji Geliştirme Bölgeleri Kanunu kapsamındaki teknoloji
    geliştirme bölgesi ile ihtisas teknoloji geliştirme bölgesinde,
  • 5746 sayılı Araştırma, Geliştirme ve Tasarım Faaliyetlerinin
    Desteklenmesi Hakkında Kanun kapsamındaki Ar-Ge ve tasarım
    merkezlerinde,
  • Araştırma Altyapılarının Desteklenmesine Dair Kanun kapsamındaki
    araştırma laboratuvarlarında
  • Ar-Ge, yenilik ve tasarım faaliyetlerinde bulunanlara, münhasıran bu faaliyetlerinde kullanılmak üzere yapılan yeni makine ve teçhizat teslimleri 31/12/2022 tarihine kadar katma değer vergisinden müstesna olacaktır.
  • 24 Aralık 2019 tarihli Resmî Gazetede yayımlanan 7200 sayılı Kanun ile 5 Mayıs 2017 tarihinde Kişinev’de imzalanan “Türkiye ile Moldova Arasında Sosyal Güvenlik Anlaşması”nın onaylanması uygun bulunmuştur. Türkiye’nin hali hazırda imzalanmış 30 ikili sosyal güvenlik anlaşması bulunmaktadır. Bu anlaşmalar taraf ülke vatandaşlarının eşit işlem görmesi, sigortalılık birleştirmesi, sağlık, aile, yaşlılık, ölüm vb yardımlarından
    yararlanma, uygulanacak sigorta kolları, aylıkların hesaplanması, hizmet birleştirmesi, anlaşmazlıkların çözümü gibi sigortalıları ilgilendiren çok önemli konuları düzenlemektedir.
  • 26 Aralık 2019 tarihli Asgari Ücret Tespit Komisyonu 2020 yılı için günlük 98,10TL brüt asgari ücret ödenmesini kararlaştırmıştır.
  • Bu ücret milli seviyede uygulanmak üzere belirlenmiştir. Bilindiği üzere uzun yıllardır bölgesel asgari ücret tartışması yapılmaktadır.
  • Asgari ücret aylık brüt 2.943 TL olarak hesaplanmaktadır. Net asgari ücret
    ödemesi 2,324.71TL, işverene maliyeti ise 3,458.03TL olmaktadır.
  • Ülkemizde ücret ödemeleri %15 ile başlayan artan oranlı gelir vergisine tabidir.

Konuyla ilgili diğer gelişmeleri de sizlere duyurmaya devam ediyor olacağız. Bu konuyla ilgili herhangi bir sorunuz için vergi ve muhasebe uzmanlarımıza danışabilirsiniz.

PDF Download 

Tax-IA Bulletin
Bulletin nr : 2019-53
To : The clients and company web site
From : Independent Advisors / Tax
Date : December, 23th 2019
Subject : Değerli Konut Vergisi, Kapsamı, Sorun Alanları ve Değerleme Bildirim Ya-zısı Üzerine yapılması gerekenler

GİRİŞ
Değerli Konut Vergisi hukuki, teknik ve uygulama alanındaki pek çok sorun ve tartışmalı yönleri ile yürürlüğe girdi. Aşağıda;

  • Bir bakışta değerli konut vergisi düzenlemesi,
  • Düzenlemenin hukuki, teknik ve uygulama alanındaki eksiklikleri,
  • Tapu ve Kadastro Genel Müdürlüğü tarafından tebliğ edilmeye başlanan “konut değerleri”ne ilişkin yazıları alanların yapması gerekenler,
    üzerine ayrıntılı açıklamalara yer verdik.

BİR BAKIŞTA DEĞERLİ KONUT VERGİSİ

Değerli Konut Vergisi Nedir?
Değerli Konut Vergisi, 07.12.2019 günlü Resmi Gazetede yayımlanan 7194 sayılı Kanunla vergi sistemimize dahil olmuştur.

Türkiye sınırları içinde bulunan bina vergi değe-ri veya Tapu ve Kadastro Genel Müdürlüğü’nce belirlenen değeri beş milyon Türk Lirası ve üze-ri mesken nitelikli taşınmazlar Değerli Konut Vergisine tabi olacak. Bir tür servet vergisidir. Değerli konutu olduğu halde yeterli akarı ol-mayanlar için varlık vergisine dönüşme riski de mevcut.
Değerli konut vergisi için belirlenen limitler her yıl yeniden değerleme oranlarında artırılacaktır. 2020 yılında Kanunla getirilen tutarlar esas alı-nacak, artırım 2021 yılından itibaren uygulana-caktır.

Mükellefi Kimler?
Değerli konut vergilemesinde esas alınan unsur konutun kendisidir. Bu nedenle konuta tam veya hisseli sahip olmak vergi mükellefiyetini etkile-miyor. Beş milyon ve üzeri konuta hisseli de olsa sahip olanlar verginin mükellefidir.
Oranı Kaç?
Değerli konut vergisinde, konutun değerine göre artan oranlar öngörülmüştür.
Değerli konut vergisine tabi mesken nitelikli ta-şınmazlardan değeri;

  • 5.000.000 – 7.500.000 TL (Binde 3),
  • 7.500.001 TL – 10.000.000 TL (Binde 6),
  • 10.000.001 TL ve üzeri (Binde 10)
    oranında vergilendirilecektir.

Beyanı
Mesken nitelikli taşınmazın değerinin değerli konut vergisinin kapsamına giren tutara ulaşma-sı veya aşması durumunda, bu durumu takip eden yılın Şubat ayının 20 nci günü sonuna ka-dar beyanname ile beyan edilmesi gerekmektedir. Emlak vergisinden farklı olarak, Değerli Konut Vergisinin her yıl beyan zorunluluğu söz konudur.
Beyanname Hangi Vergi Dairesine Verilecek?
Beyanname taşınmazın bulunduğu yerdeki Gelir İdaresi Başkanlığına bağlı yetkili vergi dairesine verilecektir. Farklı yerlerde birden fazla değerli konutu olanlar taşınmazların bulunduğu yerleri dikkate alarak ayrı ayrı beyanname verecektir.
Verginin Ödenmesi
Vergi dairesi tarafından tarh ve tahakkuk ettirilen vergi, ilgili yılın Şubat ve Ağustos aylarının sonuna kadar iki eşit taksitte ödenecektir.

DÜZENLEMENİN HUKUKİ, TEKNİK VE UYGULAMA ALANINDAKİ EKSİKLİKLERİ

Düzenlemede Ödeme Gücü İlkesi Göz Ardı Edilmiştir.
Anayasanın 73 üncü maddesine göre; “Herkes, kamu giderlerini karşılamak üzere, mali gücüne göre, vergi ödemekle yükümlüdür.” Değerli konut düzenlemesinin mimarisine baktığımızda, Kanun Koyucunun kişinin değerli konut sahibi veya hissedarı olmasını tek başına mali güç karinesi olarak dikkate aldığı anlaşılmaktadır.

Değerli konut bir servet unsurudur, ancak her durumda ödeme gücünü yansıtmaz. Özellikle kiraya verilmeyip sahiplerince ikamet amaçlı kullanılan konut, tek başına ödeme gücünü artıran bir unsur değildir.

Miras yolu ile kalan değerli konutlarda ikamet eden ve söz konusu konut dışında çok da bir geliri olmayanlar açısından değerli konut vergisi, “servet vergisi” niteliğinden çıkarak “varlık vergisi”ne dönüşme potansiyelini bünyesinde barındırmaktadır.

Ayrıca değerli konut vergisinde “kişinin konuttaki hissesinin değeri” yerine, “konutun değeri”nin esas alınması çok ortaklı değerli konutlarda küçük paya sahip çok da zengin olmayan kişilerin servet vergisine tabi tutulması gibi garip bir durum ortaya çıkaracaktır.

Konutun Değerindeki Küçük Farklılaşma Vergiyi %100’ün Üzerinde Artırabilmektedir.
Artan oranlı tarife uygulamasında “sınıf” ve “dilim” usulü kullanılabilir. Değerli Konut Vergi-sinde “sınıf usulü” tarife benimsenmiştir. Dilim usulü tarifede dilimlere bölünmüş matrahın artan kısmı yeni oran üzerinden vergilenir. Sınıf usulün-de ise bir üst matrah sınıfına geçtiğinizde matr-hın tümü aynı oran üzerinden vergilenir. Bu durum aşağıdaki Tablo’da da görüldüğü üzere, vergi tekniği açısından ciddi hukuksuzluklara yol açar.

Tablonun 3 ve 4 üncü satırlarında yer alan konutların değerleri arasındaki fark 6.000 TL olmasına karşın, 4 numaralı satırdaki konut için tahakkuk edecek vergi 3 numaradaki konuta göre bir kattan daha fazla yüksektir. Bu durum vergi huku-ku ve tekniği açısından kabul edilebilir değildir. Anayasal açıdan da, değerli konut sahibi olmayı ödeme gücü göstergesi saysanız bile, ödeme gücü ilkesine aykırıdır.

Emlak Vergisi Kanununda Dü-zenlenen Değerli Konut Vergisin-den Belediyelere Pay Verilmemiştir.
Konutlara hizmet sunan ve konutların değerini artırıcı ana unsurları oluşturan birimler belediye-lerdir. Bu nedenle emlak vergisi bir belediye öz gelir türüdür. Değerli Konut Vergisinin belediye vergisi kapsamında değerlendirilmemesi bir yana, bu gelirlerden belediyelere pay verilmemesi-ne ilişkin özel düzenleme yapılması da yerel yö-netimlerin mali yapılarının güçlendirilmesi şek-lindeki demokratik gelişmelere uygun düşmemektedir.
Değerli Konut Vergisi Nedeniyle Lüks Konut Sektörü ve Yabancılara Konut Satışı Olumsuz Etkilenecektir.

Lüks konut sektörü özellikle yabancı yatırımcılara hitap eden bir sektördür. Yabancı yatırımcı, vergi belirsizliğini sevmez. Aldığı taşınmaz için mevcut binde 2 emlak vergisine ilave olarak her yıl konutun değerinin %1’i oranında değerli konut vergisi ödeyecek olması yabancı yatırımcı açısından olumsuz bir durum teşkil edecektir.

Mevcut durumda yabancılara satış yapan siteler-de ilk karşınıza çıkan ve sık sorulan sorular arasında değerli konut vergisinin yer alması bu du-rumun önemli bir göstergesidir.

Konutların Değer Tespiti Önemli Bir Sorun ve İhtilaf Alanı Olacaktır?
Değerli konut vergisinin üzerinden alınacağı un-sur, daha teknik ifade ile matrah konutun değeri-dir. Konutun değerli konut vergisi kapsamına girip girmediği, giriyor ise hangi oranda vergile-neceği hususu açısından konutun değeri hayati öneme sahiptir.

Ancak ilk uygulamalar konutun değeri konusunun ciddi sıkıntılı başladığını göstermektedir. 7 Aralık 2019’da yürürlüğe giren düzenlemeden 3 gün sonra konut değerlerine ilişkin Tapu ve Ka-dastro Genel Müdürlüğü’nün “Değer Bildirim” yazıları ilgililere uluşmaya başladı. Söz konusu yazıları alan mükellefler büyük şaşkınlık yaşıyor-lar.
Tapu ve Kadastro Genel Müdürlüğü konutlara ilişkin değerleme işlemlerini bu yıl yapma yönünde acele ediyor. Çünkü Değerli Konut Vergisi değerlemenin yapıldığı yılı takip eden yılda uy-gulanıyor. Ancak bu acele ile birlikte konut de-ğerlemelerinde ciddi özensizlik ve hatalar olması kaçınılmaz hale geliyor.

Pek çok konut için, TKGM tarafından yapılan hesaplamalardaki konut değerleri konutların gerçek değerleri ile ilgisiz. Konut değerlerine ilişkin bildirim yazılarının ekinde “değerleme raporu” mevcut değil. İdare bu değerlemeleri hangi ölçülere göre yaptı? İlgili taşınmazı yerinde gör-meden konuta ilişkin gerçekçi değerleme yapmak mümkün mü?

Aceleye getirilen, somut dayanaktan yoksun de-ğerleme işlemleri, önce Tapu ve Kadastro Genel Müdürlüğünün; Şubat ayında ihtirazi kayıtla verilecek Değerli Konut Vergisi Beyannameleri ile birlikte Gelir İdaresinin onbinlerce dava ile karşı karşıya kalması demek.

Vergilemede “verimlilik”, “etkinlik”, “doğruluk”, “gerçek durumun esas alınması” gibi pek çok ilke-nin göz ardı edildiği Değerli Konut Vergisi dü-zenleme ve uygulaması önümüzdeki dönemde tartışma ve ihtilaf konusu olmaya devam edecek.

TAPU VE KADASTRO GENEL MÜDÜRLÜĞÜ’NDEN DEĞER BİLDİRİM YAZISI ALANLAR NE YAPMALI?

Değerli Konut Vergisi mükellefleri açısından önü-müzdeki günlerdeki en önemli konu, Tapu ve Kadastro Genel Müdürlüğü tarafından kendileri-ne tebliğ edilecek “konut değer bildirim” yazılarıdır.

Bu yazılara karşı 15 gün içinde TKGM’ne itiraz edilmez ise konutun değeri kesinleşiyor ve her yıl yeniden değerleme oranında arttırılacak. Ko-nutun yanması, yıkılması, yok olması ve benzeri bir husus olmadığı sürece değerli konut vergisi yeniden değerleme oranında sürekli artırılacak değerler üzerinden ödenecek. Bu nedenle, kamu idarelerinden beklenmeyen müthiş bir hızla mü-kelleflere tebliğ edilen yazılar üzerine gerekli ar-gümanları da ileri sürmek suretiyle itirazda bu-lunmak, itiraz sonucunda idarenin vereceği kara-ra göre yetkili idare mahkemesinde dava açmak büyük önem taşıyor. Bu aşama kaçırıldığı takdir-de vergileme aşamasında sonuç almak zorlaşacak.

Konutun değerine ilişkin itiraz yanında Şubat ayında verilecek beyannamenin de “ihtirazi kayıt” ile verilerek bu kez vergiye karşı vergi mahkemesi nezdinde dava süreci başlatmak gerekecek.

Tax-IA Bulletin

Bulletin nr: 2019-54

To       : The clients and company web site

From   : Independent Advisors / Accounting & Tax

Date     : December, 20th 2019

Subject: Ticaret Sicil Yönetmeliğinde Değişiklik Yapılmıştır.

12.12.2019 tarihli ve 30976 sayılı Resmî Gazetede yayımlanarak yürürlüğe giren “Ticaret Sicil Yönetmeliğinde Değişiklik Yapılmasına Dair Yönetmelik” (Karar Sayısı: 1819) Değişiklik Yönetmeliği uyarınca 19.12.2012 tarihli ve 2012/4093 sayılı Bakanlar Kurulu Kararı ile yürürlüğe konulan Ticaret Sicili Yönetmeliği’nde önemli değişiklikler yapılmıştır.

Yapılan değişikliklerle genel olarak 6102 sayılı Ticaret Kanunu’nda 6728, 7078 ve 7099 sayılı Kanunlar ile 694 sayılı Kanun Hükmünde Kararnameler ile yapılan değişikliklere uyum sağlanmıştır.

Konuyla ilgili olarak özet bilgiler aşağıda yer almaktadır.

Değişiklik Yönetmeliği ile;

  • Bakanlığın yeni ismine uyum sağlamak amacıyla, ismi “Gümrük ve Ticaret Bakanlığı” olarak değiştirilmiştir.
  • Oda Meclislerine verilen yetkiler, Oda Yönetim Kurullarına verilmiştir. Yönetmelik’te yapılan değişiklikle, oda meclisine verilen yetkiler, oda yönetim kuruluna geçmiş olmaktadır.
  • “Ticaret Sicili Müdürlükleri nezdinde müdür ve müdür yardımcılarının yanı sıra, “tescile yetkili personel” tarafından da tescil işlemlerinin yapılabileceği hususu ilave edilmiştir. Ticaret Sicili Müdürlüklerinde tescil yetkisi genişletilmiş olup, tescil yetkisi, Müdür, Müdür yardımcıları ve diğer personel arasından atanacak olan tescile yetkili personele verilmiştir.
  • Yönetmelik’teki değişiklikle, Müdürlük personelinde aranacak nitelikler değişmiştir. Hukuk, siyasal bilgiler, iktisadi ve idari bilimler, işletme, iktisat fakültelerinden mezun olma şartı, dört yıllık lisans eğitimi olarak değiştirilmiş, yaş şartı ve Kamu Personeli Seçme Sınavında ilgili puan türünde Bakanlıkça belirlenen asgari puanı almış olma şartı kaldırılmıştır.
  • Yönetmelikte birçok yerde geçen, “Temsil ve ilzama” ibareleri, “Temsile” olarak değiştirilmiş, “temsile” yetkili olunması yeterli hale gelmiştir.
  • Yeni Hükümet sistemine uyum sağlamak amacıyla, “Bakanlar Kurulu” ibareleri, “Cumhurbaşkanı” olarak değiştirilmiştir.
  • Değişiklikle, “Türk Patent Enstitüsü” “Türk Patent ve Marka Kurumu” olarak değiştirilmiştir.
  • Yönetmelikteki değişiklikle, tacirlerin “İmzalarını noterde onaylatılması zorunluluğu” kaldırılmış, bunun yerine imza yetkililerinin “İmzalarını Ticaret Sicil Müdürlüğü”ne verme zorunluluğu getirilmiştir. Bu madde hükmü ile, imzaların noterde onaylatılması zorunluluğu kaldırılmıştır.
  • Yönetmeliğin ilgili maddelerinde yer alan, “Ödemeye dair banka dekontu” “Ödemenin gerçekleştirildiğini gösterir belge” olarak değiştirilmiştir. Bu değişiklikle, Anonim ve Limited şirketlerin kuruluş ile sermaye artırımlarında, banka dekontu yerine, ödemenin gerçekleştirildiğini gösterir belgenin ibrazı yeterli sayılmıştır. Bu değişiklikler ile, TTK’ya uyum sağlanmıştır.
  • Limited şirketlerde pay bedellerinin en az %25’inin tescilden önce ödenmesine ilişkin düzenleme kaldırılmıştı, değişiklik yönetmeliği ile Şirket sözleşmesi ile öngörülen meblağın ödenmesi mümkün hale getirilmiştir. Bu durumda şirket sözleşmesinde pay bedellerinin belirli kısmının şirketin tescilinden önce ödenmesi öngörülmüşse, bu tutarın Kanuna uygun olarak bankaya yatırıldığını gösteren banka mektubu yeterli olacaktır. Bu değişiklikler ile, TTK’ya uyum sağlanmıştır.
  • Değişiklik Yönetmeliği ile yapılan düzenleme uyarınca, Merkezi Türkiye’de bulunan ticari işletmelerin şubelerinin tescil isteminde Merkezin sicil kaydının onaylı örneği ile Merkezde yapılan en son tescilin yayımlandığı sicil gazetesinin sunulmasına ilişkin zorunluluk kaldırılmıştır. Bunun yerine eski merkezdeki müdürlükten alınacak sicil özeti de müdürlüğe verilir. Bu değişiklikler ile, TTK’ya uyumlu hale getirilmesi sağlanmıştır. 
  • Değişiklik Yönetmeliği ile, mahkemece verilen geçici veya kesin konkordato mühleti üzerine, Müdürlükçe tescil usulü düzenlenmiş olup, ayrıca geçici veya kesin konkordato mühleti kararının uzatılması, geçici veya kesin konkordato mühleti kararının kaldırılarak, konkordato talebinin reddi, konkordatonun tasdiki, konkordato tasdik talebinin reddi ve konkordatonun tamamen feshi kararlarının da tescil edileceği düzenlenmiştir. Bu değişiklikler ile, TTK’ya uyum sağlanmıştır.

Bu Yönetmelik’teki değişikliklerle, Ticaret Sicil Mevzuatında yer alan bazı ibare, kavram ve hükümlerin yeni hükümet sistemine, değişen bakanlık isimlerine ve yeni TTK hükümlerine uyumlu hale gelmesi sağlanmıştır.

Yönetmelik değişiklikleri 12.12.2019 tarihi itibariyle yürürlüğe girmiştir.

Teşekkürler, M. Nurullah Budak

Saygılarımızla,

Tax-IA Bulletin

Bulletin nr: 2019-51

To          : The clients and company web site

From     : Independent Advisors / Tax Advisory

Date      : December, 21st  2019

Subject : Dünya Dijital Devler Ligine Nasıl Girilir?

DEVLER İLE MÜCADELE EDELİM DERKEN OLAN BİZİM KÜÇÜK GİRİŞİMCİLERE Mİ OLUYOR?

Dünya’da her alanda son 10-15 yıllık dönemde ortaya çıkan bir dijital devrim yaşanıyor. Görselde dikkatinizi çekmiştir, dünyanın en büyük firmaları ve markaları artık dev sanayi şirketleri değil. Dünyanın en büyük, başarılı ve beğenilen şirketlerinin açıklandığı listeleri dijital ortamda faaliyet gösteren global şirketler domine ediyor.

Buna paralel olarak, bu global şirketlerin artan hakimiyetine karşı ülke ekonomileri de kendilerini korumak adına birçok tedbir almaya çalışıyor.

Ülkemiz de bu trend içinde yerini alarak, global dijital şirketlere karşı rekabet hukuku, lisans yönetmelikleri, kişisel verileri koruma vb. gibi düzenlemeler hayata geçirerek faaliyetlerini bir nebze kontrol altında tutmak istiyor. Buna ilave olarak da klasik vergi modelleri içinde yer almayan bu gibi dijital işlemleri vergilendirmek için yeni vergi uygulamaları hayata geçiyor. En bilinen örnekleri;

  • Dijital ortamda Türkiye’de yerleşik müşterilere yapılan satıştan KDV alınmasına ilişkin 3 No’lu KDV düzenlemesi
  • Dijital ortamda yapılan reklam ve aracılık hizmetleri için yapılan ödemelerde 15% stopaj uygulaması
  • Son olarak, yeni hayatımıza giren 7.5% oranında dijital hizmet vergisi

Bu gibi düzenlemeleri ülke ekonomisi ve yerel şirketleri koruduğunu düşünerek destekleyebiliriz. Bu gayet güzel. Ancak uygulamada, bu gibi dev global şirketlerle pazarlık gücü olmayan, ama ürün ve hizmetlerini pazara ulaştırmak için onlara ihtiyaç duyan Türk girişimcilerin bu gibi düzenlemelerden doğrudan veya dolaylı mağdur olduğunu da görmek gerekiyor.

Örneğin; global şirketler üzerinden ürün ve hizmetlerini pazara ulaştırmak isteyen Türkiye’de kurulu şirketlerin, bu global firmaların kendi elde ettikleri gelirden herhangi bir kesinti yapılmasını kabul etmedikleri için, yukarıda bahsedilen KDV, Stopaj gibi ek vergi yüklerini üstlenmek zorunda olduklarını görmekteyiz. Hatta KDV uygulamasında, normalde Türk şirketlerinin elde ettiği gelirin global şirkete fatura edilmesi üzerinden yüklendiği KDV’yi indirim hakkı olmasına rağmen bu gibi büyük global şirketler Türkiye’de defter ve kayıt gibi işlemlerle uğraşmak istemedikleri için bu şekilde faturalama ve indirim hakkını kullanmayıp, Türk girişimcilerinin aynı gelirden 2 defa KDV ödemek zorunda kalmasına sebep oluyorlar. Maalesef.

Şimdi yeni yürürlüğe girecek olan 7.5% dijital hizmet vergisi de uygulamada bu dev global şirketleri karşısında pazarlık gücü olmayan Türk girişimcilere maliyet olarak yansıtılabilir.

Bu durumda elinde gerçekten iyi bir ekip ve iyi bir projesi olan Türk girişimcilerimize kendilerine daha düşük maliyetli çalışma ortamı sunan ülkelere “zorunlu göç” yapmaktan başka çare kalmayabiliyor.

Biz de daha uzun bir süre bizim Türkiye’mizden niye büyük bir teknoloji şirketi çıkmıyor, bir tane bile “unicorn[1]”umuz olmadı diye düşünürüz, start-up ekosistemine desteklemek için bol bol panel ve seminer düzenleriz.

Son not; istatistiklere göre Türkiye yazılımcı istihdamı konusunda en hızlı büyüyen ülke. Bu fırsatı değerlendirmeliyiz. Bu yüzyılı kaçırmayalım.

Bilgi Kutusu

İnovasyon Hizmetlerimiz: Ülkemizde Ar-Ge ve inovasyon alanında çok cömert vergi ve mali teşvikler bulunmaktadır. Bu teşviklerin analizi, Ar-Ge & Tasarım Merkezi fizibilite analizi, kurulması, sürdürülebilirliği, fiskal teşviklerin check-up işlemine tabi tutulması, uluslararası veya kurumsal iş birliklerine hız kazandırılması, paylaşımlı ve sipariş üzerine Ar-Ge yapılması, Teknokent süreçleri, uluslararası fonlara başvurular, ulusal fonlara erişim, buluşların ödüllendirilmesi, kurum içi inovasyon kültürünün artırılması, Üniversite Sanayi İşbirliklerinin nitelikli hale getirilmesi ve akademiye erişim, üniversite çekirdek projeleri veri tabanlarına erişim ve açık inovasyon kapsamında girişimci veri tabanlarına erişim konularındaki fırsatlar ve  farkındalık oluşturmak için bize başvurunuz.

Teşekkürler: Ayhan Üstün, Ahmet Yasagan

Konuyla ilgili diğer gelişmeleri de sizlere duyurmaya devam ediyor olacağız.

Bu konuyla ilgili herhangi bir sorunuz için vergi ve inovasyon uzmanlarımıza danışabilirsiniz.

Saygılarımızla,

[1] Unicorn: tek boynuzlu at (efsanevî yaratık). Uber, Airbnb gibi değeri 1milyar USD ve üzeri girişimleri ifade ediyor.

Tax-IA Bulletin

Bulletin nr: 2019-50

To       : The clients and company web site

From   : Independent Advisors / Accounting & Tax

Date     : December, 17th 2019

Subject: Bankalar Vasıtasıyla Yapılacak Vergi Tahsilatlarına İlişkin Önemli Duyuru

6183 sayılı Amme Alacaklarının Tahsil Usulü Hakkında Kanunun 41 inci maddesi ile Maliye Bakanlığına verilen yetkiye dayanılarak bankalarla imzalanan vergi tahsilat protokollerinde, 01.01.2020 tarihinden geçerli olmak üzere bazı değişiklikler yapılmıştır.

Gelir İdaresi Başkanlığının web sayfasında yer alan duyuruya göre vergi dairesi müdürlüklerince takip ve tahsilatı yapılmakta olan vergi, harç, ceza ve diğer alacakların vergi daireleri vezneleri haricinde aşağıda sayılan bankalar ve PTT vasıtasıyla tahsiline devam edilecektir.

  • T.C. Ziraat Bankası A.Ş.
  • Türkiye Halk Bankası A.Ş.
  • Türkiye Vakıflar Bankası T.A.O.
  • Ziraat Katılım Bankası A.Ş.
  • Vakıf Katılım Bankası A.Ş.
  • Türkiye Emlak Katılım Bankası A.Ş.
  • Posta ve Telgraf Teşkilatı A.Ş.  (PTT)

DİĞER BANKALARIN KREDİ KARTIYLA YAPILABİLECEK ÖDEMELER

Yukarıda sayılanlar dışındaki diğer bankalar tarafından nakden, hesaptan, çekle, banka kartı, havale ve EFT yoluyla tahsilat yapılmayacaktır.

Ancak, kredi kartı ile tahsilat yapılması uygun bulunan;

  • Gelir vergisi (gayrimenkul/menkul sermaye iradı, ücret, diğer kazanç ve iratlardan kaynaklı gelir vergisi),
  • Motorlu taşıtlar vergisi, Trafik idari para cezası,
  • Karayolları Taşıma Kanunu idari para cezası, geçiş ücreti ve idari para cezası,
  • Diğer idari para cezaları, mali yapılandırma kanunları (6736, 7020, 7143 gibi),
  • 6183 sayılı Kanun kapsamında taksitlendirilmiş borçlar,
  • Tapu harcı, yolcu beraberinde getirilen telefon kullanım izin harcı,
  • Öğrenim kredisi ve katkı kredi borçları,
  • Pasaport harcı ve değerli kâğıt bedeli, sürücü belgesi harcı ve değerli kağıt bedeli,
  • C. kimlik kartı bedeli, yurt dışına çıkış harcı,
  • Göç İdaresi ikamet harcı, ikamet tezkeresi defter satış bedeli, tek giriş vize harcı,
  • Ecrimisil gelirleri ve veraset ve intikal vergisi borçlarının ise aşağıda unvanları belirtilen bankalar vasıtasıyla kredi kartı kullanılmak suretiyle tahsil edilmesine devam edilmektedir.
    • T.C. Ziraat Bankası A.Ş.
    • Türkiye Halk Bankası A.Ş.
    • Türkiye Vakıflar Bankası T.A.O.
    • Türk Ekonomi Bankası A.Ş.
    • Akbank T.A.Ş.
    • Şekerbank T.A.Ş.
    • Türkiye Garanti Bankası A.Ş.
    • Türkiye İş Bankası A.Ş.
    • Yapı ve Kredi Bankası A.Ş.
    • ING Bank A.Ş.
    • QNB Finansbank A.Ş.
    • HSBC Bank A.Ş.
    • Alternatifbank A.Ş.
    • Denizbank A.Ş.
    • Aktif Yatırım Bankası A.Ş.
    • Odea Bank A.Ş.
    • Albaraka Türk Katılım Bankası A.Ş.
    • Kuveyt Türk Katılım Bankası A.Ş.
    • Türkiye Finans Katılım Bankası A.Ş.

Son Söz: Bu kez bültenimizi başka bir yorumla bitirelim. Geçen yıl ülkemizde gelişen blockchain ve finansal teknoloji (fintek) altyapısını da dikkate alarak biraz da övünerek “Peki Bitcoin İle Vergi Ödenebilir mi?” diye sormuştuk.

Şimdi gelinen noktada ise, maalesef yıllardır vergi vb. diğer mali ödemelerimizi yaptığımız bankaların bir kısmının bu hizmeti veremeyeceğini anlıyoruz. Türkiye’nin dünyada finans merkezi olmak için çok önemli adımlar attığı ve her türlü doğrudan yabancı sermaye çekmeye çalıştığı bir noktada bankaların tamamı için verilmiş olan bu tahsilat aracılığı yetkisinin kaldırılmış olmasının sancılarını yaşıyor olacağız.

Bu sebeple, bankacılık ve finans işlemleri çok olan firmaların şimdiden gereken önlemleri almasını ve vergi ödemelerinde aksama yaşamamaları için tedbir almalarını tavsiye ediyoruz.

Bilgi Kutusu

Kullanılan Yetkinin Yasal Dayanağı: 6183 sayılı Kanun’un 40 ncı maddesine göre Maliye Bakanlığı, ödemenin özel ödeme şekilleri kullanılmak suretiyle yapılması zorunluluğunu getirmeye yetkilidir. Bu yetki; tahsil daireleri, amme alacağının türü, ödeme zamanı ve bulunduğu safhalar itibarıyla topluca veya ayrı ayrı kullanılabilir. Aynı Kanun’un 41 nci maddesine göre ise Maliye Bakanlığının tayin edeceği yerlerde, nevileri anılan Bakanlıkça tespit edilecek amme alacakları, Bakanlıkça isimleri belirtilecek bankalar delaletiyle veya postaneler vasıta kılınmak suretiyle ödenebilir.

Konuyla ilgili diğer gelişmeleri de sizlere duyurmaya devam ediyor olacağız.

Bu konuyla ilgili herhangi bir sorunuz için vergi ve muhasebe uzmanlarımıza danışabilirsiniz.

Saygılarımızla,

Tax-IA Bulletin

Bulletin nr    : 2019-49

To                   :  The clients and company web site

From              :  Independent Advisors / Tax

Date               :  December, 12th 2019

Subject          : Binek Otomobilde Gider Kısıtlaması Ne Anlama Geliyor?

Binek Otomobiller İçin 7194 Sayılı Kanunla Getirilen Gider Kısıtlaması Düzenlemesi ile Muhtemel Etkilerine İlişkin Görüş ve Öneriler

Rahmetli Şükrü Kızılot hocamız, ruhu şad olsun, hayatta olsaydı espriyi patlatırdı. 4 tekerden bir tanesini defterinize işleyemezsiniz, mazot deposunun 3’te 1’ini gider yazamazsınız derdi.

Bilindiği üzere 7 Aralık 2019’da Resmi Gazete’de yayımlanan 7194 sayılı Kanunda vergiyle ilgili çok önemli değişiklikler yapıldı. Bu Kanun’un 13 üncü ve 14 üncü maddeleriyle, Gelir Vergisi Kanununun 40 ıncı ve 68 inci maddelerinde bir değişiklik yapıldı. Söz konusu değişiklikler ile işletmelerin ve serbest meslek erbabının kiraladıkları veya iktisap ettikleri binek otomobillerin giderlerinin vergi matrahının tespitinde indiriminde kısıtlamalara gidilmiştir.

Aşağıda söz konusu gider kısıtlaması ana unsurları itibariyle sunulmuştur:

KİRALAMA SATIN ALMA (KDV+ÖTV)
Kiralama yoluyla edinilen binek otomobillerin her birine ilişkin aylık kira bedelinin 5.500 TL’ye kadar kısmı gider olarak yazılabilir. Aşan kısmı kanunen kabul edilmeyen gider olarak dikkate alınacaktır. Satın alınan binek otomobilin iktisabına ilişkin ÖTV ve KDV toplamının en fazla 115.000 TL’ye kadarlık kısmı gider yazılabilir. Aşan kısım kanunen kabul edilmeyen gider olarak dikkate alınacaktır.
KULLANIM SIRASINDAKİ GİDERLER AMORTİSMAN
İşletmeye kayıtlı binek otomobillere ilişkin giderlerin (yakıt, bakım, tamir, sigorta, kasko ve benzerleri) en fazla %70’i gider yazılabilir. Aşan kısım kanunen kabul edilmeyen gider olarak dikkate alınacaktır. İlk iktisap bedeli ÖTV ve KDV hariç 135.000 TL’ye, ÖTV ve KDV maliyete eklenmiş ise veya iktisap edilen binek otomobil ikinci el ise 250.000 TL’ye isabet eden tutarın amortismanı gider olarak yazılabilecektir.

Otomobil Gider Kısıtlaması Vergicilikte Geriye Dönüş Mü?

7194 sayılı Kanunla vergi sistemimize yeni vergiler dahil oldu. Fakat Kanunda aynı zamanda geçmişe dönüşü ifade eden, modern vergicilik anlamında sorgulanması gereken hususlar da var. Bunlardan birisi “binek otomobillerde gider kısıtlaması” yönündeki düzenleme.

Düzenleme ile binek otomobillerin kiralanması, satın alınması, giderleri ve amortismanına ilişkin kısıtlamalar getirilmektedir. İlgili madde gerekçesinde böyle bir düzenleme yapılmasının nedeni olarak, işletme aktifine kayıtlı binek otomobillerin şahsi amaçlarla kullanılarak suiistimal edilmesi gösterilmektedir. Oysa benzeri düzenlemeler 4369 sayılı Kanunla 1 Ocak 1999 tarihinden itibaren geçerli olmak üzere kaldırılmış idi. Dolayısıyla otomobiller için gider kısıtlaması vergicilik anlamında geriye dönüşü ifade ediyor diyebiliriz. Teknolojik denetim imkanlarının bu denli geliştiği bir dönemde bu geriye dönüş beraberinde pek çok tartışmalı konuyu da gündeme getirecektir.

Gider Kısıtlamasının Genel Nitelikli Muhtemel Etkileri

Söz konusu düzenlemenin öne çıkan muhtemel etki ve sonuçlarından bazıları aşağıdaki gibi sıralanabilir:

  • Gider kısıtlaması uygulaması vergilemede gerçek durumun esas olduğu ilkesinden uzaklaşmaya neden olacaktır. İşletmenin ihtiyacı olan binek otomobile ilişkin giderlerin bir kısmı kanunen kabul edilmeyen gider olarak yazılacaktır. İşletme, gerçek giderlerini matrah tespitinde dikkate alamadığı için olması gerekenden daha fazla vergi ödeyecektir.
  • Ticari kâr ile mali kâr arasındaki makas açılacaktır.
  • Muhasebe işlem maliyetlerini artıracaktır. Otomobillerin kiralama, satın alma, amortisman ve diğer giderlerinin muhasebesinde kanunen kabul edilmeyen giderlere ilişkin ayrı kayıt ve işlemler yapılması gerekecektir. Binek otomobil bakım, onarım ve benzeri hizmetlerin kurumsal firmalardan alınması yerine yetkin olmayan kesimden yapılması yönündeki eğilimler artabilecektir.
  • Binek otomobil satın alma, kiralama ve giderlerinde gerçek ödemeler ile faturalandırılan ödemelerin birbirinden farklılaşmasına yönelik eylem, çaba ve işlemler artabilecektir.
  • Vergi idaresi, gerçek vergi kaybına neden olan iş ve işlemler ile uğraşmak yerine, tespiti kolay bu tür fiktif unsurlar üzerinden mükelleflere ilave vergi tarhiyatı yapıp vergi cezası kesebilecektir.
  • Kurumlar Vergisi kanunu içinde ticari kazancın belirlenmesine ilişkin Gelir Vergisi kanunu hükümlerine atıf yapar. Bu hükümler esası “ticari kazancın elde edilmesi ve sürdürülmesi ile ilgili giderlerin vergi matrahından indirilebilmesi” olarak belirlenmiştir. Yeni düzenleme bu anlamda Kurumlar Vergisi Kanunu’nun esası ile çelişiyor denilebilir (örneğin; satın aldığı otomobili sadece iş için kullanacak bir işletme bile giderlerin bir kısmını matrahtan indiremeyecek)
  • Bu tür “lump-sum” veya “götürü” gider kısıtlaması uygulaması vergi matrahının belirlenmesinde mükellefin “beyan esası” ile çelişmektedir. Her işletme çalışanlara sağladığı binek otomobilin ne kadarının özel kullanıma yönelik olduğu konusunda çalışanları ile bir protokol imzalayıp, vergi beyanını buna göre düzenleyebilir, ileride bir incelemede beyan ettiği uygulamayı savunamazlarsa cezai yaptırım ile karşı karşıya kalırlar. Modern vergicilik dünyada sorumluluğu mükellefin beyanına (ve sorumluluk almasına) dayandırırken bizdeki düzenleme buradan da geri adım atmaktadır
  • Aslında eskiden beri, işletmelerin çalışanlara sağladığı araçların özel kullanıma denk gelen giderlerinin vergi matrahından indirilmesi doğru değildi. Bu kısım için çalışanlara “menfaat” olarak ek bordro düzenlenmesi gerektiği bile iddia edilebilir. Bu konuda vergi idaresi herhangi bir sorgulama veya denetim yapmadığı, Maliye Bakanlığı sessiz kaldığı için mükellefler yerleşik bir uygulama olarak özel kullanım için katlanılan giderleri ayrıştırmadan 100% gider yazma yöntemini benimsediler. Bu işletmelerin kayıtları zaman aşımı süresince incelemeye açık. Şimdi yeni düzenleme 2020 sonrası için 70%-30% götürü gider kısıtlaması getiriyor. Ama buradan yola çıkarak inceleme elemanları geçmiş 5 yılı inceleyip şirketlere özel kullanım için gerçek verileri baz alarak düzeltme yapmalarını talep ederlerse (teorik olarak mümkün) nasıl bir sonuç ortaya çıkar bunu da düşünmek lazım.

Konunun Oto Kiralama Sektörü Özelinde Muhtemel Etkileri

Konuya sektör spesifiğinde bakarsak, oto kiralama sektör derneğinin verilerine göre; 2018 yılında bir önceki yıla göre yüzde 11,5 daralan Türkiye operasyonel kiralama sektörü, 2019 yılının geride bıraktığımız ilk yarısında 2018 yılı sonuna göre yüzde 9 oranında küçülmüştür. 2018 yılı sonunda filosunda yaklaşık 324 bin aracı olan sektörün araç sayısı 295 bin adede gerilemiştir. 2018 yılının ilk yarısında 6,4 milyar TL yatırım yaparak 59.675 adet yeni aracı filosuna dahil eden sektör, 2019 yılının ilk yarısında 2 milyar TL yaparak 17.900 adet yeni aracı filosuna kattı. 2018 yılının ilkyarısı sonunda 64.800 müşterisi olan sektörün müşteri sayısı 2019 yılının ilk yarısı sonunda 49.000’e gerilemiştir. Sektörde yaşanan bu daralma nihai tüketici talebindeki düşüşten kaynaklanmaktadır. Ekonomideki daralma nedeniyle araç filosunu küçülterek tasarruf etmek isteyen firmalar olmuştur. Yeni düzenleme ile birlikte sektörün önemli ölçüde etkilenmesi beklenmektedir.

Düzenlemenin Binek Otomobil Satışlarına Etkisi

Düzenleme nedeniyle 01.01.2020 tarihinden itibaren binek otomobil alımlarındaki KDV ve ÖTV tutarının gider yazılabilecek tutarına sınır getirilmesi bir kısım mükellefleri 31.12.2019 tarihine kadar yeni binek otomobil almaya teşvik edecektir. Bu durum, özellikle üst segment otomobil ticareti için kısa süreli olarak rahatlama sağlayacaktır. Ancak, konunun uzun vadeli etkileri üzerinde yoğunlaşmakta fayda bulunduğunu değerlendiriyoruz.

Yapılması Gereken Nedir?

Ticari ve mesleki kazancın tespitinde indirilebilecek giderleri, bu kazançların elde edilmesi ile ilgili olması gerekmektedir. Be genel kural uyarınca vergi idaresine düşen görev; gerçek durumu tespit edecek şekilde denetimler yapması, ticari iş ve işlemlerle ilişkili olmayan şekildeki kullanım durumlarını tespit ederek gerekli müeyyideleri uygulamasıdır.

Vergi adaletinin en önemli unsuru “ödenmesi gerekenden fazla vergi alınmaması” ilkesidir. Bazı suiistimaller gerekçe gösterilerek tüm mükelleflerin indirim hakkının bir kısmının elinden alınması modern vergicilik ve vergi adaleti ile uyuşmaz. 2000’li yılların gerisine gitmek anlamına gelir.

Vergi düzenlemeleri, maliye ve daha üst seviyede ekonomi politikalarının alt bileşenidir. Bu tür düzenlemeler yapılırken, düzenlemenin genel mali sistem ve ekonomi üzerindeki muhtemel etkilerinin “düzenleyici etki analizine” tabi tutulması ve bu kapsamda tüm paydaşların görüş ve önerilerinin dikkate alınması gerekirdi.

Saygılarımızla,

Tax-IA Bulletin

Bulletin nr: 2019-47

To       : The clients and company web site

From   :  Independent Advisors/ Tax

Date     : December, 9th 2019

Subject: 7194 sayılı Dijital Hizmetler Vergisi Kanunu Resmi Gazete’de Yayımlandı

24.10.2019 tarihinde TBMM’ye sevk edilen Dijital Hizmet Vergisi Kanunu ve Bazı Vergi Kanunlarında Değişiklik Yapılması Hakkında Kanun Teklifi Plan ve Bütçe Komisyonu’nun ardından Genel Kurul’da görüşülmüş ve 21.11.2019 tarih ve 7193 sayılı Kanun olarak kabul edilmişti.

En son Sayın Cumhurbaşkanı tarafından bir maddesinin tekrar görüşülmesi amacıyla Meclis’e iade edilen[1] Kanun, anılan maddenin çıkarılmasıyla 7194 sayılı Kanun olarak tekrar kabul edilmiş ve 7 Aralık 2019 tarihli Resmî Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe girmiştir.

Özetle;

  • Kanun Teklifi 128 sıra sayısıyla 27nci Yasama Döneminin üçüncü yılında TBMM’de görüşülmüştür.
  • Kanunun genel gerekçesi ve Plan ve Bütçe Komisyonu’nda değişen maddelerine aşağıdaki linkten ulaşabilirsiniz. https://www.tbmm.gov.tr/sirasayi/donem27/yil01/ss128.pdf
  • Kanun Teklifi Ak Parti’li 99 imza sahibinin imzasıyla TBMM’ye sevk edilmiştir.

Konuyla İlgili Önceki Bültenlerimiz

Kanun teklifinin içeriği, sonrasında Meclis’e sevk edilen Teklifte yapılan ilave düzenlemeler ve değişiklikler, TBMM Plan ve Bütçe Komisyonunda yapılan değişiklikler ve son olarak da Yasalaşan Kanun ile ilgili çok detaylı bilgilendirme ve analizlere önceki sirkülerlerimizde yer vermiştik.

Yasalaşma Süreci

  • Kanun Genel Kurul’da büyük ölçüde Plan ve Bütçe Komisyonu’ndan geldiği şekliyle kabul edilmiştir.
  • Bilindiği üzere Kanun teklifi TBMM Plan ve Bütçe komisyonundan geçmiş ve 2/2312 Esas numaralı Rapor olarak yayımlanmıştır. Komisyonda 3 oturumda uzun bir mesai ile 29 saat görüşme yapılmış olup yazılan 661 sayfa görüşme tutanağı TBMM web sayfasından incelenebilmektedir.

https://www.tbmm.gov.tr/develop/owa/komisyon_tutanaklari.goruntule?pTutanakId=2405

  • Komisyonda geçen bu uzun görüşmelerde, spor hakemlerine yönelik istisna ile, kontratı devam eden sporculardan alınacak gelir vergisine yönelik bu kimseler lehine bir miktar düzenleme yapılmış, konaklama vergisinde nispi vergi oranı yerine maktu tutarlar belirlenmiş ve ilave vergi yükü yaratan diğer vergiler ile ilgili önemli bir revizyon yapılmamıştır.
  • Sayın Cumhurbaşkanı tarafından yayımlanması uygun bulunmayan 7193 sayılı “Dijital Hizmet Vergisi ile Bazı Kanunlarda ve 375 Sayılı Kanun Hükmünde Kararnamede Değişiklik Yapılması Hakkında Kanun”, bir kez daha görüşülmesi için, Anayasanın 89 ve 104 üncü maddeleri uyarınca 02/12/2019 tarihinde Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına geri gönderilmiştir.
  • Kanun 5 Aralık 2019 günü TBMM genel kurulunda tekrar görüşülmüş ve Cumhurbaşkanlığı tarafından geri gönderme tezkeresine konu 50 nci maddesi çıkarılarak ve diğer maddeleri ise görüşülmeden kabul edilmiştir.

Kanun’da Neler Var? Kısa Kısa

Kanun ile yapılan değişiklikleri özet halinde sunalım:

  • %7,5 oranında “Dijital Hizmet Vergisi” getirilmiştir. Bu vergi gider veya maliyet olarak kabul edilmeyecek ve aylık beyanname ile vergi dairesine beyan edilecektir.
  • Emlak Vergisi Kanunu’nda yapılan düzenleme ile belli değeri aşan meskenler için “Değerli Konut Vergisi” ihdas edilmiştir.
  • Konaklama Vergisi ilk defa hayatımıza girecektir. Bu vergi 1 Nisan 2020 tarihinden 31 Aralık 2020 tarihine kadar %1, bu tarihten sonra %2 oranında uygulanacaktır.
  • 2020’den itibaren elde edilen gelirlere uygulanmak üzere GVK 18’nci madde (telif kazançlarında istisna) kapsamındaki serbest meslek kazançlarında istisna uygulamasına 500.000 TL sınırı getirilmiştir. Bu tutarı aşması halinde yıllık beyana tabi olacaktır.
  • GVK’da değişiklik yapılarak işverenlerce taşıma hizmeti verilmeyen durumlarda, çalışılan günlere ait bir günlük ulaşım bedelinin 10 Türk lirasını aşmaması ve buna ilişkin ödemenin toplu taşıma kartı, bileti veya bu amaçla kullanılan ödeme araçlarına ilişkin ulaşım giderleri gelir vergisinden istisna edilmiştir.
  • Spor yarışmalarını yöneten hakemlere ödenen ücretlerin gelir vergisinden istisna edilmesine yönelik düzenlemenin kapsamı daraltılmış ve sadece amatör spor yarışmalarını yöneten hakemlere ödenen ücretler (basketbol ve voleybol spor dallarının en üst liglerinde görev alanlar hariç) gelir vergisinden müstesna tutulmuştur.
  • Kiralama yoluyla edinilen binek otomobillerinin her birine ilişkin aylık kira bedelinin 5.500 TL kadarlık kısmı ile binek otomobillerinin iktisabına ilişkin ÖTV ve KDV toplamının en fazla 115.000 TL kadarlık kısmının ticari kazancın ve serbest meslek kazancının tespitinde gider olarak dikkate alınmasına yönelik düzenleme yapılmıştır.
  • Ticari kazancın ve serbest meslek kazancının tespitinde binek otomobillere ilişkin giderlerin en fazla %70’inin indirilebilmesine yönelik düzenleme yapılmıştır.
  • Ticari kazancın ve serbest meslek kazancının tespitinde ÖTV ve KDV hariç ilk iktisap bedeli 135.000 TL, söz konusu vergilerin maliyet bedeline eklendiği veya binek otomobilin ikinci el olarak iktisap edildiği hâllerde, amortismana tabi tutarı 250.000 TL’yi aşan binek otomobillerinin her birine ilişkin ayrılan amortismanın en fazla bu tutarlara isabet eden kısmının gider yazılmasına yönelik düzenleme yapılmıştır.
  • 01.2020 tarihinden itibaren elde edilen tek işverenden alınan ve tevkif suretiyle vergilendirilmiş yıllık 500.000 TL’yi aşan ücret gelirleri için yıllık gelir vergisi beyan yükümlülüğü / hakkı getirilmiştir.
  • Avukatlık Kanunu uyarınca karşı tarafa yükletilen vekalet ücretlerinde (icra ve iflas müdürlüklerine yatırılanlar dâhil) ödeyenler tarafından gelir vergisi tevkifatı yapma zorunluluğu getirilmiştir.
  • Gelir vergisi tarifesinde değişiklik yapılarak dilim sayısı arttırılmış ve 500.000 TL üzerindeki kazançlar için vergi oranı 2019 yılında elde edilen kazançlara da (ücretler hariç) uygulanmak üzere %40 olarak yeniden belirlenmiştir.
  • Mükellefiyet kaydının analiz ve değerlendirme sonuçlarına bağlı olarak terkini konusunda düzenleme yapılmıştır.
  • Vergiye uyumlu mükelleflere tanınan %5’lik vergi indiriminin uygulanmasında beyan edilen vergilerin kanuni süresinde ödenmiş olması şartı kaldırılarak; ödeme koşulu gelir ve kurumlar vergisi beyannamelerinin verilme süresine çekilmiş ve maddede geçen vergi beyannameleri ibaresinin hangi beyannameleri ifade ettiğine açıklık getirilmiştir.
  • İzaha davet uygulamasında davete icap ve beyan süreleri 30 güne çıkarılmıştır.
  • VUK 376’ncı maddede değişiklik yapılarak vergi ziyaı cezalarında indirim oranı ilk defa işlenip işlenmediğine bakılmaksızın %50 olarak belirlenmiştir.
  • Üzerinde uzlaşılan vergi veya vergi farkı ile vergi ziyaı cezasının %75’inin belirlenen ödeme süreleri içerisinde ödenmesi halinde üzerinde uzlaşılan cezanın %25’inin VUK 376’ncı madde kapsamında indirilmesine yönelik düzenleme yapılmıştır.
  • Vergi Usul Kanunu’nun mülga 379’uncu maddesi “Kanun yolundan vazgeçme” başlığıyla yeniden düzenlenmiştir.
  • Buna göre vergi/ceza ihbarnamesine karşı süresinde açılan davalarda, vergi mahkemesince verilen istinaf yolu açık kararlar ile bölge idare mahkemesince verilen temyiz yolu açık kararlarda (Danıştayın bozma kararı üzerine verilen kararlar hariç);
    • Kaldırılan vergi tutarının %60’ı, tasdik edilen vergi tutarının tamamı ile tasdik edilen vergi tutarına ilişkin vergi ziyaı cezasının %75’i,
    • Bağlı olduğu vergi aslı dava konusu yapılmayan veya VUK 359 uncu maddede yazılı fiillere iştirak nedeniyle kesilen vergi ziyaı cezaları ile usulsüzlük ve özel usulsüzlük cezalarının kaldırılan tutarının %25’i ve tasdik edilen tutarının %75’i,
      • mükellef için geçerli olan kanun yoluna başvuru süresi içerisinde dava konusu vergi ve/veya vergi cezalarının tümü için kanun yolundan vazgeçildiğine ilişkin dilekçenin ilgili vergi dairesine verilmesi şartıyla kanun yolundan vazgeçme dilekçesinin verildiği tarih itibarıyla başkaca bir işleme gerek kalmaksızın tahakkuk eder.
    • Bu şekilde tahakkuk eden tutarlar bir ay içinde ödenir.
    • Bu maddeye göre tahakkuk eden vergi ve/veya vergi cezalarının %80’inin, hesaplanacak gecikme faizi ile birlikte bu sürede tamamen ödenmesi şartıyla, vergi ve ceza tutarından %20 oranında indirim yapılır.
  • Kambiyo muamelelerinde Banka ve Sigorta Muameleleri Vergisinin oranı 7.12.2019 tarihinden itibaren binde 1’den binde 2’ye yükseltilmiştir.

Bu Kanun ile ilgili meslek kuruluşumuz olan TÜRMOB tarafından yayımlanan detaylı özel mevzuat sirkülerini de istifadenize sunarız.

Konuyla ilgili diğer gelişmeleri de sizlere duyurmaya devam ediyor olacağız.

Saygılarımızla,

[1] https://www.tccb.gov.tr/basin-aciklamalari/365/113752/7193-sayili-kanun

Tax-IA Bulletin

Bulletin nr: 2019-46

To       : The clients and company web site

From   : Independent Advisors / Accounting & Tax

Date     : December, 4th 2019

Subject: Hasılat Esaslı Kazanç Tespit Uygulaması Başlıyor.

Bilindiği üzere safi kurum kazancı Kurumlar Vergisi Kanunu’na göre, gelir vergisine tabi ticari kazançlar da Gelir Vergisi Kanunu’na göre beyan usulüyle vergilendirilmektedir.

Gelir Vergisi Kanunu’na eklenen 113 ncü madde ile şehir içi yolcu taşımacılığı faaliyetiyle uğraşan mükellefler için kolaylaştırılmış bir vergilendirme yöntemi başlatılmıştır. Konuyla ilgili olarak 03/12/2019 tarih 30967 sayılı Resmî Gazete’ de Gelir Vergisi Genel Tebliği (Sıra No:309) yayımlanmıştır.

Tebliğde, detaylı bir şekilde, “Hasılat Esaslı Kazanç Tespiti Uygulaması” kapsamında, uygulamanın tanımı, yararlanabilecek mükellefler ve şartları, yararlanmaya ilişkin taleplerin değerlendirilmesi aşaması, örneklerle kapsama giren mükellefler için vergiye tabi kazancın hesaplanması, başka kazançların bulunması halinde özellikli durumlar, diğer indirim ve istisna uygulamalarının durumu, bu uygulamaya ilişkin şartların kaybedilmesi ve uygulamadan çıkış hususları hakkında açıklamalar yapılmıştır.

Şimdi 10 soru ve cevap ile ayrıntılara bakmak gerekirse;

1. Kimler Yararlanabilir:

Hasılat esaslı kazanç tespiti uygulamasından, şehir içi yolcu taşımacılığı faaliyetinde bulunan ve bu faaliyetlerinden kaynaklanan hasılatlarının tamamını elektronik ücret toplama sistemleri aracılığıyla elde eden gelir (kazançları basit usulde tespit edilenler dâhil) veya kurumlar vergisi mükelleflerinden bu hususta talepte bulunanlar yararlanabileceklerdir.

Hasılat esaslı kazanç tespiti uygulamasından faydalanılabilmesi için;

a) Uygulamadan yararlanmak isteyen mükelleflerin şehir içi yolcu taşımacılığı faaliyetinde bulunması,

b) Bu faaliyetlerden kaynaklanan hasılatın tamamının elektronik ücret toplama sistemleri aracılığıyla elde edilmesi,

c) Gelir veya kurumlar vergisi yönünden bağlı olunan vergi dairesine uygulamadan yararlanma hususunda yazılı olarak talepte bulunulması gerekmektedir.

2. Hasılatın bir kısmı nakden tahsil ediliyorsa sistemden yararlanabilir miyiz?

Şehir içi yolcu taşımacılığı faaliyetinde bulunan mükelleflerin bu faaliyetlerinden kaynaklanan hasılatlarının tamamının elektronik ücret toplama sistemi aracılığıyla elde edilmesi gerekmektedir, aksi durumda bu uygulamadan faydalanılamayacaktır.

3. Bu hasılata hangi oranda gelir veya kurumlar vergisi uygulanacaktır?

Şehir içi yolcu taşımacılığı faaliyetinde bulunan ve bu faaliyetlerinden kaynaklanan hasılatlarının tamamını elektronik ücret toplama sistemleri aracılığıyla elde eden mükelleflerden başvuruları vergi dairesi tarafından kabul edilenler, söz konusu faaliyetlerinden elde ettikleri gayrisafi hasılatlarının %10’unu bu faaliyetlerine ilişkin vergiye tabi kazanç olarak beyan edeceklerdir. Bir nevi götürü usul uygulamasıdır.

Hasılat esaslı kazanç tespiti usulünden faydalanan mükelleflerden 3065 sayılı Katma Değer Vergisi Kanununun 38 inci maddesi kapsamında hasılat esaslı vergilendirme usulüne göre vergilendirilenler, hasılat esaslı kazancın tespitinde bu faaliyetlerine ilişkin hesapladıkları katma değer vergisi dâhil tutarı gayrisafi hasılat tutarı olarak dikkate alacaklardır.

4. Sisteme girmek zorunlu mu? İstenirse Çıkılabilir mi?

Şehir içi yolcu taşımacılığı faaliyetine ilişkin kazançları hasılat esaslı kazanç tespiti usulüne göre hesaplanan mükellefler, bu usule geçtikleri tarihten itibaren iki yıl geçmeden bu usulden çıkamayacaklardır.

Bu usulden çıkmak isteyen mükellefler, iki yıllık sürenin tamamlanması kaydıyla, gelir veya kurumlar vergisi yönünden bağlı bulundukları vergi dairesine verecekleri dilekçelerine istinaden, takip eden yılın başından itibaren hasılat esaslı kazanç tespiti usulünden çıkabileceklerdir.

5. Uygulamadan çıkarılma şartları nelerdir? Ceza yenirse ne olur?

Hasılat esaslı kazanç tespiti uygulamasından yararlanan mükellefler hakkında, bu uygulamadan yararlandıkları dönemlerle sınırlı olmak üzere, bir takvim yılı içerisinde iki kez Vergi Usul Kanunu 353. Maddesi uyarınca, özel usulsüzlük cezası kesilmesi halinde, bu mükellefler cezanın kesildiği ve takip eden iki takvim yılı boyunca bu uygulamadan yararlanamazlar. Söz konusu mükellefler anılan fıkralar uyarınca ikinci cezanın kesildiği takvim yılının başından itibaren hasılat esaslı kazanç tespiti uygulamasından çıkarlar.

6. Başka gelir unsurları da varsa uygulama nasıl olacaktır?

Hasılat esaslı kazanç tespiti usulüne geçen mükelleflerin şehir içi yolcu taşımacılığı faaliyetleri yanında vergiye tabi başkaca faaliyetlerinin veya kazanç ya da iratlarının bulunması halinde, şehir içi yolcu taşımacılığı faaliyetlerine ilişkin gider veya maliyetlerini, vergiye tabi diğer kazanç veya iratlarının tespitinde dikkate almaları mümkün değildir. Bu mükellefler, diğer faaliyetlerinden dolayı elde ettikleri kazanç veya iratları nedeniyle bu madde hükmünden de faydalanamayacaklardır.

7. Başka gelir unsurları da varsa ortak giderler nasıl hesaplanacak?

Şehir içi yolcu taşımacılığı faaliyeti ile bu kapsama girmeyen işlerin birlikte yapılması halinde müşterek genel giderler, bu faaliyetler ile ilgili olarak cari yılda oluşan maliyetlerin toplam maliyetler içindeki oranı dikkate alınarak dağıtılacaktır. Bu dağıtım sonucunda müşterek genel giderlerden şehir içi yolcu taşımacılığı faaliyetine düşen pay, diğer faaliyetlere ilişkin vergiye tabi kazancın ve gelir ya da kurumlar vergisi matrahının tespitinde dikkate alınmayacaktır.

8. Kayıt veya muhasebede özellikle dikkat edilmesi gereken hususlar nelerdir?

Hasılat esaslı kazanç tespiti usulüne geçen ve şehir içi yolcu taşımacılığı faaliyetleri yanında vergiye tabi başkaca faaliyetleri de bulunan mükelleflerce, söz konusu uygulama kapsamında bulunan ve bulunmayan faaliyetlerine ilişkin hasılat, maliyet ve gider unsurlarının ayrı ayrı izlenmesi, uygulama kapsamındaki faaliyete ait hasılat, maliyet ve gider unsurlarının, diğer faaliyetlerle ilişkilendirilmemesi ve kayıtlarının da bu ayrımı sağlayacak şekilde tutulması gerekmektedir.

9. Başka meslek grupları da buna benzer bir uygulamaya tabi olacak mı?

Uygulama, 7186 sayılı Kanun ile sadece şehir içi yolcu taşımacılığı faaliyetiyle uğraşanlar için öngörülmüştür. Kanunun madde gerekçesine göre vergi uygulamalarının basitleştirilmesi, mükellefin vergiye uyum maliyetlerinin azaltılması amaçlanmıştır. Bu uygulamanın başka meslek kollarına yaygınlaştırılması için Yasal değişiklik gerekmektedir. 7186 sayılı Kanun’un TBMM’ye sevk edilen teklif metnine göre sadece şehir içi yolcu taşımacılığı için değil Cumhurbaşkanı’nca belirlenen tüm sektörler için bu uygulama öngörülmüştü. Fakat madde Plan ve Bütçe Komisyonu’nda sadece şehir içi yolcu taşımacılığı faaliyetine uygulanmak üzere revize edilmişti.

10. Uygulamaya geçmek mantıklı mı?

Bu uygulama her mükellefin kendi maliyet ve gelir hesaplarını analiz ederek verebileceği bir karardır. Bu yüzden geriye doğru 5-10 yıllık kar-zarar-maliyet hesaplarının mali danışmanlarınızla tetkik edilerek karar verilmesini tavsiye ediyoruz.

Konuyla ilgili diğer gelişmeleri de sizlere duyurmaya devam ediyor olacağız.

Bu konuyla ilgili herhangi bir sorunuz için vergi ve muhasebe uzmanlarımıza danışabilirsiniz.

Saygılarımızla,