Tax-IA Bulletin
Bulletin nr: 2019-46
To : The clients and company web site
From : Independent Advisors / Accounting & Tax
Date : December, 4th 2019
Subject: Hasılat Esaslı Kazanç Tespit Uygulaması Başlıyor.
Bilindiği üzere safi kurum kazancı Kurumlar Vergisi Kanunu’na göre, gelir vergisine tabi ticari kazançlar da Gelir Vergisi Kanunu’na göre beyan usulüyle vergilendirilmektedir.
Gelir Vergisi Kanunu’na eklenen 113 ncü madde ile şehir içi yolcu taşımacılığı faaliyetiyle uğraşan mükellefler için kolaylaştırılmış bir vergilendirme yöntemi başlatılmıştır. Konuyla ilgili olarak 03/12/2019 tarih 30967 sayılı Resmî Gazete’ de Gelir Vergisi Genel Tebliği (Sıra No:309) yayımlanmıştır.
Tebliğde, detaylı bir şekilde, “Hasılat Esaslı Kazanç Tespiti Uygulaması” kapsamında, uygulamanın tanımı, yararlanabilecek mükellefler ve şartları, yararlanmaya ilişkin taleplerin değerlendirilmesi aşaması, örneklerle kapsama giren mükellefler için vergiye tabi kazancın hesaplanması, başka kazançların bulunması halinde özellikli durumlar, diğer indirim ve istisna uygulamalarının durumu, bu uygulamaya ilişkin şartların kaybedilmesi ve uygulamadan çıkış hususları hakkında açıklamalar yapılmıştır.
Şimdi 10 soru ve cevap ile ayrıntılara bakmak gerekirse;
1. Kimler Yararlanabilir:
Hasılat esaslı kazanç tespiti uygulamasından, şehir içi yolcu taşımacılığı faaliyetinde bulunan ve bu faaliyetlerinden kaynaklanan hasılatlarının tamamını elektronik ücret toplama sistemleri aracılığıyla elde eden gelir (kazançları basit usulde tespit edilenler dâhil) veya kurumlar vergisi mükelleflerinden bu hususta talepte bulunanlar yararlanabileceklerdir.
Hasılat esaslı kazanç tespiti uygulamasından faydalanılabilmesi için;
a) Uygulamadan yararlanmak isteyen mükelleflerin şehir içi yolcu taşımacılığı faaliyetinde bulunması,
b) Bu faaliyetlerden kaynaklanan hasılatın tamamının elektronik ücret toplama sistemleri aracılığıyla elde edilmesi,
c) Gelir veya kurumlar vergisi yönünden bağlı olunan vergi dairesine uygulamadan yararlanma hususunda yazılı olarak talepte bulunulması gerekmektedir.
2. Hasılatın bir kısmı nakden tahsil ediliyorsa sistemden yararlanabilir miyiz?
Şehir içi yolcu taşımacılığı faaliyetinde bulunan mükelleflerin bu faaliyetlerinden kaynaklanan hasılatlarının tamamının elektronik ücret toplama sistemi aracılığıyla elde edilmesi gerekmektedir, aksi durumda bu uygulamadan faydalanılamayacaktır.
3. Bu hasılata hangi oranda gelir veya kurumlar vergisi uygulanacaktır?
Şehir içi yolcu taşımacılığı faaliyetinde bulunan ve bu faaliyetlerinden kaynaklanan hasılatlarının tamamını elektronik ücret toplama sistemleri aracılığıyla elde eden mükelleflerden başvuruları vergi dairesi tarafından kabul edilenler, söz konusu faaliyetlerinden elde ettikleri gayrisafi hasılatlarının %10’unu bu faaliyetlerine ilişkin vergiye tabi kazanç olarak beyan edeceklerdir. Bir nevi götürü usul uygulamasıdır.
Hasılat esaslı kazanç tespiti usulünden faydalanan mükelleflerden 3065 sayılı Katma Değer Vergisi Kanununun 38 inci maddesi kapsamında hasılat esaslı vergilendirme usulüne göre vergilendirilenler, hasılat esaslı kazancın tespitinde bu faaliyetlerine ilişkin hesapladıkları katma değer vergisi dâhil tutarı gayrisafi hasılat tutarı olarak dikkate alacaklardır.
4. Sisteme girmek zorunlu mu? İstenirse Çıkılabilir mi?
Şehir içi yolcu taşımacılığı faaliyetine ilişkin kazançları hasılat esaslı kazanç tespiti usulüne göre hesaplanan mükellefler, bu usule geçtikleri tarihten itibaren iki yıl geçmeden bu usulden çıkamayacaklardır.
Bu usulden çıkmak isteyen mükellefler, iki yıllık sürenin tamamlanması kaydıyla, gelir veya kurumlar vergisi yönünden bağlı bulundukları vergi dairesine verecekleri dilekçelerine istinaden, takip eden yılın başından itibaren hasılat esaslı kazanç tespiti usulünden çıkabileceklerdir.
5. Uygulamadan çıkarılma şartları nelerdir? Ceza yenirse ne olur?
Hasılat esaslı kazanç tespiti uygulamasından yararlanan mükellefler hakkında, bu uygulamadan yararlandıkları dönemlerle sınırlı olmak üzere, bir takvim yılı içerisinde iki kez Vergi Usul Kanunu 353. Maddesi uyarınca, özel usulsüzlük cezası kesilmesi halinde, bu mükellefler cezanın kesildiği ve takip eden iki takvim yılı boyunca bu uygulamadan yararlanamazlar. Söz konusu mükellefler anılan fıkralar uyarınca ikinci cezanın kesildiği takvim yılının başından itibaren hasılat esaslı kazanç tespiti uygulamasından çıkarlar.
6. Başka gelir unsurları da varsa uygulama nasıl olacaktır?
Hasılat esaslı kazanç tespiti usulüne geçen mükelleflerin şehir içi yolcu taşımacılığı faaliyetleri yanında vergiye tabi başkaca faaliyetlerinin veya kazanç ya da iratlarının bulunması halinde, şehir içi yolcu taşımacılığı faaliyetlerine ilişkin gider veya maliyetlerini, vergiye tabi diğer kazanç veya iratlarının tespitinde dikkate almaları mümkün değildir. Bu mükellefler, diğer faaliyetlerinden dolayı elde ettikleri kazanç veya iratları nedeniyle bu madde hükmünden de faydalanamayacaklardır.
7. Başka gelir unsurları da varsa ortak giderler nasıl hesaplanacak?
Şehir içi yolcu taşımacılığı faaliyeti ile bu kapsama girmeyen işlerin birlikte yapılması halinde müşterek genel giderler, bu faaliyetler ile ilgili olarak cari yılda oluşan maliyetlerin toplam maliyetler içindeki oranı dikkate alınarak dağıtılacaktır. Bu dağıtım sonucunda müşterek genel giderlerden şehir içi yolcu taşımacılığı faaliyetine düşen pay, diğer faaliyetlere ilişkin vergiye tabi kazancın ve gelir ya da kurumlar vergisi matrahının tespitinde dikkate alınmayacaktır.
8. Kayıt veya muhasebede özellikle dikkat edilmesi gereken hususlar nelerdir?
Hasılat esaslı kazanç tespiti usulüne geçen ve şehir içi yolcu taşımacılığı faaliyetleri yanında vergiye tabi başkaca faaliyetleri de bulunan mükelleflerce, söz konusu uygulama kapsamında bulunan ve bulunmayan faaliyetlerine ilişkin hasılat, maliyet ve gider unsurlarının ayrı ayrı izlenmesi, uygulama kapsamındaki faaliyete ait hasılat, maliyet ve gider unsurlarının, diğer faaliyetlerle ilişkilendirilmemesi ve kayıtlarının da bu ayrımı sağlayacak şekilde tutulması gerekmektedir.
9. Başka meslek grupları da buna benzer bir uygulamaya tabi olacak mı?
Uygulama, 7186 sayılı Kanun ile sadece şehir içi yolcu taşımacılığı faaliyetiyle uğraşanlar için öngörülmüştür. Kanunun madde gerekçesine göre vergi uygulamalarının basitleştirilmesi, mükellefin vergiye uyum maliyetlerinin azaltılması amaçlanmıştır. Bu uygulamanın başka meslek kollarına yaygınlaştırılması için Yasal değişiklik gerekmektedir. 7186 sayılı Kanun’un TBMM’ye sevk edilen teklif metnine göre sadece şehir içi yolcu taşımacılığı için değil Cumhurbaşkanı’nca belirlenen tüm sektörler için bu uygulama öngörülmüştü. Fakat madde Plan ve Bütçe Komisyonu’nda sadece şehir içi yolcu taşımacılığı faaliyetine uygulanmak üzere revize edilmişti.
10. Uygulamaya geçmek mantıklı mı?
Bu uygulama her mükellefin kendi maliyet ve gelir hesaplarını analiz ederek verebileceği bir karardır. Bu yüzden geriye doğru 5-10 yıllık kar-zarar-maliyet hesaplarının mali danışmanlarınızla tetkik edilerek karar verilmesini tavsiye ediyoruz.
Konuyla ilgili diğer gelişmeleri de sizlere duyurmaya devam ediyor olacağız.
Bu konuyla ilgili herhangi bir sorunuz için vergi ve muhasebe uzmanlarımıza danışabilirsiniz.
Saygılarımızla,
2019/48 – December, 9th 2019 – New Tax Legislations in Turkey (Digital Tax)
2019-ENG, MemorandumsTax Bulletin
Bulletin nr: 2019-48
To : The clients and company web site
From : Independent Advisors / Tax, Turkey
Date : December, 9th 2019
Subject: New Tax Legislations in Turkey (Digital Tax)
A new legislation related mostly very crucial tax issues including digital taxation has been widely discussed in the news recently in Turkey.
As of October 24th, a huge tax package having 45 articles is submitted to the Parliament (TBMM). After long discussions and minor amendments it is enacted by the Parliament and published on December 7th in Official Gazette as Act nr.7194.
We will give you summarized information below:
In summary,
This new Tax Code is enacted, and published. We will keep you posted accordingly.
Regards,
2019/47 – December, 9th 2019 – 7194 sayılı Dijital Hizmetler Vergisi Kanunu Resmi Gazete’de Yayımlandı
2019, MemorandumsTax-IA Bulletin
Bulletin nr: 2019-47
To : The clients and company web site
From : Independent Advisors/ Tax
Date : December, 9th 2019
Subject: 7194 sayılı Dijital Hizmetler Vergisi Kanunu Resmi Gazete’de Yayımlandı
24.10.2019 tarihinde TBMM’ye sevk edilen Dijital Hizmet Vergisi Kanunu ve Bazı Vergi Kanunlarında Değişiklik Yapılması Hakkında Kanun Teklifi Plan ve Bütçe Komisyonu’nun ardından Genel Kurul’da görüşülmüş ve 21.11.2019 tarih ve 7193 sayılı Kanun olarak kabul edilmişti.
En son Sayın Cumhurbaşkanı tarafından bir maddesinin tekrar görüşülmesi amacıyla Meclis’e iade edilen[1] Kanun, anılan maddenin çıkarılmasıyla 7194 sayılı Kanun olarak tekrar kabul edilmiş ve 7 Aralık 2019 tarihli Resmî Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe girmiştir.
Özetle;
Konuyla İlgili Önceki Bültenlerimiz
Kanun teklifinin içeriği, sonrasında Meclis’e sevk edilen Teklifte yapılan ilave düzenlemeler ve değişiklikler, TBMM Plan ve Bütçe Komisyonunda yapılan değişiklikler ve son olarak da Yasalaşan Kanun ile ilgili çok detaylı bilgilendirme ve analizlere önceki sirkülerlerimizde yer vermiştik.
Yasalaşma Süreci
https://www.tbmm.gov.tr/develop/owa/komisyon_tutanaklari.goruntule?pTutanakId=2405
Kanun’da Neler Var? Kısa Kısa
Kanun ile yapılan değişiklikleri özet halinde sunalım:
Bu Kanun ile ilgili meslek kuruluşumuz olan TÜRMOB tarafından yayımlanan detaylı özel mevzuat sirkülerini de istifadenize sunarız.
Konuyla ilgili diğer gelişmeleri de sizlere duyurmaya devam ediyor olacağız.
Saygılarımızla,
[1] https://www.tccb.gov.tr/basin-aciklamalari/365/113752/7193-sayili-kanun
2019/46 – December, 4th 2019 – Hasılat Esaslı Kazanç Tespit Uygulaması Başlıyor.
2019, MemorandumsTax-IA Bulletin
Bulletin nr: 2019-46
To : The clients and company web site
From : Independent Advisors / Accounting & Tax
Date : December, 4th 2019
Subject: Hasılat Esaslı Kazanç Tespit Uygulaması Başlıyor.
Bilindiği üzere safi kurum kazancı Kurumlar Vergisi Kanunu’na göre, gelir vergisine tabi ticari kazançlar da Gelir Vergisi Kanunu’na göre beyan usulüyle vergilendirilmektedir.
Gelir Vergisi Kanunu’na eklenen 113 ncü madde ile şehir içi yolcu taşımacılığı faaliyetiyle uğraşan mükellefler için kolaylaştırılmış bir vergilendirme yöntemi başlatılmıştır. Konuyla ilgili olarak 03/12/2019 tarih 30967 sayılı Resmî Gazete’ de Gelir Vergisi Genel Tebliği (Sıra No:309) yayımlanmıştır.
Tebliğde, detaylı bir şekilde, “Hasılat Esaslı Kazanç Tespiti Uygulaması” kapsamında, uygulamanın tanımı, yararlanabilecek mükellefler ve şartları, yararlanmaya ilişkin taleplerin değerlendirilmesi aşaması, örneklerle kapsama giren mükellefler için vergiye tabi kazancın hesaplanması, başka kazançların bulunması halinde özellikli durumlar, diğer indirim ve istisna uygulamalarının durumu, bu uygulamaya ilişkin şartların kaybedilmesi ve uygulamadan çıkış hususları hakkında açıklamalar yapılmıştır.
Şimdi 10 soru ve cevap ile ayrıntılara bakmak gerekirse;
1. Kimler Yararlanabilir:
Hasılat esaslı kazanç tespiti uygulamasından, şehir içi yolcu taşımacılığı faaliyetinde bulunan ve bu faaliyetlerinden kaynaklanan hasılatlarının tamamını elektronik ücret toplama sistemleri aracılığıyla elde eden gelir (kazançları basit usulde tespit edilenler dâhil) veya kurumlar vergisi mükelleflerinden bu hususta talepte bulunanlar yararlanabileceklerdir.
Hasılat esaslı kazanç tespiti uygulamasından faydalanılabilmesi için;
a) Uygulamadan yararlanmak isteyen mükelleflerin şehir içi yolcu taşımacılığı faaliyetinde bulunması,
b) Bu faaliyetlerden kaynaklanan hasılatın tamamının elektronik ücret toplama sistemleri aracılığıyla elde edilmesi,
c) Gelir veya kurumlar vergisi yönünden bağlı olunan vergi dairesine uygulamadan yararlanma hususunda yazılı olarak talepte bulunulması gerekmektedir.
2. Hasılatın bir kısmı nakden tahsil ediliyorsa sistemden yararlanabilir miyiz?
Şehir içi yolcu taşımacılığı faaliyetinde bulunan mükelleflerin bu faaliyetlerinden kaynaklanan hasılatlarının tamamının elektronik ücret toplama sistemi aracılığıyla elde edilmesi gerekmektedir, aksi durumda bu uygulamadan faydalanılamayacaktır.
3. Bu hasılata hangi oranda gelir veya kurumlar vergisi uygulanacaktır?
Şehir içi yolcu taşımacılığı faaliyetinde bulunan ve bu faaliyetlerinden kaynaklanan hasılatlarının tamamını elektronik ücret toplama sistemleri aracılığıyla elde eden mükelleflerden başvuruları vergi dairesi tarafından kabul edilenler, söz konusu faaliyetlerinden elde ettikleri gayrisafi hasılatlarının %10’unu bu faaliyetlerine ilişkin vergiye tabi kazanç olarak beyan edeceklerdir. Bir nevi götürü usul uygulamasıdır.
Hasılat esaslı kazanç tespiti usulünden faydalanan mükelleflerden 3065 sayılı Katma Değer Vergisi Kanununun 38 inci maddesi kapsamında hasılat esaslı vergilendirme usulüne göre vergilendirilenler, hasılat esaslı kazancın tespitinde bu faaliyetlerine ilişkin hesapladıkları katma değer vergisi dâhil tutarı gayrisafi hasılat tutarı olarak dikkate alacaklardır.
4. Sisteme girmek zorunlu mu? İstenirse Çıkılabilir mi?
Şehir içi yolcu taşımacılığı faaliyetine ilişkin kazançları hasılat esaslı kazanç tespiti usulüne göre hesaplanan mükellefler, bu usule geçtikleri tarihten itibaren iki yıl geçmeden bu usulden çıkamayacaklardır.
Bu usulden çıkmak isteyen mükellefler, iki yıllık sürenin tamamlanması kaydıyla, gelir veya kurumlar vergisi yönünden bağlı bulundukları vergi dairesine verecekleri dilekçelerine istinaden, takip eden yılın başından itibaren hasılat esaslı kazanç tespiti usulünden çıkabileceklerdir.
5. Uygulamadan çıkarılma şartları nelerdir? Ceza yenirse ne olur?
Hasılat esaslı kazanç tespiti uygulamasından yararlanan mükellefler hakkında, bu uygulamadan yararlandıkları dönemlerle sınırlı olmak üzere, bir takvim yılı içerisinde iki kez Vergi Usul Kanunu 353. Maddesi uyarınca, özel usulsüzlük cezası kesilmesi halinde, bu mükellefler cezanın kesildiği ve takip eden iki takvim yılı boyunca bu uygulamadan yararlanamazlar. Söz konusu mükellefler anılan fıkralar uyarınca ikinci cezanın kesildiği takvim yılının başından itibaren hasılat esaslı kazanç tespiti uygulamasından çıkarlar.
6. Başka gelir unsurları da varsa uygulama nasıl olacaktır?
Hasılat esaslı kazanç tespiti usulüne geçen mükelleflerin şehir içi yolcu taşımacılığı faaliyetleri yanında vergiye tabi başkaca faaliyetlerinin veya kazanç ya da iratlarının bulunması halinde, şehir içi yolcu taşımacılığı faaliyetlerine ilişkin gider veya maliyetlerini, vergiye tabi diğer kazanç veya iratlarının tespitinde dikkate almaları mümkün değildir. Bu mükellefler, diğer faaliyetlerinden dolayı elde ettikleri kazanç veya iratları nedeniyle bu madde hükmünden de faydalanamayacaklardır.
7. Başka gelir unsurları da varsa ortak giderler nasıl hesaplanacak?
Şehir içi yolcu taşımacılığı faaliyeti ile bu kapsama girmeyen işlerin birlikte yapılması halinde müşterek genel giderler, bu faaliyetler ile ilgili olarak cari yılda oluşan maliyetlerin toplam maliyetler içindeki oranı dikkate alınarak dağıtılacaktır. Bu dağıtım sonucunda müşterek genel giderlerden şehir içi yolcu taşımacılığı faaliyetine düşen pay, diğer faaliyetlere ilişkin vergiye tabi kazancın ve gelir ya da kurumlar vergisi matrahının tespitinde dikkate alınmayacaktır.
8. Kayıt veya muhasebede özellikle dikkat edilmesi gereken hususlar nelerdir?
Hasılat esaslı kazanç tespiti usulüne geçen ve şehir içi yolcu taşımacılığı faaliyetleri yanında vergiye tabi başkaca faaliyetleri de bulunan mükelleflerce, söz konusu uygulama kapsamında bulunan ve bulunmayan faaliyetlerine ilişkin hasılat, maliyet ve gider unsurlarının ayrı ayrı izlenmesi, uygulama kapsamındaki faaliyete ait hasılat, maliyet ve gider unsurlarının, diğer faaliyetlerle ilişkilendirilmemesi ve kayıtlarının da bu ayrımı sağlayacak şekilde tutulması gerekmektedir.
9. Başka meslek grupları da buna benzer bir uygulamaya tabi olacak mı?
Uygulama, 7186 sayılı Kanun ile sadece şehir içi yolcu taşımacılığı faaliyetiyle uğraşanlar için öngörülmüştür. Kanunun madde gerekçesine göre vergi uygulamalarının basitleştirilmesi, mükellefin vergiye uyum maliyetlerinin azaltılması amaçlanmıştır. Bu uygulamanın başka meslek kollarına yaygınlaştırılması için Yasal değişiklik gerekmektedir. 7186 sayılı Kanun’un TBMM’ye sevk edilen teklif metnine göre sadece şehir içi yolcu taşımacılığı için değil Cumhurbaşkanı’nca belirlenen tüm sektörler için bu uygulama öngörülmüştü. Fakat madde Plan ve Bütçe Komisyonu’nda sadece şehir içi yolcu taşımacılığı faaliyetine uygulanmak üzere revize edilmişti.
10. Uygulamaya geçmek mantıklı mı?
Bu uygulama her mükellefin kendi maliyet ve gelir hesaplarını analiz ederek verebileceği bir karardır. Bu yüzden geriye doğru 5-10 yıllık kar-zarar-maliyet hesaplarının mali danışmanlarınızla tetkik edilerek karar verilmesini tavsiye ediyoruz.
Konuyla ilgili diğer gelişmeleri de sizlere duyurmaya devam ediyor olacağız.
Bu konuyla ilgili herhangi bir sorunuz için vergi ve muhasebe uzmanlarımıza danışabilirsiniz.
Saygılarımızla,
2019/45 – December, 4th 2019 – Devlet Teşvikleri – Destek Yönetim Sistemi Uygulaması
2019, MemorandumsTax-IA Bulletin
Bulletin nr: 2019-45
To : The clients and company web site
From : Independent Adviosors / Tax Incentives
Date : December, 4th 2019
Subject: Devlet Teşvikleri – Destek Yönetim Sistemi Uygulaması
Ticaret Bakanlığı bir süredir sağlamış olduğu teşvik ve desteklerin web sayfası üzerinden yürütülmesine ilişkin çalışmalar yapmaktadır. Yeni çıkarılan bir Tebliğe göre aşağıda ayrıntıları yer alan Devlet desteklerine ilişkin olarak yetkilendirilmiş kullanıcılar ilgili bileşenlere ilişkin işlemleri elektronik ortamda yapacaklardır.
Bakanlık 3 Aralık 2019 tarihli Resmî Gazetede yayımlanan 2019/7 numaralı Uygulama Tebliği ile Destek Yönetim Sistemine (DYS) ilişkin usul ve esasları belirlemiştir.
Bu kapsamda olmak üzere;
Ayrıntılara bakmak gerekirse;
Konuyla ilgili diğer gelişmeleri de sizlere duyurmaya devam ediyor olacağız.
Bu konuyla ilgili herhangi bir sorunuz için teşvik uzmanlarımıza danışabilirsiniz.
Saygılarımızla,
2019/44 – December, 2th 2019 – Rekabetçi Sektörler IPA Programı Proje Başvuru Kurgusunda Dikkat Edilmesi Gereken Noktalar
2019, MemorandumsTax-IA Bulletin
Bulletin nr: 2019-44
To : The clients and company web site
From : Independent Adviosors / Inovation | Incentives
Date : December, 2nd 2019
Subject: Rekabetçi Sektörler IPA Programı Proje Başvuru Kurgusunda Dikkat Edilmesi Gereken Noktalar
IPA (Rekabetçi Sektörler) projeleri genelde Teknik Destek (TA) ve Bina/Ekipman (Supply) kısmından oluşan üniversite, kamu idareleri, dernekler, üst yapı kuruluşları vb tarafından başvuru yapılabilen ortalama 5 Milyon EURO civarı bütçeleri olan %85’i AB tarafından desteklenen geri ödemesiz desteklerle bölgesel kalkınmaya müdahale araçlarıdır.
30 Ekim 2019 tarihli anlaşma (https://www.resmigazete.gov.tr/eskiler/2019/11/20191129-1.pdf) ile IPA fon finansmanı devam etmektedir. Bu anlaşmanın uygun bulunduğuna dair 1811 numaralı Cumhurbaşkanlığı Kararı 29 Kasım 2019 tarihinde Resmî Gazetede yayımlanmıştır. Önümüzdeki dönemde yeni çağrılar ile bu fonlar kullandırılacaktır. Fon çerçevelerinden daha etkin faydalanmak için şimdiden bazı önemli noktalara değinmekte fayda vardır.
Proje başvuru sayıları göz önüne alındığında kaynak kısıtlı olduğu için kabul oranları düşük olmaktadır. Bu sebeple bu projelerde yapılan bazı hatalar ve avantaj sağlayacağını düşündüğümüz bazı konular aşağıdaki gibi özetlenebilir:
Bu yazıda en göze çarpan konuları belirtmeye çalıştık, elbette liste bunlarla sınırlı olmayıp başka değerlendirmeler de dahil edilebilecektir. İlerideki yazılarımızda değinmeye çalışacağız
Konuyla ilgili diğer gelişmeleri de sizlere duyurmaya devam ediyor olacağız.
Saygılarımızla,
2019/43 – November, 29th 2019 – Türkiye Ar-Ge İstatistikleri
2019, MemorandumsTax-IA Bulletin
Bulletin nr: 2019-43
To : The clients and company web site
From : Independent Advisors / İnovasyon & ArGe
Date : November, 29th 2019
Subject: Türkiye Ar-Ge İstatistikleri
Ar-Ge: Nereden Nereye…
TÜİK Türkiye Ar-Ge istatistiklerini yayımladı. Bu bültenimizde size bu konuda bilgi sunacağız.
Türkiye’de ekonomi camiasının daha sağlam ve sürdürülebilir bir gelecek için en sık kullandığı, vurgu yaptığı konuların başında Ar-Ge ve Ar-Ge’ye dayalı katma değer artışı gelir. Nereden bakarsanız 30 yıldır gazete yazılarının, üst düzey devlet yetkililerinin konuşmalarının, ekonomik planların içinde sürekli olarak ar-ge’ye daha fazla yatırım yapılması gerektiğine işaret edilir.
Bu çağrı ve çalışmalar 2003 yılından itibaren (ve bilhassa 2003-2008 döneminde) Ar-Ge harcamalarının hızla artması ile sonuçlandı.
Bu oran 2003 yılında %0.47 idi. Aradaki 14 yıllık dönemde en hızlı iyileşme özel sektörün Ar-Ge harcamalarında yaşandı. Özel sektör Ar-Ge harcamalarının 2003’te %0.11 olan GSYİH’deki payı, 2018’de %0,6’ya çıktı. 2003’te toplam Ar-Ge harcamalarının yüzde 23’ü özel sektör tarafında yapılırken, bu oran 2018’de yüzde 59’a çıktı.
2018’de yapılan Ar-Ge faaliyetlerinin parasal karşılığı 8.2 milyar USD. Sadece parasal değer olarak değil, insan kaynağında da bu iyileşmenin emareleri açık. 2003’te 38 bin olan tam zaman eşdeğeri personel sayısı 2018 sonunda 172 bini aştı.
Ancak bu olumu seyre bakıp Ar-Ge konusunda istediğimiz seviyeye geldik demek mümkün değil. Birkaç nedenle…
2018’in İSO-500 listesindeki şirketlerin içinde Ar-Ge harcaması yapanların sayısı 276 oldu. 2012’de sayı 225 iken, 2016 hariç her yıl arttı ve şimdi 276’ya ulaştı. Yani bu şimdiye kadar ulaşılmış en yüksek sayı. Türkiye’nin en büyük şirketlerinin neredeyse yarısı hiç Ar-Ge yapmıyor. İnanması güç ama bu bir realite.
Başka bir açıdan bakınca şunu diyenler de çıkabilir: “En büyükler arasına girmek için Ar-Ge’ye ihtiyacınız yok”. Böyle düşünenler varsa; yolları açık olsun.
Türkiye’de durumun şu anda böyle olması bundan sonra da bu şekilde devam edeceği anlamına gelmiyor. Küresel rekabette geri kalmak istemiyorsak ya bilinçli olarak, proaktif stratejiler izleyeceğiz; ya da şartlar bizi bir süre sonra değişmeye zorlayacak. Üçüncü ihtimal ise vasatlık.
Ar-Ge ile ilgili güncel durumu görebilmek adına elimizdeki en nitelikli araştırma Turkishtime dergisine ait. Turkishtime 2013’ten beri Türkiye’nin en fazla Ar-Ge yatırımını yapan 250 firmayı, yapılan harcama, cirodan pay, alınan patent, yapılan tasarım, istihdam edilen personel gibi farklı açılardan analiz ediyor. Araştırmanın 2018 sonuçları şunları söylüyor:
Ar-Ge’nin cirodan aldığı paya göre yapılan sıralamada, 50. sırada pay %6’ya, 100. sırada pay %2.6’ya geriliyor. Yani Türkiye genelinde, cirosunun yüzde 6’dan fazlasını Ar-Ge’ye ayıran şirket sayısı sadece 50; cirosunun yüzde 2.6’dan fazlasını Ar-Ge’ye ayıran şirket sayısı sadece 100. Bu son derece düşük bir sayı.
TL bazında yapılan harcama kriterine göre sıralama yapıldığında ilk 10 sırada savunma, havacılık ve otomotiv ön planda iken, ilk 50’de otomotiv ve elektronik şirketleri öne çıkıyor. Oysa dünyada kimya, ilaç ve bilişim ön sıralarda yer alıyor.
Turkishtime listesinde çok sayıda bilişim ve yazılım şirketi var ve bunlar cirolarının büyük kısmını yeniden Ar-Ge’ye yatıran şirketler. Ama ölçek olarak henüz büyümedikleri için yaptıkları harcama henüz bu şirketleri liste başına çıkaramıyor.
Gelelim gelecek hedeflerine…
Bu hedeflere ulaşmak için belirlenen araçlar iki temel alan üzerine yoğunlaşıyor. Bir, Ar-Ge harcamalarının desteklenerek artırılması; iki, yapılan harcamaların sonuçlarının ticarileştirilebilmesi.
Ticarileştirme zayıf olduğumuz alanlardan biri. Eskiden patent ve model üretilmiyor derdik. Şimdi alınan patent sayısında gayet ciddi bir artış olmasına rağmen hem hala gidecek yolumuz var; hem de mevcut patentleri üretime ve nakde çevirmede yeterli değiliz.
Sözün özü şu: Ar-Ge konusunda hem devlet hem özel sektör eskisinden çok daha bilinçli ve istekli. Yapılan harcamalarda da istenilen kadar olmasa da artış devam ediyor. Önümüzdeki yıllarda ayağı gazdan hiç çekmeden daha büyük bir iştahla özel sektör öncülüğünde bu yolda devam edilmesi gerekiyor. Ar-Ge için “harcama” değil, meyveleri yıllar sonra alınacak bir “yatırım” demek daha doğru.
Belki şu grafik son paragrafı daha iyi anlatmaya yardımcı olur.
Teşekkürler, H. Bader Arslan, Dünya Gazetesi, 28.11.2019
Diğer yandan gelecek hedeflerine ulaşmada özellikle patentlerin ticarileşmesinin hızlandırılması ve girişimlere yatırımların iyileştirilmesine yönelik yakında devlet tarafında da yeni programlar duyacağız
Bu duyurumuzla ilgili her türlü soru ve görüşünüz için bize bilgi veriniz.
Son söz; ülkemizde ArGe ve inovasyon alanında çok cömert vergi ve mali teşvikler bulunmaktadır. Bu teşviklerin analizi, ArGe&Tasarım Merkezi analizi, kurulması, sürdürülebilirliği, fiskal teşviklerin check-up işlemine tabi tutulması, uluslararası veya kurumsal iş birliklerine hız kazandırılması, paylaşımlı ve sipariş üzerine ArGe yapılması, Teknokent süreçleri, uluslararası fonlara başvurular, ulusal fonlara erişim, buluşların ödüllendirilmesi, kurum içi inovasyon kültürünün artırılması, üniveriste Sanayi İşbirliklerinin nitlelikli hale getirilmesi ve akademiye erişim, üniversite çekirdek projeleri veritabanlarına erişim ve açık inovasyon kapsamında girişimci veritabanlarına erişim konularındaki fırsatlar ve farkındalık oluşturmak için bize başvurunuz.
Konuyla ilgili diğer gelişmeleri de sizlere duyurmaya devam ediyor olacağız.
Saygılarımızla,
2019/42 – November, 28th 2019 – Dahilde İşlemede İlave Süre Başvuruları
2019, MemorandumsTax-IA Bulletin
Bulletin nr: 2019-42
To : The clients and company web site
From : Independent Advisors / Tax & Customs
Date : November, 28th 2019
Subject: Dahilde İşlemede İlave Süre Başvuruları
28 Kasım 2019 tarihli Resmi Gazete’de Dahilde İşleme Rejimi Tebliğinde (İhracat: 2006/12) Değişiklik Yapılmasına Dair Tebliğ (İhracat: 2019/8) yayımlanmıştır.
Özet olarak Dahilde İşleme Tebliği, ihraç edilen işlem görmüş ürünün elde edilmesinde kullanılan, ithali vergiye tabi eşyalara uygulanacak dahilde işleme tedbirlerini kapsamaktadır. Dahilde işleme tedbirleri şartlı muafiyet sistemi ve geri ödeme sisteminden oluşur.
Tebliğde ayrıca eşdeğer eşya kullanımı, yurt içi alımların hangi hallerde yapılabileceği, teminat verilmesi, indirimli teminat uygulaması, dahilde işleme izin belgesinin verilmesine ilişkin usul ve esaslar ile belgenin kapatılması, idarece uygulanacak tedbirler, denetim ve süre konuları ayrıntılı olarak düzenlenmektedir.
Tebliğin 20 nci maddesine göre;
(1) Dahilde işleme izin belgesinin/dahilde işleme izninin süresi sektörüne göre azami 12 (oniki) aya kadar tespit edilebilir.
(2) Ancak, gemi inşaa, komple tesis v.b. ile üretim süreci 12 (oniki) ayı aşan ürünler ve savunma sanayi alanına giren ürünlerin ihracına ilişkin düzenlenen belgenin/iznin süresi, proje süresi kadar tespit edilebilir.
(3) Sürenin başlangıcı, dahilde işleme izin belgesinin/dahilde işleme izninin tarihidir. Süre sonu ise, belge/izin süresi (ek süre, haklı ve mücbir sebep ile fevkalade hallere ilişkin süreler dahil) bitiminin rastladığı ayın son günüdür.
Tebliğin 4. bölümünde hangi hallerde ek süre verilebileceği hususu ise 6. Bölümünde ise ihracat taahhüdünün kapatılması ayrıntılı olarak düzenlenmiştir. Yapılan bu değişiklikle;
Konuyla ilgili ayrıntılı bilgi almak isteyenler, aşağıdaki adreslerimizden ofislerimize ulaşabilirler.
Saygılarımızla,
2019/41 – November, 25th 2019 – 7192 Sayılı 7192 Sayılı Ödeme ve Menkul Kıymet Mutabakat Sistemleri, Ödeme Hizmetleri ve Elektronik Para Kuruluşları Hakkında Kanun ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun
2019, Memorandums7192 SAYILI KANUN NELERİ DEĞİŞTİRDİ?
7192 Sayılı Ödeme ve Menkul Kıymet Mutabakat Sistemleri, Ödeme Hizmetleri ve Elektronik Para Kuruluşları Hakkında Kanun ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun, 22 Kasım 2019 tarih ve 30956 sayılı Resmî Gazetede yayımlanmıştır.
Yürürlük ve yürütme maddeleri dâhil, 19 maddeden oluşan Kanun ile;
Peki, yapılan bu değişiklikler ile neler değişti?
Aşağıda bu değişikliklere özet bir şekilde yer verdik.
7192 Sayılı Kanun’la Yapılan Değişiklikler:
Söz konusu Kanun ile yapılan düzenlemeler özetle aşağıdaki gibidir:
– Bankacılık Düzenleme ve Denetleme Kurumunun (BDDK) 6493 sayılı Ödeme ve Menkul Kıymet Mutabakat Sistemleri, Ödeme Hizmetleri ve Elektronik Para Kuruluşları Hakkında Kanun kapsamındaki görev ve yetkilerinin Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankasına (TCMB) devredilmesi nedeniyle ödeme kuruluşları ve elektronik para kuruluşları, BDDK tarafından katkı payı alınabilecek kuruluşlar arasından çıkarılmıştır.
– TCMB’nin ödemeler alanında yetkili tek otorite haline gelmesi ile banka kartları ve kredi kartlarına ilişkin takas ve mahsup faaliyetlerinin BDDK’nın yetki alanında kalmasının istisnai bir durum yaratacağı değerlendirilerek, ödeme sistemi faaliyeti olan “takas ve mahsup” faaliyetlerine ilişkin ifadeler 5464 sayılı Banka Kartları ve Kredi Kartları Kanunu metninden çıkarılmıştır.
– Ödeme ve elektronik para kuruluşlarının Mali Suçları Araştırma Kurulu Başkanlığı (MASAK) yükümlülük uyum-ihlal denetiminin TCMB tarafından yapılması gerektiği değerlendirildiğinden, 5549 sayılı Suç Gelirlerinin Aklanmasının Önlenmesi Hakkında Kanunda belirtilen ve bu kuruluşların denetimini yapabilecek denetim elemanlarına TCMB Denetçi ve Uzmanları eklenmiştir.
– Ödeme ve elektronik para kuruluşlarının mesleki faaliyetlerinin kolaylaştırılması ve sistemin daha sağlıklı işlemesi amacıyla Türkiye Ödeme ve Elektronik Para Kuruluşları Birliğinin kurulmasına ve söz konusu Birliğin görev, yetki ve organlarının teşekkülüne ilişkin gerekli usul ve esasların belirlenmesine ve Birliğin gelir-gider, çalışma esasları ve faaliyetlerinin kapsamının Cumhurbaşkanı kararı ile çıkarılacak statü ile belirlenmesine yönelik düzenleme yapılmıştır.
– 2018 yılında çek takası faaliyetlerine ilişkin görevi sona eren ve kamu tüzel kişiliği kaldırılan Bankalararası Takas Odaları Merkezine Kanunda tanınan muafiyete ilişkin düzenleme Kanun metninden çıkarılmıştır.
– TCMB’nin; gözetim yetkisinin sistemin çalışmasıyla yakından ilgili tüm tarafları kapsamasına, kuruluşların gerçekleştirdiği bütün işlemlere ilişkin kayıt, bilgi ve belgeyi gerekli gördüğü durumlarda anlık ve işlem bazında talep edebilmesine ve sistemik öneme sahip kurulmuş ve kurulacak sistem işleticilerine hissedar olabilmesine yönelik düzenleme yapılmıştır.
– Sistem işleticisinin katılımcılardan teminat talep edebilmesine ve sermaye piyasası araçları dışındaki teminatları sayılan ön şartları yerine getirme yükümlülüğü olmaksızın nakde çevirebilmesi ve kullanabilmesine imkan tanınmıştır.
– 6493 sayılı Kanun kapsamında yürütülen hizmetler bakımından BDDK’nın ikincil düzenleme yapma yetkisi TCMB’ye verilmiştir.
– Ödeme hizmetlerinin tesis edilmesi, ödemeler alanını olumsuz etkileyebilecek durumlarda TCMB’ye gerekli işlemleri yapma yetkisi verilmesi ve ödeme hizmet sağlayıcılarının 6493 sayılı Kanun kapsamında taraf oldukları hukuki ilişkilere ilişkin usul ve esasların TCMB tarafından belirlenmesi yönünde düzenleme yapılmıştır.
– Münhasıran hesap bilgisi sağlama faaliyetini sunacak ödeme kuruluşlarının; pay senetlerinin nakit karşılığı çıkarılması, tamamının nama yazılı olması ve asgari sermaye yükümlülüğünden muaf tutulmasına, ödeme hizmet sağlayıcısındaki verilerin başka bir ödeme hizmet sağlayıcı ile paylaşılmasına ilişkin usul ve esasların TCMB tarafından belirlenmesine ilişkin düzenleme yapılmıştır.
– Ödeme ve elektronik para kuruluşlarının sahip olduğu elektronik paralar ile yapılan işlemlerin TCMB’ce belirlenecek büyüklüğe ulaşması durumunda 6493 sayılı Kanun kapsamında değerlendirilebilmesine ve kuruluşların ödeme hizmetlerine dair yürüttüğü işlemlerin kredi verme faaliyeti olarak değerlendirilebilmesine ilişkin TCMB’ye yetki verilmesi hüküm altın alınmıştır.
– Elektronik para kuruluşlarının bankalara yatırdıkları fonların, bankalarca TCMB nezdinde bloke edilmesi uygulaması 6493 sayılı Kanun metninden çıkarılmıştır.
– TCMB’ye; 5411 sayılı Bankacılık Kanunu kapsamındaki bankalar ile Posta ve Telgraf Teşkilatı Anonim Şirketi (PTT)’nin 6493 sayılı Kanun kapsamındaki faaliyetlerinin denetimi konusunda yetki verilmiştir.
– TCMB’ye; kuruluşların gerçekleştirdiği bütün işlemlere ilişkin kayıt, bilgi ve belgeyi, gerekli gördüğü durumlarda anlık ve işlem bazında talep edebilme yetkisi verilmiştir.
– 6493 sayılı Kanunun 12 nci maddesi kapsamında ödeme emri başlatma ve çevrimiçi platformlarda sunulma hizmetini yerine getiren ödeme hizmeti kuruluşlarının faaliyet izni almaları için 1 yıl, birliğe üye olunması için Birliğin faaliyete geçmesinden itibaren 1 ay ve TCMB’ye değişikliklere uygun yönetmelikleri çıkarması için l yıl süre tanınması hüküm altına alınmıştır.
Kanunla yapılan değişikliklerin nirengi noktasını, daha önce BDDK bünyesinde olan düzenleme ve denetim yetkilerinin TCMB’ye devredilmesi olduğu görülmektedir.
Kanun Ne Zaman Yürürlüğe Girecek?
Kanunun “Türkiye Ödeme ve Elektronik Para Kuruluşları Birliği” başlıklı 15 inci maddesi Kanunun yayım tarihinden 6 ay sonra, diğer hükümleri ise 01.01.2020 tarihinde yürürlüğe girecek.
Bu duyurumuzla ilgili her türlü soru ve görüşünüz için bize bilgi veriniz.
Konuyla ilgili diğer gelişmeleri de sizlere duyurmaya devam ediyor olacağız.
Saygılarımızla,
2019/40 – November, 25th 2019 – 1501 ve 1507 Programlarında Yeni Ön Kayıt Tarihleri Hk
2019, MemorandumsTax-IA Bulletin
Bulletin nr: 2019-40
To : The clients and company web site
From : Independent Advisors / İnovasyon & ArGe
Date : November, 25th 2019
Subject: 1501 ve 1507 Programlarında Yeni Ön Kayıt Tarihleri Hk
TÜBİTAK Teknoloji ve Yenilik Destek Programları Başkanlığı (TEYDEB) destek programları ile sağlanan kamu kaynaklarının ülke ihtiyaçları ve ulusal hedeflere yönelik daha etkin kullanımının sağlanması amacıyla, 1501 Sanayi Ar-Ge Destek Programı ve 1507 KOBİ Ar-Ge Başlangıç Destek Programı 2020 yılı Ocak ayından başlayarak yılda 2 kez açılacak bütçe esaslı çağrılarla yürütüleceği belirtilmişti.
Bu değişiklik öncesinde; 1501 Programı ve 1507 Programı kapsamında kuruluşların, ön kayıt sürecini aşağıdaki takvime uygun yürütmesi gerekmektedir:
1 Ocak 2020 tarihinden itibaren ön kayıt ve proje başvuru işlemleri açılacak çağrılar kapsamında yapılacaktır.
Detaylı bilgi için;
Bu duyurumuzla ilgili her türlü soru ve görüşünüz için bize bilgi veriniz.
Konuyla ilgili diğer gelişmeleri de sizlere duyurmaya devam ediyor olacağız.
Saygılarımızla,
2019/39 – November, 22th 2019 – 7193 sayılı Dijital Hizmetler Vergisi Kanunu Hakkında
2019, MemorandumsTax-IA Bulletin
Bulletin nr: 2019-39
To : The clients and company web site
From : Independent Advisors/ Tax
Date : November, 22nd 2019
Subject: 7193 sayılı Dijital Hizmetler Vergisi Kanunu Hakkında
24.10.2019 tarihinde TBMM’ye sevk edilen Dijital Hizmet Vergisi Kanunu ve Bazı Vergi Kanunlarında Değişiklik Yapılması Hakkında Kanun Teklifi Plan ve Bütçe Komisyonu’nun ardından Genel Kurul’da görüşülmüş ve 21.11.2019 tarih ve 7193 sayılı Kanun olarak kabul edilmiştir. Resmî Gazete’de yayımlanması ile birlikte yürürlüğe girmesi beklenmektedir. Kısa kısa;
Konuyla İlgili Önceki Bültenlerimiz
Kanun teklifinin içeriğiyle ilgili olarak 22 Ekim 2019 tarihli 2019-26 numaralı bültenle, sonrasında Meclis’e sevk edilen Teklifte yapılan ilave düzenlemeler ve değişiklikler ile ilgili olarak 24 Ekim 2019 tarihli 2019-27 numaralı bültenimizle ve son olarak TBMM Plan ve Bütçe Komisyonunda yapılan değişiklikler ile ilgili olarak da 5 Kasım 2019 tarih ve 29 numaralı bülten ile ilave bilgiler vermiştik.
Kanunun genel gerekçesine göre;
Dijital hizmet vergisi ihdası ve buna bağlı esasların düzenlenmesi; genel bütçe geliri olarak tahsil edilmek üzere konaklama vergisi ihdas edilmesi, yüksek gelir gruplarından daha fazla vergi alınması, sporculara yönelik vergi düzenlemeleri yapılması, Türkiye sınırları içinde bulunan ve emlak vergisine esas bina vergi değeri veya Tapu Kadastro Genel Müdürlüğünce belirlenmiş değeri 5 milyon TL ve bu tutarı aşan mesken nitelikli taşınmazlardan ‘Değerli Konut Vergisi’ alınması, faaliyet ve görev alanı kapsamında yer alan tarımsal ürünlerle ilgili olmak üzere, üretimin yetersiz olması nedeniyle ürün fiyatlarında meydana gelebilecek olağanüstü dalgalanmalar gibi acil durumların önlenmesi veya ürünlerde fiyat istikrarının sağlanması amacıyla ilgili bakanın onayı ve Toprak Mahsulleri Ofisi Genel Müdürlüğünün ithalat yoluyla yapacağı tarımsal ürün alımları ile buna ilişkin hizmet alımlarının ceza ve ihalelerden yasaklama hükümleri hariç 4734 sayılı Kanuna tabi olmaması; 2020-2022 Yeni ekonomi programında yer alan bütçe büyüklükleri ve bütçe dengesi çerçevesinde oluşan finansman ihtiyacının karşılanması ve Hazine nakit rezerv düzeyinin artırılması amacıyla sene başında yılı Bütçe Kanunu ile belirlenen net borç kullanım tutarının artırılması, 5510 sayılı Kanun kapsamında aylık bağlananlara yersiz olarak ödenen tutarların terkininin sağlanması; Sigortacılık ve Özel Emeklilik Düzenleme ve Denetleme Kurumu ile ilgili esasların belirlenmesi, vergi müfettişi istihdamını genişletme yönünde düzenleme yapılması amaçlanmıştır. Ek : 1
Yasalaşma Süreci
https://www.tbmm.gov.tr/develop/owa/komisyon_tutanaklari.goruntule?pTutanakId=2405
Komisyonunda yapılan değişiklikler koyu olarak, Genel Kurul’da yapılan yazım veya ifade değişiklikleri boyalı olarak, çıkarılan ifadeler ise kırmızı olarak işaretlenmiştir. Şimdi ayrıntılara geçelim
Yapılan Değişiklikler
Tablo aşağıda yer almaktadır.
Madde metni genel kurulda değişikliğe uğramamıştır.
eklenmiştir.
Yasa TBMM’de kanunlaşmış olup Resmî Gazete’de henüz yayımlanıp yürürlüğe girmemiştir.
Konuyla ilgili diğer gelişmeleri de sizlere duyurmaya devam ediyor olacağız.
Saygılarımızla,