2020-22

To       : The clients and company web site

From   : Independent Advisors / Accounting & Tax

Date     : March, 16th 2020

Subject: Bankacılık Hizmetlerinden Alınacak Ücretlerde Önemli Sınırlamalar

Her türlü bankacılık işlemlerinde finansal tüketicilerden alınan ücretler, kredi ve verilen hizmetlere karşılık alınan ücretler ve sunulan finansal ürünlerin tanımlanması ve fiyatlandırılması önemli bir konudur. Türkiye’de bankacılık mevzuatı finansal hizmetlere ilişkin sunulan ürün çeşitlendirmesi ve ücretlendirmeyi ikili bir yapıda ele almıştır.

Mevduat ve kredi faiz veya kar payları ilk önemli kategori olup, istisnaları olmakla birlikte genel olarak bankalarca serbestçe belirleneceği 5411 sayılı Bankacılık Kanunu çerçevesinde 2006/1 sayılı Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası tebliği ile belirlenmiştir.

İkinci önemli kategori olan finansal tüketicilerden alınacak faiz veya kâr payı dışında alınacak her türlü ücret, komisyon ve masraf türleri 6502 sayılı Tüketicinin Korunması Hakkında Kanuna dayanılarak düzenlenmektedir. TCMB’nin Şubat ve Mart 2020’de yaptığı düzenlemeler ile bu konuda uygulama birliğinin sağlanması ve aşırı ücretlendirmenin önlenmesi ve belirli sınırlar içerisine alınması amaçlanmaktadır.

Sizler için çok faydalı olduğunu düşündüğümüz finansal tüketicilerden alınacak faiz veya kâr payı dışındaki ücretlere ilişkin getirilen son düzenlemeleri önce kısaca başlıklarla başlayıp sonra ayrıntılarla irdeleyelim.

  • Bankacılık İşlemlerinden Alınan Ücretlerde değişiklik yapılmış olup uygulama 1 Nisan 2020’de başlayacaktır.
    • TCMB ve BDDK finansal tüketicilerden alınacak ücretler ile bankalarca ticari müşterilerden alınabilecek ücretlere ilişkin usul ve esaslara ilişkin düzenleme yapmıştır. BDDK düzenlemeleri yönetmelik, TCMB düzenlemeleri ise tebliğ kapsamında yapılmış olup, düzenlemeler birbirini destekler şekilde yapılmıştır.
    • Tebliğin amacı bankaların ticari müşterileri ile gerçekleştireceği işlemlerde öngörülebilirliğin ve şeffaflığın artırılması, kavram ve terim birliğinin sağlanması ve aşırı ücretlendirmenin önlenmesi için, sunulan ürün veya hizmetler karşılığı alınabilecek ücretlerin tür ve nitelikleri ile azami miktar ya da oranları ile bunlara ilişkin usul ve esasları belirlemektir.
    • 2020/4 TCMB Tebliğinde, ücretlere ilişkin bilgilendirme esasları, ticari krediler, kredi tahsis ve kullandırımı, teminatlandırma ve kapama, dış ticaret ve nakit yönetimine ilişkin ücretler, her türlü para transferleri, kiralık kasa hizmetleri, ödeme sistemleri, ticari kartlar ve üye işyeri ücretlerine ilişkin ayrıntılı düzenlemeler yer almaktadır.
    • 10 Şubat tarihli Resmî Gazetede yayımlanan Tebliğ ve Yönetmelik 1 Mart 2020 tarihinde yürürlüğe girmiştir.
    • Daha sonra 7 Mart 2020 tarihinde yapılan düzenleme ile ise 3/10/2014 tarihli ve 29138 sayılı Resmî Gazetede yayımlanan Finansal Tüketicilerden Alınacak Ücretlere İlişkin Usûl ve Esaslar Hakkında Yönetmelik yürürlükten kaldırılmıştır. Böylece bu konudaki düzenlemeler tamamıyla TCMB tarafından yapılmaya başlanmıştır.
    • Daha sonra yapılan 2020/5 sayılı Tebliğ değişikliği ile Tebliğin 1-4 (amaç, kapsam, dayanak ve tanımlar), 15 (para ve kıymetli maden transferi), 20 (üye işyeri ücretleri) ve 22 nci (intibak) maddeleri dışında kalan maddelerinin yürürlük tarihi 1 Nisan 2020 olarak yeniden belirlenmiştir.
    • Böylece bazı uygulamalar 1 ay ertelenmiş olmaktadır.
    • Daha önce kurulmuş sözleşmeler açısından ise yürürlük tarihinden sonra gerçekleştirilecek işlemler bakımından da bu düzenlemeler uygulanacaktır.
  • Kredi Kapama Düzenlemesi: Ticari kredilerin tamamen veya kısmen erken kapanması halinde yapılacak indirimlerle ilgili daha sonra TCMB tarafından bir Tebliğ daha yayımlanmıştır.
    • Bankalarca Ticari Müşterilerden Alınabilecek Ücretlere İlişkin Usul ve Esaslar Hakkında Tebliğde (Sayı: 2020/4) değişiklik yapan 2020/8 sayılı Tebliğ ile ticari kredilerin tamamının veya bir kısmının erken ödenmesi durumunda yapılması gereken indirimlere ilişkin düzenleme yapılmıştır.
    • Bu düzenleme 11 Mart 2020 tarihinde yayımlanmış ve yayımı tarihinde yürürlüğe girmiştir.
      • Yapılan düzenleme ile ticari müşterinin kredinin tamamı için erken ödeme talebinde bulunması halinde banka bu talebi kabul etmek zorundadır.
      • Türk lirası krediler için alınabilecek erken ödeme ücreti, gerekli faiz ve diğer maliyet unsurlarına ilişkin indirimler yapılarak hesaplanan ve müşteri tarafından bankaya erken ödenen tutarın, kalan vadesi yirmi dört ayı aşmayan kredilerde yüzde birini (%1), kalan vadesi yirmi dört ayı aşan kredilerde ise yüzde ikisini (%2) geçemez.
      • Döviz cinsi veya dövize endeksli kredilerde söz konusu azami ücretler bir puan artırımlı olarak uygulanır.”
  • Faiz Oranları Hakkında Düzenleme: TCMB mevduat ve kredi faiz oranları ve katılma hesapları ile kar ve zarara katılma oranları hakkında düzenleme yapmıştır.
    • Konuyla ilgili olarak 2020/3 sayılı Tebliğ yayımlamıştır.
    • Bankalarca, mevduata uygulanacak sabit veya değişken faiz oranları serbestçe belirlenir. Ancak, vadesiz mevduat faiz oranı yıllık %0.25’i geçemez.
    • Değişken faiz oranı, Türk Lirası mevduatta 3 ay ve daha uzun vadeli, yabancı para mevduatta 6 aydan uzun vadeli mevduatlar için uygulanabilir. Türk lirası mevduat ve döviz tevdiat hesapları için uygulanacak değişken faiz hesaplama yöntemi, TC Merkez Bankasının uygun görüşü alınmak suretiyle bankalarca belirlenir.
    • Bankalarca, Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası kaynaklı reeskont ve avans kredileri dışındaki kredilere uygulanacak faiz oranları serbestçe belirlenir.
  • Bankacılık İşlemlerinde Finansal Tüketicilerden Alınacak Ücretlerde değişiklik yapılmış olup uygulamaya ilişkin 2020/7 sayılı Tebliğ TCMB tarafından yayımlanmıştır.
    • Bu Tebliğin amacı finansal tüketicilere sunulan ürün veya hizmetlere ilişkin olarak faiz veya kâr payı dışında alınacak her türlü ücret, komisyon ve masraf türleri ile bunlara ilişkin usûl ve esasları belirlemektir.
    • Ücretlendirilebilecek olan ürün veya hizmetler Tebliğe Ek-1’de sınıflandırılmıştır. Bu sınıflandırmada yer almayan, yeni bir ürün veya hizmet grubunun belirlenmesi veya yeni bir ücret kaleminin oluşturulabilmesi için ilgili kuruluş tarafından Merkez Bankasından izin alınması zorunludur.
    • Ek-1’de yer alan bu ürünler şunlardır:
      • Kredi kartları
        • Yıllık üyelik ücreti
        • Ek kart yıllık üyelik ücreti
        • Nakit avans çekim ücreti
    • Para ve Kıymetli Maden Transferleri
        • Havale ücreti
        • Uluslararası fon transferi ve mesajlaşma ücreti
        • EFT / Kıymetli maden transferi ücreti – Bu konu ayrıntılı olarak düzenlenmiş olup detaylar aşağıdaki tabloda* yer almaktadır.
EFT Tutarı İnternet/Mobil Bankacılık ATM Diğer Kanallar
0 – ₺1000 en çok ₺1 en çok ₺2 en çok ₺5
₺1001- ₺50.000 en çok ₺2 en çok ₺5 en çok ₺10
₺50.001 ve üzeri en çok ₺25 en çok ₺50 en çok ₺100

*TC Merkez Bankası resmi ödeme kapanış saatinden en fazla 90 dakika önce geç EFT kapsamında ücretler anılan ücretler %50 artırımlı olarak uygulanabilir.

    • Mevduat / Katılım Fonu
      • Para çekme ücreti
    • Bireysel Krediler
      • Tahsis ücreti
      • Ekspertiz ücreti
      • Taşınır ve taşınmaz rehin tesis ücreti
    • Diğer
      • Kiralık kasa ücreti
      • Kampanyalı ürün veya hizmetler ücreti
      • Aracılık hizmetleri ücreti
      • Arşiv-araştırma ücreti
      • Onaya bağlı bildirim ücreti
      • Başka kuruluş ATM’sinden yapılan işlem ücreti
    • Tebliğde, tüketiciler ile imzalanacak sözleşmelere ilişkin şartlar, ücretlerin TÜİK oranında artırılması, ücretlerin hangi durumlarda iade edileceği, bilgilendirme, tüketici ve konut finansmanı kredilerine ilişkin ücretler, banka ve kredi kartı ücretleri, EFT ücretleri, mevduat ve katılım fonu işlemleri, ATM kullanımı ve kiralık kasa hizmetleri ile kampanyalar ve özel hizmetler hakkında düzenlemeler yer almaktadır.
    • Kredi tahsis ücreti, kullandırılan kredi anaparasının binde beşini geçemez. Merkez Bankası, gerekli gördüğü hallerde bu sınırı artırmaya ve azaltmaya yetkilidir.
    • Bu düzenleme 7 Mart 2020 tarihinde yürürlüğe girmiştir.

Bu konularla ilgili diğer gelişmeleri de sizlere duyurmaya devam ediyor olacağız.

Bu konuyla ilgili sorularınız için danışmanlarımıza ulaşabilirsiniz.

Saygılarımızla,

 Bulletin nr: 2020-21

To       : The clients and company web site

From   : Independent Advisors / Accounting & Tax

Date     : March, 11th 2020

Subject: Önemli Mali/Vergisel Düzenlemeler (Mart İlk 10 günlük Özet)

Merhaba, son 10 gün içerisinde gerçekleşen önemli mali konuları özet olarak sizlerin dikkatinize sunmak isteriz.

Bültenlerimizden faydalandığınızı ve keyif aldığınızı umuyor saygılar sunuyoruz. (Sadece Türkçe/İngilizce aylık veya 10 günlük özetler almak istiyorsanız bize bilgi vermeniz yeterlidir.)

  • Gelir Vergisi Mükellefleri İçin 2019 yılın ilişkin Beyanname Dönemi Başlamış olup farklı gelir unsurları için ayrıntılı açıklayıcı rehberler ve uyumlu mükellefler için %5 Uyum Rehberi Gelir İdaresi Başkanlığınca (GİB) yayımlanmıştır.
    • https://www.gib.gov.tr/yardim-ve-kaynaklar/rehberler GİB web sayfasında ticari kazançlar, kira gelirleri, diğer ücretler, menkul sermaye iratları, hazır beyan sistemi, diğer kazanç ve iratlar, gayrimenkullerin elden çıkarılmasına ilişkin kazançlar ve serbest meslek kazançları ve GVK 67nci madde kapsamındaki kazanç ve iratlar için ayrıntılı broşür ve rehberler yayımlanmıştır.
    • Geliri sadece kira, ücret, menkul sermaye iradı veya diğer kazanç ve iratların biri veya birkaçından oluşan mükellefler Yıllık Gelir Vergisi Beyannamelerini Hazır Beyan Sistemi üzerinden kolayca gönderebilirler.
    • Ayrıca vergiye uyumlu gelir ve kurumlar vergisi mükelleflerine sağlanan %5 vergi indirimi uygulamasına ilişkin açıklamaların yer aldığı “Vergiye Uyumlu Mükelleflere %5 Vergi İndirimi” broşürü hazırlanmıştır.
    • 2019 yılında elde edilen ticari, zirai ve mesleki kazançları nedeniyle 1-31 Mart 2020 beyan döneminde Yıllık Beyanname verecek mükelleflerden şartları taşıyanlar, %5 vergi indiriminden yararlanabileceklerdir. Söz konusu uygulamadan kira, ücret, diğer kazanç ve irat ve menkul sermaye iradı mükellefleri henüz yararlanamamaktadır.
  • Yatırım Fonları ve Emeklilik Yatırım Fonları mevzuatında bazı değişiklikler yapılmıştır.
    • 4 Mart 2020 tarihli Resmî Gazetede yayımlanan Tebliğ ve Yönetmelik değişiklikleriyle ihraççı tanımı güncellenmiş, fon portföy yatırımlarına ilişkin sınırlamalarda değişiklikler yapılmış, hisse senedi yoğun fonlar ve borsa yatırım fonlarına yapılan yatırımlarla ilgili açıklamalar yer almıştır. Söz konusu düzenlemeler yayımı tarihinde yürürlüğe girmiştir.
    • Şirket ortaklarımızdan Şaban Küçük 2019’da Londra’da IFA tarafından düzenlenen 81. uluslararası kongreye (International Fiscal Association) Yatırım Fonlarına ilişkin Türkiye raportörü olarak tüm yatırım fon araçlarına ilişkin İngilizce bir tebliğ sunmuş olup bu konuda sorusu veya talebi olan müşterilerimize daha detaylı bilgi iletebiliriz.
  • Tahsilat Genel Tebliğinde değişiklik yapılarak vergi borcu (amme alacağı) ödenmeden ödeme yapamayacağı belirlenen kurum ve kuruluşlar için limit yeniden belirlenmiştir.
    • Buna göre söz konusu kurum ve kuruluşlar 2.000TL olan tutar yerine 5.000TL üzerinde olan ödemeler için vergi borcu olmadığına dair belge isteyecektir.
    • Bu kurum ve kuruluşlar Seri: A Sıra No: 1 (Tahsilat Genel Tebliğinin) V. Amme Alacağı Ödenmeden Yapılmayacak İşlemler ve İşlem Yapanların Sorumlulukları başlıklı bölümünde sayılmaktadır.
    • Tebliğde hangi kurumların bu uygulamaya tabi olduğu, hangi ödemeler için hak sahiplerine ödeme yapılamayacağı ve hangi ödeme türlerinin kapsam dışında olduğu çok ayrıntılı bir şekilde açıklanmıştır.
    • Yeni rakam 3 Mart 2020 tarihinden itibaren yapılan ödemelerde uygulanmaya başlanmıştır.
  • KDV tevkifat oranlarına ilişkin yeni bir düzenleme yapılmıştır.
    • 3 Mart 2020 tarihli Resmî Gazetede yayımlanan KDV Genel Uygulama Tebliğinde Değişiklik Yapılmasına Dair 31 Seri No.lu Tebliğ ile külçe metal, bakır, çinko, alüminyum ve kurşun ürünleri ile hurda ve atık teslimlerinde 1/2 olarak uygulanan tevkifat oranı 7/10 olarak değiştirilmiştir.
    • Yeni oran 1 Nisan 2020 tarihinden itibaren yapılacak teslimlerde uygulanacaktır.
    • KDV tevkifatı, belli sektörlerde alıcı ve satıcı arasındaki mal teslim ve hizmet ifalarında öngörülen oranda KDV tutarının satıcı tarafından faturada gösterilmesine rağmen alıcı tarafından tutularak doğrudan vergi dairesine ödenmesi şeklinde çalışmaktadır.
    • Bu tevkifat tutarlarının belli şartlar dahilinde iadesi imkânı bulunmakta olup konu ile ilgili ilave bilgi alınması için dolaylı vergiler uzmanlarımıza danışabilirsiniz.
  • ÖTV teminat iadelerine ilişkin kolaylıklar sağlayan Özel Teminat Sertifikası (ÖTS) uygulanmasına ilişkin ÖTV Genel Tebliği yayımlanmıştır.
    • İmalatçı mükelleflerin ÖTV teminatlarından kaynaklı finansman yükünün azaltılması amacıyla, ithalat sırasında mükellefler tarafından gümrüğe verilen teminatların vergi dairelerince çözümünde ve nakden iade taleplerinin yerine getirilmesinde, mükellefiyet büyüklükleri ve diğer şartlar dahilinde risk taşımayan ve vergiye uyum düzeyi yüksek olan mükelleflere sertifika verilecektir. Böylece vergi incelemesi sonucu beklenilmeksizin ithalatta verilen teminatların sertifika türüne göre belirlenen kısmının hızlı çözümü ile nakden iade taleplerinin yerine getirilmesinde indirimli teminat verilebilmesine imkân sağlanmaktadır.
    • 3 Mart 2020 tarihli Resmî Gazetede yayımlanan 7 seri numaralı ÖTV uygulama genel tebliğiyle yapılan değişiklikler 1 Mayıs 2020 tarihinde yürürlüğe girecektir.
    • ÖTS kapsamına girebilecek olup önceden verilen teminatların aşan kısımları da gerekli şartları sağlaması halinde 2 ay içinde çözülecektir.
    • Tebliğ ile şartları sağlayan mükellefler ÖTV-A, B ve C sınıflarına dahil olacaklar ve azalan oranlı bir teminat sistemiyle, ÖTV’ye ilişkin iadelerini daha hızlı alabileceklerdir.
    • Bu teminatları alabilmek için öngörülen genel şartlar yanında her bir sertifika türü için belirlenen özel şartları da yerine getirmek gerekmektedir.
      • Genel şartlar, vergi borcunun olmaması, belli suçların işlenmemiş olması, KDV açısından özel esaslara tabi olmaması, riskli veya uyum düzeyi düşük mükellef kategorisinde olmaması, son beş yıl içinde defter ve belgelerini ibrazdan imtina etmemiş olması ve haklarında düzenlenen son 10 inceleme raporunun olumlu olması şartları aranır.
      • Özel şartlar olarak ise, aktif toplamı, maddi duran varlıklar, öz sermaye, çalışan sayısı ve net satış tutarlarının belli rakamların altında olmaması aranır.
  • Dahilde İşleme Rejimi ve İhracat sayılan satış ve teslimlerde izin, belge ve taahhütlerin kapatılmasıyla dahilde işleme izni verilmeyecek eşya listesi güncellenmiştir.
    • 6 Mart tarihli değişiklikler ile dahilde işleme izni verilmeyecek eşyalara ilişkin Ek-7, dahilde işleme izin belgelerinin kapatılması için gereken bilgi ve belgelerin yer aldığı Ek-3, dahilde işleme izninin kapatılması için gerekli bilgi ve belgelerin yer aldığı Ek-4 ile ihracat sayılan satış ve teslimler ile ilgili taahhütlerin kapatılması için gereken bilgi ve belgelerin yer aldığı Ek-4’de güncellemeler yapılmıştır.

(Ekler için https://www.resmigazete.gov.tr/eskiler/2020/03/20200306-6-1.pdf)

    • 2020/3 nolu Tebliğ ile İhracat Sayılan Satış ve Teslimler Hakkında Tebliğde (2005/2) değişiklik yapılmıştır. Anılan Tebliğe göre ihracat sayılan satış ve teslimler iç piyasada satışı ihracat sayılan ve ithalatta gümrük muafiyetinden yararlandırılan satış ve teslimleri ifade etmektedir.
    • Tebliğ eki listelerde yapılan değişiklik ile; bundan böyle beyanname asıllarının yanı sıra, elektronik ortamda temin edilen gümrük beyannamesi bilgilerinin de belgelerin kapatılmasında kullanılabilmesi mümkün olacaktır.
    • Bunun yanında idare gerekli görürse ilave bilgi ve belgeler isteyebilir veya sayılan bilgi ve belgelerden bazılarını istemeyebilir.
    • Bu düzenlemeler Ticaret Bakanlığı tarafından yürütülmekte olup, Resmî Gazetede yayım tarihi olan 6 Mart 2020 tarihinden itibaren geçerli olacaktır.
  • Fikir ve Sanat Eserlerinin çoğaltılmasına ve taşınmasına yarayan bazı taşıyıcı eşyanın imalat veya ithalatı için yapılacak kesinti oranları yeniden belirlenmiş ve kapsama telefon cihazları da dahil edilmiştir.
    • Söz konusu düzenleme 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Kanununun 44 ncü maddesi gereğince 2187 sayılı Cumhurbaşkanı Kararı ile yürürlüğe girmiştir. Önceki düzenleme olan 2013/5260 sayılı Bakanlar Kurulu Kararı yürürlükten kaldırılmıştır.
    • Karara göre her türlü boş CD, DVD, USB bellek gibi taşıyıcı materyal ile fikir ve sanat eserlerini çoğaltmaya yarayan teknik cihazların imalat veya ithalat bedelleri üzerinden yapılacak kesinti oranları, ekli listede yer alan ürünlerin eşya tanımı ve pozisyon numaraları birlikte değerlendirilerek %1, 2, 3 veya %0.5 oranında kesintiye tabi tutulacaktır.
    • Bu eşyalara video kayıt veya gösterme cihazları, telefon cihazları, sesleri ve diğer fenomenleri kaydetmeye yarayan diskler, ses kaydetme veya kaydedilen sesi tekrar vermeye mahsus cihazlar, depolama aygıtları, akıllı kartlar, radyo yayınlarını alıcı cihazlar, monitörler ve projektörler, baskı makineleri ve optik okuyucular dahildir.
    • Söz konusu eşyanın üretimini yapanlar, ihraç edilenler hariç olmak üzere, bir ay içinde sattıkları materyaller ve teknik cihazların imalat bedeli üzerinden, listede belirtilen oranlardaki tutarı, takip eden ayın en geç on beşinci gününe kadar beyan edip yatıracaklardır.
    • Bu kişiler aylık üretime ilişkin miktar ve bedelleri 3’er aylık dönemlerde bir liste ile Kültür ve Turizm Bakanlığına bildirmek zorundadırlar.
    • Kesintinin matrahı söz konusu eşyanın imalat veya ithalat bedeli olacaktır.
    • Bu eşyanın serbest dolaşıma girişini sağlayan gerçek ve tüzel kişiler ise gümrük kıymeti üzerinden, listede belirtilen oranlardaki tutarı, serbest dolaşıma giriş beyannamesinin tescilinden önce, Kültür ve Turizm Bakanlığınca belirlenecek bir ulusal bankada Bakanlık adına açılan özel hesaba yatırmakla yükümlüdürler.
    • Kesintinin eksik yapılması veya yatırılması durumunda 6183 sayılı Kanun hükümleri uygulanacak ve gecikme zammı tatbik edilecektir.
    • Bu karar 19 Mart 2020 tarihinde yürürlüğe girecektir.
  • e-İrsaliye Uygulama Kılavuzu Gelir İdaresi Başkanlığı tarafından yayımlanmıştır.
    • Bu kılavuzda teknik önemli konularda açıklamalar yer almaktadır. Geçiş zorunluluğu, başvuru, belge düzeni, düzenleme süresi, belgenin iptali, zincir teslim halleri, şubeler arası mal sevkiyatı, malın fiili sevkinden önce fatura düzenlemesi hali, ihracatta e-irsaliye uygulaması, e-irsaliyede GTİP numarası yazılma zorunluluğu, hava limanlarında gerçekleştirilen teslimatlar, boru hatları ile yapılan taşımalar, özel mevzuatına göre sevk irsaliyesi yerine geçen belgeler, malların fiyatına yer verilmesi, irsaliye ile gönderilen malların tam veya eksik olarak teslim alınması durumu, satışa konu olmayan tamir-bakım veya numune olarak yapılan gönderimlerde belge düzeni gibi konular ele alınmaktadır.
    • Bu konuda 509 nolu Vergi Usul Kanunu Genel Tebliği ile yapılan düzenlemelere göre aşağıda sayılan mükellefler e-irsaliye uygulamasına geçmek zorundadırlar.
      • e-Fatura uygulamasına kayıtlı olan ve 2018 veya müteakip hesap dönemleri brüt satış hasılatı (veya satışları ile gayrisafi iş hasılatı) 25 Milyon TL ve üzeri olan mükellefler,
      • Özel Tüketim Vergisi Kanununa ekli (I) sayılı listedeki malların imali, ithali, teslimi vb. faaliyetleri nedeniyle EPDK’dan lisans (bayilik lisansı dahil) alan mükellefler,
      • Özel Tüketim Vergisi Kanununa ekli (III) sayılı listedeki malların imal, inşa, ithalini ve ana bayi/distribütör şeklinde pazarlamasını gerçekleştiren mükellefler.
      • 3213 sayılı Maden Kanunu kapsamında düzenlenen işletme ruhsatı/sertifikası sahipleri ve işletme ruhsatı/sertifikası sahipleri ile yaptıkları sözleşmeye istinaden maden üretim faaliyetinde bulunan gerçek ve tüzel kişi mükellefler,
      • 4634 sayılı Şeker Kanununun 2 nci maddesinin (e) bendinde tanımına yer verilen şekerin (beyaz şeker) imalini gerçekleştiren mükellefler,
      • e-Fatura uygulamasına kayıtlı olan mükelleflerden demir ve çelik (GTİP 72) ile demir veya çelikten eşyaların (GTİP 73) imali, ithali veya ihracı faaliyetinde bulunan mükellefler,
      • Tarım ve Orman Bakanlığınca gübre üretim ve tüketiminin kayıt altına alınmasına yönelik oluşturulan Gübre Takip Sistemi’ne kayıtlı kullanıcılar, 1/7/2020 tarihine kadar,
      • 5957 sayılı Sebze ve Meyveler ile Yeterli Arz ve Talep Derinliği Bulunan Diğer Malların Ticaretinin Düzenlenmesi Hakkında Kanun hükümlerine göre komisyoncu veya tüccar olarak sebze ve meyve ticaretiyle iştigal eden mükellefler, 1/1/2020 tarihine kadar geçmek zorundadırlar.
  • Türkiye’ye getirilen işlenmemiş altın ile ilgili olarak mevzuatta değişiklik yapılmıştır.
    • Türk Parasının Kıymetini Korumaya ilişkin 3 Mart 2020 tarihinde 32 sayılı Kararda yapılan değişiklik ve ayrıca anılan karara ilişkin çıkarılan 2008-32/34 nolu Tebliğde değişiklik yapan 2020-32/57 nolu Tebliğ ile işlenmemiş altına ilişkin kurallar değiştirilmiştir.
    • Bu mevzuat ile işlenmemiş altına dair ayar, üretim ve üzerinde yer alması gereken bilgiler güncellenmiş, 5 kiloya kadar getirilen altın ve üzerinde yer alan altına ilişkin beyan, yapılacak işlemler, alınacak önlemler ve yetkili olacak gümrük idaresi ile Maliye ve Hazine Bakanlığına yapılan bildirim konusu düzenlenmiştir.
    • Türkiye Cumhuriyeti Devleti ile vatandaşlık bağı bulunmayan ve yurda giriş tarihinde 18 yaşını doldurmuş olan yolcuların beraberlerinde bir takvim yılı içerisinde en fazla 5 kilogram ağırlığında kendilerine ait olan standart işlenmemiş altını yurda getirmeleri serbesttir.
    • Bu kapsamda yurda getirilen standart işlenmemiş altın Ticaret Bakanlığı tarafından yayımlanan altın beyan formu ile yetkili gümrük idaresine beyan edilir.
    • Dahilde işleme rejimi kararı kapsamında yapılan kıymetli maden ithalatında 3 iş günü içinde kıymetli maden aracı kuruluşu tarafından Borsaya yazılı olarak bilgi verilir.
  • Türkiye ile Somali arasında imzalanan çifte vergilendirmeyi önleme anlaşması özel bir prosedürün ardından yürürlüğe girecektir.
    • 06.2016 tarihinde imzalanıp 17.01.2020 tarihli Resmî Gazetede yayımlanan 7206 sayılı Kanun’la onaylanması uygun bulunan Türkiye ile Somali Arasında Gelir Üzerinden Alınan Vergilerde Çifte Vergilendirmeyi Önleme Anlaşmasının onaylanmasına ilişkin 04.03.2020 tarih ve 2258 sayılı Cumhurbaşkanı Kararı 05.03.2020 tarihli Resmî Gazetede yayımlanmıştır.
    • Anlaşmaya göre, her bir akit Devlet, kendi iç mevzuatında öngörülen işlemlerin tamamlandığını diğerine bildirecek, bu bildirimlerden sonuncusunun alındığı tarihte Anlaşma yürürlüğe girecektir.
    • Özet bir bilgi olarak Türkiye’nin imzaladığı 93 anlaşmadan 85 tanesi yürürlüktedir. Bu anlaşmalardan 27 tanesi AB üyesi ülkelerle imzalanmıştır.
    • Müzakereleri Devam Etmekte Olan Çifte Vergilendirmeyi Önleme Anlaşmaları: Hollanda, İsveç ve Lüksemburg ile mevcut Anlaşmaların revize edilmesi, Afganistan, Gana, Kamerun, Küba, Libya, Mali, Mozambik, Sri Lanka, Nijerya ve Tanzanya ile bir ÇVÖA imzalanması için müzakereler devam etmektedir.
  • Kredi Kapama: Ticari kredilerin tamamen veya kısmen erken kapanması halinde yapılacak indirimlerle ilgili TCMB tarafından Tebliğ yayımlanmıştır.
    • Bankalarca Ticari Müşterilerden Alınabilecek Ücretlere İlişkin Usul ve Esaslar Hakkında Tebliğde (Sayı: 2020/4) değişiklik yapan 2020/8 sayılı Tebliğ ile ticari kredilerin tamamının veya bir kısmının erken ödenmesi durumunda yapılması gereken indirimlere ilişkin düzenleme yapılmıştır. Bu düzenleme 11 Mart 2020 tarihinde yayımlanmış ve yayımı tarihinde yürürlüğe girmiştir.
    • Yapılan düzenleme ile ticari müşterinin kredinin tamamı için erken ödeme talebinde bulunması halinde banka bu talebi kabul etmek zorundadır. Bu müşteriden Türk lirası krediler için alınabilecek erken ödeme ücreti, gerekli faiz ve diğer maliyet unsurlarına ilişkin indirimler yapılarak hesaplanan ve müşteri tarafından bankaya erken ödenen tutarın, kalan vadesi yirmi dört ayı aşmayan kredilerde yüzde birini (%1), kalan vadesi yirmi dört ayı aşan kredilerde ise yüzde ikisini (%2) geçemez. Döviz cinsi veya dövize endeksli kredilerde söz konusu azami ücretler bir puan artırımlı olarak uygulanır.”
  • Bankacılık İşlemlerinde Finansal Tüketicilerden Alınacak Ücretlerde değişiklik yapılmış olup uygulamaya ilişkin 2020/7 sayılı Tebliğ TCMB tarafından yayımlanmıştır.
    • Bu Tebliğin amacı kuruluşlar tarafından finansal tüketicilere sunulan ürün veya hizmetlere ilişkin olarak faiz veya kâr payı dışında alınacak her türlü ücret, komisyon ve masraf türleri ile bunlara ilişkin usûl ve esasları belirlemektir.
    • Kuruluşlar tarafından ücretlendirilebilecek olan ürün veya hizmetler Tebliğe Ek-1’de sınıflandırılmıştır. Bu sınıflandırmada yer almayan, yeni bir ürün veya hizmet grubunun belirlenmesi veya yeni bir ücret kaleminin oluşturulabilmesi için ilgili kuruluş tarafından Merkez Bankasından izin alınması zorunludur. Bu ürünler şunlardır:
      • Kredi kartları
        • Yıllık üyelik ücreti
        • Ek kart yıllık üyelik ücreti
        • Nakit avans çekim ücreti
      • Para ve Kıymetli Maden Transferleri
        • EFT / Kıymetli maden transferi ücreti
        • Havale ücreti
        • Uluslararası fon transferi ve mesajlaşma ücreti
      • Mevduat / Katılım Fonu
        • Para çekme ücreti
      • Bireysel Krediler
        • Tahsis ücreti
        • Ekspertiz ücreti
        • Taşınır ve taşınmaz rehin tesis ücreti
      • Diğer
        • Kiralık kasa ücreti
        • Kampanyalı ürün veya hizmetler ücreti
        • Aracılık hizmetleri ücreti
        • Arşiv-araştırma ücreti
        • Onaya bağlı bildirim ücreti
        • Başka kuruluş ATM’sinden yapılan işlem ücreti
    • Tebliğde, tüketiciler ile imzalanacak sözleşmelere ilişkin şartlar, ücretlerin TÜİK oranında artırılması, ücretlerin hangi durumlarda iade edileceği, bilgilendirme, tüketici ve konut finansmanı kredilerine ilişkin ücretler, banka ve kredi kartı ücretleri, EFT ücretleri, mevduat ve katılım fonu işlemleri, ATM kullanımı ve kiralık kasa hizmetleri ile kampanyalar ve özel hizmetler hakkında düzenlemeler yer almaktadır.
    • Kredi tahsis ücreti, kullandırılan kredi anaparasının binde beşini geçemez. Merkez Bankası, gerekli gördüğü hallerde bu sınırı artırmaya ve azaltmaya yetkilidir.
    • Daha önce de TCMB tarafından yayımlanan 2020/4 ve 2020/5 sayılı Tebliğler ile bu konuda düzenlemeler yapılmıştı. TCMB Tebliğinde, ücretlere ilişkin bilgilendirme esasları, ticari krediler, kredi tahsis ve kullandırımı, teminatlandırma ve kapama, dış ticaret ve nakit yönetimine ilişkin ücretler, her türlü para transferleri, kiralık kasa hizmetleri, ödeme sistemleri, ticari kartlar, üye işyeri ücretlerine ilişkin ayrıntılı düzenlemeler yer almıştır.
    • Bu düzenlemeler 1 Nisan 2020 tarihinde yürürlüğe girecektir.

Konuyla ilgili diğer gelişmeleri de sizlere duyurmaya devam ediyor olacağız.

Bu bültende geçen herhangi bir konuyla ilgili sorularınız için danışmanlarımıza ulaşabilirsiniz.

Saygılarımızla,

Number: 2020-19

To       : The clients and company web site

From   : Independent Advisors / Litigation & Tax

Date     : March, 6th 2020

Subject: Vergi İhtilaflarında Yeni Bir Çözüm Yöntemi

Değerli okuyucularımız, göndermiş olduğumuz bültenlerimizden faydalandığınızı ve keyif aldığınızı umuyor saygılar sunuyoruz.

Ülkemizde ve yurt dışında yaşanan mali ve vergisel gelişmeleri önemine binaen konu bazlı, haftalık ve aylık özetler halinde Türkçe ve İngilizce olarak kısa yönetici özetleri şeklinde sunmaya devam ediyoruz. Yeni çıkan önemli bazı düzenlemeleri ise bir uygulama rehberi gibi sizlere ulaştırmaya gayret ediyoruz.

Sizlere 2020 yılında yeni başlayan ve Mükellef – İdare ilişkisinde vergiye ilişkin ihtilaf sürecinin yönetiminde büyük faydası olabilecek Kanun Yolundan Vazgeçme yöntemi ve vergilendirmede uygulanacak indirimlerle ilgili yeni bir uygulamaya ilişkin Rehber niteliğinde bir bilgi sunmak istiyoruz.

Saygılarımızla

KANUN YOLUNDAN VAZGEÇME REHBERİ

01.01.2020 tarihinden itibaren geçerli olmak üzere, 213 sayılı Vergi Usul Kanununun 379. Maddesi ile “Kanun Yolundan Vazgeçme” düzenlemesi getirilmiş ve buna dair 517 sıra nolu Vergi Usul Kanunu Genel Tebliği 20 Şubat 2020 tarih ve 31045 sayılı Resmî Gazetede yayınlanmıştır.

Bu düzenleme ile gerek mahkemelerin iş yükünün azaltılması gerekse de verginin tahsilinin sağlanması amaçlanmış olup, düzenlemeyle; vergi/ceza ihbarnamelerine karşı açılan davalarda, ilk derece mahkemesi sıfatıyla Vergi Mahkemesinin veya istinaf sıfatıyla Bölge İdare Mahkemesinin verdiği kararlara karşı kanun yoluna başvurma hakkından vazgeçilmesi halinde, ödenecek vergi ve cezalarda indirim öngörülmektedir.

Tebliğde yer alan genel gerekçe, amaç ve kapsam ile başlayalım.

  • Vergi sistemimizde re’sen, ikmalen ve idarece yapılan vergi tarhiyatları ile kesilen vergi cezalarına ilişkin ihbarnamelerin tebliğ edilmesini müteakip mükellefler sahip oldukları yasal hakları çerçevesinde çeşitli mekanizmaları kullanabilmektedir. Bunlardan, uzlaşma ve cezada indirim müesseseleri yargılama sürecine gerek kalmaksızın durumun çözümlenmesini sağlayan idari mekanizmalar iken mükellefler bu tarhiyat ve cezalara dava açmak suretiyle ihtilafın yargı birimlerince çözümlenmesi yoluna da gidebilmektedir.
  • Söz konusu tarhiyat ve cezaların mükelleflerce yargı denetimine götürülmesi Anayasal ve kanuni bir hak olup, verilecek yargı kararına göre İdarece işlem yapılması da yine Anayasal ve kanuni bir gerekliliktir. Bununla birlikte, vergi yargısında istinaf ve temyiz yolu açık olan kararlar, bu kararlara karşı söz konusu kanun yollarının taraflarca kullanılması hâlinde kesin olma mahiyetini taşımamakta, yargılama süreci devam etmekte ve yargı mercilerince verilen kararlara göre nihai hâlini almaktadır.
  • Bugün gelinen noktada, yargılama sürecinin sonuçlanmasını beklemeksizin tarhiyat ve cezalara ilişkin uyuşmazlıkların yargılama aşamasında da çözümlenmesini ve böylece İdare ile mükellefler arasında tarhiyat ve cezalara ilişkin çözüm ve uyumu her aşamaya yaymayı sağlayacak bir müesseseye ihtiyaç duyulmuştur.
  • Bu anlamda, İdare ile mükellefler arasında vergi ve cezalara ilişkin olarak ortaya çıkan ihtilafların yargı aşamasında da mükelleflerin tercihlerine bağlı olarak sonlandırılması, yargı mercilerinin iş yüklerinin azaltılması ile uyuşmazlık konusu vergi ve cezaların müessese kapsamında tahakkuku ve tahsilinin sağlanması amacıyla 7194 sayılı Kanunun 27 nci maddesi ile 213 sayılı Vergi Usul Kanununun 379 uncu maddesi başlığıyla birlikte yeniden düzenlenmek suretiyle vergi sistemimizde “Kanun yolundan vazgeçme” müessesesi ihdas edilmiştir.
  • Buna göre, özetle; vergi/ceza ihbarnamesine karşı süresinde açılan davalarda mükelleflerin, istinaf veya temyiz başvuru süresi içerisinde kanun yolundan vazgeçmeleri hâlinde, İdarece de ihtilaflar sürdürülmeyecek, verilen yargı kararının niteliğine göre vergi ve/veya cezalar indirimli olarak tahakkuk edecektir. Bu şekilde tahakkuk eden vergilerin ve/veya cezaların vergiye ilişkin gecikme faiziyle süresinde ödenmesi hâlinde ayrıca indirim uygulanacaktır.

Bu Tebliğde Hazine ve Maliye Bakanlığı bu maddeye ilişkin açıklamalar yapmış ve uygulamaya yönelik usul ve esasları belirlemiştir.

Şimdi ayrıntılara geçelim:

  • Vergi Mahkemesinin veya Bölge İdare Mahkemesinin vermiş olduğu hangi kararlarda, bu düzenlemeden faydalanılabileceğine ilişkin bazı şartlar öngörülmüştür:
  1. Öncelikle açılmış olan davanın, vergi/ceza ihbarnamesine ilişkin olması gerekmektedir.
    • Dolayısıyla tahakkuk fişi, ödeme emri, haciz gibi işlemlere karşı açılan davalarda verilen kararlarda, bu düzenlemeden yararlanılması söz konusu değildir.
    • Öte yandan Tebliğde, beyanname verilmesi üzerine tahakkuk fişi esasına göre yapılan tarhiyatlara açılan davaların da kapsam dışı olduğu belirtilmişse de Kanun ile verilen bir hakkın Tebliğ ile sınırlandırılması mümkün olmadığı için bu hususa dair uygulamanın da ayrıca ihtilaf konusu olması muhtemeldir. Şöyle ki;
      • İhtirazi kayıtla verilen düzeltme beyannamesine istinaden mükellef adına tahakkuk fişinin haricinde vergi aslının yarısı kadar da vergi/ceza ihbarnamesi düzenlenmektedir.
      • Tahakkuk fişi ile ihbarnamenin ayrı dilekçeler ile dava konusu edilmesi halinde, tahakkuk fişi ile ilgili verilen karar kapsam dışı iken, beyanname verilmesi üzerine yapılan bir tarhiyat olmasına rağmen vergi/ceza ihbarnamesine ilişkin verilen kararda ise düzenlemeden yararlanılabileceği kanısındayız.
  1. Davanın, dava açma süresi içinde açılmış olması gerekmektedir.
    • Süresinde açılmayan davalarda, mahkemelerin süre yönünden vereceği ret kararlarında da bu düzenlemeden yararlanılamayacaktır.
    • Kanunda sadece süre şartı ifade edilmesine rağmen, Tebliğde bunu aşacak şekilde, “ehliyet ve icrai nitelikte olmadığı” gerekçesiyle verilen kararların da kapsam dışı olduğu belirtilmiştir.
    • Kanun maddesi ihdas edilirken, “ilk inceleme üzerine verilen kararlar haricinde” şeklinde bir ifadeye yer verilseydi, daha isabetli bir tedvin yöntemi olabilirdi.
  1. Getirilen bir diğer şart ise, kararlara karşı istinaf ve temyiz yolunun açık olması gerektiğidir.
    • Kanun maddesinin başlığından da anlaşılacağı üzere, kanun yolundan vazgeçmek için öncelikle verilen karara karşı kanun yolunun açık olması gerekmektedir.
    • Vergi Mahkemesinin, 2020 yılı için, konusunun toplam değeri 7.000 TL’yi geçmeyen davalarda vereceği kararlar kesin nitelikte olup istinaf yolu kapalıdır.
    • Yine istinaf sıfatıyla Bölge İdare Mahkemesinin, 2020 yılı için, konusunun toplam değeri 176.000 TL’yi geçmeyen davalarda verdiği kararlar kesin nitelikte olup temyiz yolu kapalıdır.
    • Dolayısıyla, kanun yolu kapalı olan bu kararlara istinaden getirilen düzenlemeden yararlanmak mümkün değildir.
    • Öte yandan, Danıştay’ın bozma kararı üzerine verilen kararlara karşı kanun yolu açık olmasına rağmen, kanun maddesinde açıkça yer verildiği üzere, bozma kararı üzerine verilen kararlarda da düzenlemeden yararlanılamayacaktır.
    • Yani mahkemelerin, Danıştay’ın bozma kararı üzerine vereceği “ısrar, bozmaya uyma” gibi kararlar da kapsam dışı tutulmuştur.
  1. Kanun Yolundan Vazgeçme başvurusunun, mükellef için geçerli kanun yoluna başvuru süresi içinde yapılmış olması da başvurunun geçerliliği için aranan diğer bir şarttır.
    • Mahkeme kararının davacı tarafa tebliğinden itibaren 30 gün içinde istinaf/temyiz edilmesi gerekir.
    • Dolayısıyla, mahkeme kararının mükellefe tebliğinden itibaren 30 gün içinde Kanun Yolundan Vazgeçme başvurusunun yapılması gerekmektedir. Bu süre geçirildikten sonra yapılacak başvuru kabul edilmeyecektir.
    • Bu noktada ise istisnai bir durumun varlığından söz edilebilir. Şöyle ki; 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanununun 48. Maddesinin 3. Fıkrasında; Temyiz dilekçelerinin karşı tarafa tebliğ edileceği, karşı tarafın tebliğ tarihini izleyen otuz gün içinde cevap verebileceği, cevap verenin, kararı süresinde temyiz etmemiş olsa bile düzenleyeceği cevap dilekçesinde, temyiz isteminde bulunabileceği, bu takdirde bu dilekçelerin temyiz dilekçesi yerine geçeceği düzenlemesine yer verilmiştir.
    • Bu madde uyarınca, söz konusu mahkeme kararının mükellefe tebliğinden itibaren 30 gün içinde kanun yolundan vazgeçme başvurusunda bulunulmasa dahi, kanun yoluna başvuran karşı tarafın istinaf/temyiz dilekçesinin mükellefe tebliğinden itibaren mükellefin cevap verme süresi içinde kanun yolundan vazgeçme hakkının yeniden doğabileceği kanısındayız.
    • Fakat bu istisnai durumun ortaya çıkabilmesi için verilen kararın “kısmen kabul kısmen ret” şeklinde olması, yani davanın her iki tarafına da kanun yolu hakkı tanıması gerekmektedir.

Uygulama: Peki uygulama nasıl olacaktır, başvurunun nereye yapılması gerekir, nelere dikkat edilmesinde fayda olur? Kısa kısa değinelim:

  • Kanun yolundan vazgeçme dilekçesi mahkemeye değil vergi dairesine verilecektir. Vergi Dairesince bu dilekçelerin mahkemeye gecikmeksizin iletileceği ifade ediliyor. Mahkemeye geç intikal ettirilecek dilekçeler açısından bazı sıkıntıların yaşanma ihtimali de bulunmaktadır.
  • Başvuru dilekçesinin Vergi Dairesine verildiği tarih itibariyle vergi ve cezalar kendiliğinden tahakkuk
  • Dilekçenin verilmesiyle birlikte vergi ve cezaların kendiliğindin tahakkuk edecek olması nedeniyle, kanun yoluna başvuru süresi henüz bitmemiş olsa bile, vazgeçme iradesinden vazgeçme olamayacaktır. Yani verilen bu karadan dönmek söz konusu değildir.
  • Yine Kanun Yolundan kısmen vazgeçmek de mümkün değildir. Vergi aslı ile cezanın ayrı değerlendirilmesi mümkün olmadığı gibi, aynı karar içerisinde hüküm altına alınan farklı dönemlere ilişkin kısmen vazgeçme de olamayacaktır.
  • Fakat, farklı dava dilekçeleri ile farklı dönemlere ilişkin ayrı ayrı dava açılmış ise, açılan davalara ilişkin verilen her bir kararda bu düzenlemeden yararlanma tercihinin mükellefe ait olacağı açıktır.
  • Yargılama giderleri ile avukatlık ücretleri karşılıklı olarak talep edilemeyeceği için, özellikle bilirkişi incelemesi yaptırılan dosyalarda yüksek tutardaki yargılama giderinin mükellefler üzerinde kalma ihtimali de yüksektir.
  • Kanun yolundan vazgeçilmesi halinde tahakkuk edecek vergi ve cezaların hesabında ise kanun yoluna başvurudan vazgeçilen mahkeme kararının mahiyeti önem arz etmektedir:
Kabul Ret
Vergi Aslı 60% 100%
Vergi Cezası 0 75%
ÖUCZ ve diğer cezalar 25% 75%
  • Davanın tamamen “Kabul” şeklinde mükellef lehine sonuçlanmış olması ve kanun yolundan vazgeçilmesi halinde; vergi aslının %60’ı tahakkuk edecek, vergi cezası ise istenilmeyecektir.
  • Davanın tamamen “Ret” şeklinde mükellef aleyhine sonuçlanmış olması ve kanun yolundan vazgeçilmesi halinde; vergi aslının %100’ü vergi cezasının ise %75’i tahakkuk edecektir.
  • Kısmen Kabul Kısmen Ret kararlarında da Kabul ve Redde ilişkin kısımlara yukarıdaki oranlar uygulanacaktır.
  • Usulsüzlük ve özel usulsüzlük gibi cezalarda ise; Kabul kararı halinde cezanın %25’i, Ret kararı halinde ise %75’i tahakkuk ettirilecektir.
  • Bu oranlara ilaveten, tahakkuk eden vergi ve ceza ile gecikme faizinin %80’inin ödeme süresi içinde ödenmesi halinde, vergi ve ceza tutarı üzerinden %20 ilave indirim daha yapılacaktır.
  • Fakat söz konusu ilave indirim, Mahkemenin Ret kararı üzerine tahakkuk ettirilen vergi aslına uygulanamayacaktır. Vergi aslında da ilave indirim uygulayabilmek için kararın Kabul şeklinde mükellef lehine sonuçlanmış olması gerekmektedir.
  • Kanun yolundan vazgeçme kapsamında tahakkuk eden tutarlar tahakkuk tarihinden itibaren bir ay içinde ödenir. Fakat tahakkuk eden tutarların vadesinde ödenmemesi kanun yolundan vazgeçilmediği anlamına gelmeyecektir. Kural olarak vadesinde ödenmeyen tutarlar için 6183 sayılı Amme Alacaklarının Tahsil Usulü Hakkında Kanun hükümleri uygulanır.
  • Kanunun 23 üncü maddesiyle de Vergi Usul Kanununun 112 nci maddesinin gecikme faizinin hesaplanmasıyla ilgili (3) numaralı fıkrasına (b) bendinden sonra gelmek üzere “379 uncu madde kapsamında kanun yolundan vazgeçilmesi durumunda söz konusu maddeye göre hesaplanacak vergilere, kendi vergi kanunlarında belirtilen ve tarhiyatın ilgili bulunduğu döneme ilişkin normal vade tarihinden itibaren, kanun yolundan vazgeçme dilekçesinin vergi dairesine verildiği tarihe kadar;” hükmünün yer aldığı (c) bendi eklenmiştir. Buna göre tahakkuk eden vergilere, kendi vergi kanunlarında belirtilen ve tarhiyatın ilgili bulunduğu döneme ilişkin normal vade tarihinden kanun yolundan vazgeçme dilekçesinin vergi dairesine verildiği tarihe kadar gecikme faizi hesaplanır.

Bu Rehberde geçen herhangi bir konuyla ilgili sorularınız için danışmanlarımıza ulaşabilirsiniz.

Saygılarımızla,

Teşekkürler Avukat İlhan Culha (Eski Vergi Mahkemesi Hakimi)

2020-18

To       : The clients and company web site

From   : Independent Advisors / Accounting & Tax

Date     : March, 3rd 2020

Subject: Aylık Mali/Vergisel Gelişmeler (Şubat 2020 – Özet)

Tüm okuyucularımıza tekrar merhaba. Şubat ayı mali gündem açısından çok yoğun geçti diyebiliriz, beklenen bir sürü düzenleme yapıldı ve bizi çok yoğun bir Mart ayı bekliyor. Geçen ay içerisinde gerçekleşen önemli vergisel ve mali konuları özet olarak sizlerin dikkatinize sunmak isteriz.

Kısaca başlıklarla başlayıp sonra ayrıntılara bakalım.

  • Yıllardır beklenen Transfer Fiyatlandırmasına ilişkin Cumhurbaşkanlığı Kararnamesi,
  • 2021 yılına ertelenen Değerli Konut Vergisi, bu vergide yapılan esaslı değişiklikler,
  • Ülkemizde çok uzun süredir imar değişikliği kapsamında artan rant değerinin vergilenmesini öngören değer artış payı uygulaması,
  • 7194 sayılı Kanun ile hayatımıza giren konaklama vergisi, dijital hizmet vergisi ve araç gider kısıtlamasıyla diğer konular hakkında Maliye’nin hazırladığı Genel Tebliğ Taslakları,
  • Aynı Kanunla yürürlüğe giren ve mükellefle İdare arasında ihtilafları azaltmaya yönelik Kanun Yolundan Vazgeçme uygulaması,
  • 6 puanlık ilave SGK teşviklerinin 2020 yılı sonuna kadar uzatılmış olması,
  • Şehir hastanelerinde bazı işlemlerde uygulanacak olan KDV tevkifat oranları ile
  • İmalat sanayine yönelik yatırım teşvik belgesi kapsamında yapılan inşaat işlerine ilişkin KDV iadesi uygulaması,
  • Bankacılık ve Sermaye Piyasası Kanununda yapılan önemli değişiklikler,
  • Brexit konusunda Türkiye tarafından yapılması gerekenler ve ülkemizle İngiltere arasında devam eden anlaşmalar
  • Bankaların alabileceği azami ücret ve tutarlar,
  • Pilot kapsamı genişletilen muhtasar ve prim hizmet beyannamesi uygulaması,
  • Gümrük işlemlerinin kolaylaştırılmasına ilişkin mevzuatta yapılan değişiklikler,
  • Özel bankaların ithalde alınan vergilere tahsilata aracılığının kaldırılması ve
  • Uygulaması genişletilen geri kazanım payı düzenlemeleri konusunda bilgiler sunacağız.

Bültenlerimizden faydalandığınızı ve keyif aldığınızı umuyor saygılar sunuyoruz.

  • Transfer Fiyatlandırması Belgelendirme Sistemi: 25 Şubat 2020 tarihli Resmî Gazetede yayınlanan 2151 sayılı “Transfer Fiyatlandırması Yoluyla Örtülü Kazanç Dağıtımı Hakkında Değişiklik Yapılmasına Dair Cumhurbaşkanlığı Kararnamesi” ile transfer fiyatlandırması mevzuatında çeşitli değişiklikler yapılmıştır.
    • Kısaca özetlemek gerekirse bu değişikliklerden en önemlisi transfer fiyatlandırması belgelendirme düzeninde yapılan değişikliklerdir. Buna göre, Kararname’de belirlenen hadleri aşan şirketler genel rapor (masterfile), yıllık transfer fiyatlandırması raporu (local file) ve ülke bazlı raporlama (Country-by-Country Reporting) şeklindeki üçlü dokümantasyon yükümlülüklerine tabi olacaktır.
    • Söz konusu belgelendirme yükümlülükleri, OECD tarafından 2012 yılında başlatılan ve 2016 sonlarında büyük oranda tamamlanan “OECD Matrahın Aşındırılması ve Karın Aktarılması (Base Erosion Profit Shifting-BEPS) Projesi”nin çıktıları kapsamında Türkiye’nin de aralarında bulunduğu ülkelerin taahhüdü sonucu getirilmiştir. Uluslararası bir standart olması nedeniyle Cumhurbaşkanlığı Kararnamesi ile belirlenen transfer fiyatlandırması belgelendirme yükümlülükleri birçok ülke ile hemen hemen aynı niteliktedir.
    • Kararname, 6728 sayılı Kanun ile Cumhurbaşkanına verilen yetkiler dahilinde çıkarılmıştır. Bu yetkilere dayalı olarak yapılan değişikliklere Cumhurbaşkanlığı Kararnamesinde yer verilmiş olup, söz konusu kararnamede aşağıdaki konularda açıklamalar yapılmıştır.
      • Transfer fiyatlandırmasında belgelendirme düzeni
      • İlişkili kişi tanımının kapsamı
      • Transfer fiyatlandırması işlemsel kâr yöntemleri
      • Peşin fiyatlandırma anlaşmalarının geçmiş dönemlere uygulanması
      • Belgelendirme yükümlülüklerini tam ve zamanında yerine getiren mükellefler için indirimli vergi ziyaı cezası uygulaması
    • Yeni düzenlemeleri dikkate aldığımızda, transfer fiyatlandırması belgelendirme yükümlülüklerinin tam ve zamanında yerine getirilmesi daha da önemli hale gelmiştir.
    • Dolayısıyla, şirketlerin zaman aşımı süresi içindeki tüm geçmiş yıllar için transfer fiyatlandırması belgelendirme yükümlülüklerini bir an önce tamamlamalarında da yarar vardır. Bunun yanında, şirketlere yeni getirilen genel belgelendirme ve ülke bazlı raporlama ile ilgili çalışmaları yürütmeye başlamalarını tavsiye etmekteyiz.
    • Ayrıca belirtmek gerekirse, uzun yıllardır edindiğimiz tecrübe göstermektedir ki faaliyet raporu benzeri ve hiçbir analiz ve emsal çalışması içermeyen çalışmalar Cumhurbaşkanı Kararnamesinde belirtilen ve İdarenin aradığı transfer fiyatlandırması belgelendirmesini karşılamamaktadır.
    • O nedenle, değer zinciri analizine (value chain analysis) yer veren genel rapor ile detaylı analizlerin yer aldığı yıllık transfer fiyatlandırması raporunun hazırlanması son çıkarılan Cumhurbaşkanlığı Kararnamesi ile daha da önemli hale gelmiştir.
    • Bu mevzuatta yapılan değişiklikler ile ilgili detaylı açıklamaların yer aldığı uluslararası vergi rehberimizi linkte bulabilirsiniz. https://ia.com.tr/2020-17-tax-ia-rehber-uluslararasi-transfer-fiyatlandirmasi/
  • Gelir Vergisi Mükellefleri İçin Beyanname Dönemi Başlamıştır.
    • 2019 yılına ait olarak gerçek kişiler için yıllık gelir vergisi beyannamesi 1-31 Mart 2020 tarihleri arasında verilecektir.
    • Ticari, zirai ve mesleki faaliyetinden dolayı gerçek usulde vergilendirilen gelir vergisi mükellefleri 2019 yılına ilişkin Yıllık Gelir Vergisi Beyannamelerini 31 Mart 2020 Salı günü sonuna kadar elektronik ortamda göndereceklerdir.
    • Geliri sadece kira, ücret, menkul sermaye iradı veya diğer kazanç ve iratların biri veya birkaçından oluşan mükellefler Yıllık Gelir Vergisi Beyannamelerini Hazır Beyan Sistemi üzerinden kolayca gönderebilirler.
    • 2019 yılı kazançlarına ilişkin olarak verilecek Yıllık Gelir Vergisi Beyannamesi üzerinden hesaplanan gelir vergisinin Mart ve Temmuz aylarında iki eşit taksit olmak üzere;
      • Birinci taksitin damga vergisi ile birlikte 31 Mart 2020 tarihine kadar,
      • İkinci taksitin 4 Ağustos 2020 (31 Temmuz 2020 resmî tatile rastladığından) tarihine kadar ödenmesi gerekmektedir.
  • Değerli Konut Vergisi 2021 Yılına Ertelenmiş ve Vergide Esaslı Değişiklikler Yapılmıştır.
    • 7221 sayılı Yasa ile Emlak Vergisi Kanunu’nda öngörülen söz konusu yeni vergi düzenlemesi esaslı bir şekilde değiştirilmiştir.
    • Verginin 2021 yılına ertelenmesi, 2020 yılı için beyanname verilmemesi ve tahakkuk yapılmaması, vergi matrahı olarak Tapu ve Kadastro Genel Müdürlüğünün yaptığı değerleme yerine emlak vergi değerinin esas alınması ve tek meskeni olanlar ile birden fazla vergiye tabi meskeni olanların en düşük değerli bir meskeninin vergiden istisna edilmesi öngörülmüştür.
    • Vergiye ait değerlerin tespiti, ilanı ve kesinleşmesi konusunda Tapu ve Kadastro Genel Müdürlüğüne verilen yetki maddesi kaldırılmıştır.
    • Vergide artan oranlılık korunmuş, adaletsizliğe sebep olan sınıf usulü artan oranlılık yerine dilim usulü artan oranlılık kabul edilmiştir.
  • Türkiye’de Değeri Artan Arsalar Üzerinden Değer Artış Payı uygulaması başlatılmaktadır.
    • Türkiye’de on yıllardır tartışılan bir konu olan değer artış payı artık Yasalaşmıştır.
    • 20 Şubat 2020 tarihli Resmî Gazetede yayımlanan bu yasal düzenleme coğrafi bilgi sistemine ilişkin veriler ve Gecekondu Kanunu, İmar Kanunu, İskân Kanunu, Değerli Konut Vergisi, Kıyı Kanunu, İhale Mevzuatı ve Yapı Denetimi Mevzuatı gibi çok çeşitli alanlarda esaslı düzenlemeler içermektedir.
    • Kısaca, taşınmaz maliklerinin tamamının talebi üzerine ada bazında yapılacak imar planı değişikliği sonucunda değerinde artış olan arsanın artan değerinin tamamı değer artış payı olarak alınır. Bu düzenleme 3194 sayılı İmar Kanunu’na eklenen ek madde 8 ile başlatılmış olmaktadır.
    • Yasa yayım tarihi olan 20 Şubat 2020 Perşembe günü yürürlüğe girmiştir.
    • Yapılacak olan imar planı değişikliği sonucunda değerinde artış olan arsanın, artan değerinin tamamı değer artış payı olarak alınacaktır.
    • Değer artış payı bedelinin tespitinde 2942 sayılı Kamulaştırma Kanunu’nun 11. maddesinde belirtilen bedel tespit esasları gözetilecektir.
    • Değer artış payının, en geç taşınmazın ilk satışında veya ruhsat aşamasında taşınmaz maliklerince ödenmesi gerekmektedir.
    • Taşınmazın değer artışına tabi olduğu tapu kütüğüne şerh edilecektir. Ayrıca değer artış payı ödenmeden yapı ruhsatı düzenlenemeyecektir.
  • İlave SGK teşviki sağlayan Cumhurbaşkanlığı Kararı ile uygulama 2020 yılı sonuna kadar uzatılmıştır.
    • 2019 yılı sonuna kadar 6 puan ilave SGK indirimi sağlayan 2013/4966 sayılı Bakanlar Kurulu Kararıyla getirilen teşvikin 31.12.2020 yılı sonuna kadar uzatılması sağlanmıştır.
    • Karar 23 Şubat 2020 tarihli Resmî Gazetede yayımlanmış olup 1.1.2020 tarihinden geçerli olmak üzere yayımı tarihinde yürürlüğe girmiştir.
    • Buna göre 51 il ve Gökçeada, Bozcaada ilçelerinde şartları sağlayan işyerleri bu teşvikten yararlanmaya devam edecektir.
  • Bankacılık ve parasal konularda düzenleme yapan çok sayıda Kanunda önemli değişiklikler öngören 7222 sayılı Kanun 25 Şubat 2020 tarihli Resmî Gazetede yayımlanmıştır.
    • Kanunda, Bankacılık Kanunu yanında, Sermaye Piyasası Kanunu, Merkez Bankası Kanunu, Banka Kartları ve Kredi Kartları Kanunu, Finansal Kiralama, Faktöring ve Finansman Şirketleri Kanunu ve Tüketicinin Korunması Hakkında Kanunda değişiklikler yapılmıştır.
    • Ayrıntıya girmeden, bankalarca hazırlanacak önlem planı, Varlık Fonu, müşteri sırrı ve kişisel veriler, katılım bankaları için uygulanacak hükümler, öngörülen cezai müeyyideler, finansal piyasalarda manipülasyon ve yanıltıcı işlemler, BDDK’dan TCMB’ye geçen yetkiler, faktöring şirketleri için öngörülen asgari sermaye tutarı, sermaye piyasalarında öngörülen borçlanma aracı sahipleri kurulu ile teminat yönetim sözleşmesi ve teminat yöneticisi uygulaması, kitlesel fonlama ve proje finansmanı ile projeye dayalı menkul kıymetler hakkında düzenlemeler yapılmıştır.
    • Yapılan kanuni düzenlemeler sonrasında ilgili kurumların ikincil düzenlemeler yapması beklenmektedir.
  • Brexit konusunda Cumhurbaşkanlığı Genelgesi yayımlanmıştır. Türkiye’nin İngiltere ile halihazırda yürürlükte olan Anlaşmaları aşağıda özetlenmiştir.
    • 2020/1 sayılı Genelge ile Birleşik Krallığın Avrupa Birliği üyeliğinden ayrılmasına ilişkin olarak 31.12.2020 tarihine kadar öngörülen geçiş dönemi aşamasında tüm Devlet kurumlarının görev ve yetki alanlarına giren konularda bu hususa dikkat etmeleri ve kamuoyunu doğru şekilde bilgilendirme ve yönlendirmeleri gerekmektedir.
    • Mali açıdan hali hazırda İngiltere ile imzalanmış bir Çifte Vergilendirmenin Önlenmesi Anlaşmamız bulunmakta ve yürürlüğü devam etmektedir.
    • Sosyal güvenlik açısından İngiltere ile Türkiye arasında 09.09.1959 tarihinde imza edilmiş olan en eski Sosyal Güvenlik Anlaşması halen yürürlüktedir.
    • 15 Mart 1991 tarihinde imzalanmış olan Yatırımların Karşılıklı Teşviki ve Korunması Anlaşması da halen yürürlüktedir.
  • Moldova ile Türkiye arasında imzalanan sosyal Güvenlik Anlaşmasının uygun bulunmasına ilişkin 24 Şubat 2020 tarihli Cumhurbaşkanlığı Kararnamesi yayımlanmıştır. Böylece Türkiye’nin ikili sosyal güvenlik sözleşmelerinin sayısı 32’yi bulmuştur.
    • Bu anlaşmalar taraf ülke vatandaşlarının eşit işlem görmesi, sigortalılık birleştirmesi, sağlık, aile, yaşlılık, ölüm vb yardımlarından yararlanma, uygulanacak sigorta kolları, aylıkların hesaplanması, hizmet birleştirmesi, anlaşmazlıkların çözümü gibi sigortalıları ilgilendiren çok önemli konuları düzenlemektedir.
  • 30 seri Nolu Katma Değer Vergisi Genel Tebliği yayımlanmıştır. Tebliğde kamu özel iş birliği modeli ile yaptırılan sağlık tesislerine ilişkin KDV ve tevkifat oranlarına ilişkin belirlemeler, imalat sanayine yönelik yatırım teşvik belgesi kapsamında yapılan inşaat işlerine ilişkin KDV iadesi uygulaması ve 2022 yılı sonuna kadar uzatılan imalat sanayine yönelik yeni makine ve teçhizat teslimlerine ilişkin düzenlemeler ve açıklamalar yer almaktadır.
    • PPP Modeli (Kamu Özel İş Birliği Modeli) ile yaptırılan sağlık tesislerine yönelik işletme döneminde alınan hizmetlere uygulanacak tevkifat oranları ile tevkifat uygulamasından doğan iade taleplerinde, uygulanacak usul ve esaslar bu Tebliğ ile belirlenmektedir.
    • İmalat Sanayiine Yönelik KDV İadesi: 1950 sayılı Cumhurbaşkanı Kararıyla imalat sanayiine yönelik yatırım teşvik belgesi kapsamında yapılan yatırımlara ilişkin inşaat işleri nedeniyle yüklenilen ve indirim yoluyla giderilemeyen katma değer vergisinin iadesinin 2020 ve 2021 yıllarında yüklenilen ve indirim yoluyla giderilemeyen katma değer vergisi için de uygulanmasına karar verilmişti.
      • KDV iadesinden yararlanabilmek için;
        • İnşaat sanayiine yönelik Yatırım Teşvik Belgesine sahip olmak,
        • İnşaat işlerinin teşvik belgesinde öngörülen yatırıma ilişkin olması,
        • Teşvik belgesinde öngörülen süre içinde yapılmış olması gerekir.

Bu şartların yanı sıra ilgili dönem KDV beyannamelerinde iadenin talep edilmesi durumunda yüklenilen ve indirim yoluyla telafi edilemeyen KDV belge sahibi yatırımcıya iade edilmektedir.

    • Makine ve Teçhizat Teslimlerinde KDV İstisnası: KDV Kanununun geçici 39 uncu maddesinde yer alan Sanayi Sicili Kanununa göre sanayi sicil belgesini haiz KDV mükelleflerine münhasıran imalat sanayiinde kullanılmak üzere yapılan yeni makina ve teçhizatın teslimlerinde uygulanan KDV istisnasının süresi 31.12.2022 tarihine kadar uzatıldığından Tebliğde buna yönelik gerekli düzenlemeler yapılmıştır.
  • Kanun Yolundan Vazgeçme konusunu düzenleyen 517 sıra numaralı Vergi Usul Kanunu Genel Tebliği ile vergi ihtilaf süreç yönetimi açısından yeni bir dönem başlamaktadır.
    • 01.2020 tarihinden itibaren geçerli olmak üzere, 213 sayılı Vergi Usul Kanununun 379. Maddesi ile “Kanun Yolundan Vazgeçme” düzenlemesi getirilmiş ve buna dair 517 sıra nolu Vergi Usul Kanunu Genel Tebliği 20 Şubat 2020 tarih ve 31045 sayılı Resmî Gazetede yayınlanmıştır.
    • Gerek mahkemelerin iş yükünün azaltılması gerekse de verginin tahsilinin sağlanması amaçlanmış olup, düzenlemeyle; vergi/ceza ihbarnamelerine karşı açılan davalarda, ilk derece mahkemesi sıfatıyla Vergi Mahkemesinin veya istinaf sıfatıyla Bölge İdare Mahkemesinin verdiği kararlara karşı kanun yoluna başvurma hakkından vazgeçilmesi halinde, ödenecek vergi ve cezalarda indirim öngörülmektedir.
  • 7194 sayılı Kanun’un uygulamasına ilişkin Genel Tebliğ Taslakları kamuoyunun görüşlerini almak üzere GİB web sayfasında yayımlanmıştır.
    • Konaklama Vergisi Uygulama Genel Tebliği Taslağı
      • 7194 sayılı Kanun ile ilgili olarak Plan ve Bütçe Komisyonu ile Genel Kurulu en çok meşgul eden konulardan bir tanesi Nisan 2020 tarihinde başlayacak olan Konaklama Vergisidir.
      • Tebliğ çok ayrıntılı bir şekilde, vergiyi doğuran olay, acentelerin durumu, mükellefiyet, sunulan geceleme hizmetinin yanında sunulan diğer hizmetler, istisna ve muafiyetlerin uygulama şekli, verginin belgelerde gösterilmesi beyanname ve ödemeye ilişkin düzenlemeleri içermektedir.
      • Vergi planlaması ve benzeri uygulamalara açık noktalar olduğu için sektör temsilcilerinin iyi incelemesi ve rekabet eşitsizliği yaratabilecek noktaların Hazine ve Maliye Bakanlığına görüş ve öneri olarak sunulması yerinde olacaktır.
    • Dijital Hizmet Vergisi Uygulama Genel Tebliğ Taslağı
      • 7194 sayılı Kanunun 1 ila 7 nci maddelerinde düzenlenen dijital hizmet vergisinin uygulamasına ilişkin açıklamalar ile usul ve esasların belirlenmesine yönelik olarak Dijital Hizmet Vergisi Uygulama Genel Tebliği Taslağı hazırlanmıştır.
      • Bu Taslak 28 Şubat 2020 tarihinde web sayfasında güncellenmiştir. Mart ayı içinde yürürlüğe girmesi beklenmektedir.
    • 311 seri numaralı Gelir Vergisi Genel Tebliğ Taslağı
      • 7194 sayılı Kanunla getirilen serbest meslek kazançlarında istisna uygulamasına ilişkin düzenlemeler, işverenlerce hizmet erbabına sağlanan ulaşım imkanına ilişkin istisna, amatör spor hakemlerine sağlanan ücretlere ilişkin istisna, binek otomobillerin giderleri ve amortisman tutarlarına getirilen kısıtlamaya ilişkin uygulama, 2020 yılında yürürlüğe giren ücretlerin vergilenmesine ilişkin değişiklikler, yeni gelir vergisi tarifesi, karşı tarafa yükletilen vekalet ücretinin vergilenmesine ilişkin yapılan düzenleme ve sporculara ödenen ücretlerin vergilendirilmesine ilişkin yapılan değişiklikler bu Tebliğle açıklanmaktadır.
    • Her üç Genel Tebliğ Taslak halde olup görüş ve önerilerinizi iletebilirsiniz. Bu Tebliğ taslakları henüz yayımlanmadığı için resmen yürürlüğe girmemiştir.
  • Dijital Hizmet Vergisi Kanunu ile getirilen tüm düzenlemelerin ayrıntılarına 2019/47 numaralı Sirkülerimizden ulaşabilirsiniz.
  • Yeni Nesil Ödeme Kaydedici Cihaz Tebliğ Taslağı hazırlanmıştır.
    • Akaryakıt istasyonlarında gerçekleştirilen akaryakıt (LPG, doğalgaz, elektrik vb. ürünlerin) satışlarında vergi kayıp ve kaçağını etkin bir şekilde engellemek amacıyla birinci ve ikinci sınıf tacirlerin işletmelerindeki akaryakıt pompalarına bağlanma mecburiyeti getirilmiş ödeme kaydedici cihazların “Yeni Nesil Akaryakıt Pompa Ödeme Kaydedici Cihazlar (Yeni Nesil Pompa ÖKC)” haline dönüştürülmesine dair “Vergi Usul Kanunu Genel Tebliği taslağı hazırlanmıştır.
  • Gümrük İşlemlerinin Kolaylaştırılmasına İlişkin Yönetmelikte önemli değişiklikler yapılmıştır.
    • 2014 yılında yayımlanan ilk Yönetmelikte Ticaret Bakanlığı tarafından yapılan bu değişiklikler 21 Şubat 2020 tarihli Resmî Gazetede yayımlanmış olup farklı yürürlük tarihleri bulunmaktadır. (Yayımı tarihinde, 2021 başında, 31 Mart ve 30 Haziran tarihinde yürürlüğe giren maddeler için Yönetmeliğin 92 nci maddesine bakılmalıdır.)
    • Bu Yönetmeliğin amacı yetkilendirilmiş yükümlü statüsü için gereken koşulları, başvuruda aranacak belgeleri, sertifikanın verilmesi, süresi, yenilenmesi, değiştirilmesi, askıya alınması, geri alınması ve iptali ile bu sertifika kapsamında faydalanılacak izinli gönderici, izinli alıcı, ithalatta yerinde gümrükleme, onaylanmış ihracatçı, eksik beyan, kısmi teminat, götürü teminat uygulamaları, beyanın kontrolüne yönelik kolaylaştırmalar, emniyet ve güvenlik yönlü kolaylaştırmalar ile bu uygulama ve kolaylaştırmalardan faydalanma yetkilerinin askıya alınması, geri alınması ve iptali ile gümrük mevzuatından kaynaklanan diğer basitleştirilmiş uygulamalara ilişkin usul ve esasları belirlemektir.
    • Bu Yönetmelik gümrük işlemlerinde Yetkilendirilmiş Yükümlü Statü (YYS) belgesi için gerekli şartları, belgenin alınması, sağlanan kolaylıklar ve işlem süreçleri ile sertifikanın geri alınması hususlarını düzenlemektedir.
    • Ayrıca, YYS-I ve YYS II ayrımı, sonradan kontrole tabi tutulma, faaliyet raporunun hazırlanması ve yerinde izlemeye ilişkin sürelerle ilgili kapsamlı düzenlemeler yapılmıştır.
    • Yönetmelik ekinde yer alan eklere 7 tane ilave edilmiş ve 12 Ek belgede ise değişiklikler yapılmıştır.
  • Özel Bankaların vergi toplama yetkisi bir kez daha daraltılmıştır.
    • Ticaret Bakanlığı’nın 21.02.2020 tarihli yazısı ile mükelleflerin ödemekle yükümlü oldukları ithalattan alınması gereken gümrük vergisi, KDV, Toplu Konut Fonu, Telafi Edici Vergi, İthal Harcı gibi yükümlülüklerin bankalar aracılığıyla tahsil edilmesine yönelik olarak Ticaret Bakanlığı, Hazine ve Maliye Bakanlığı ve yazı ekindeki listede belirtilen 25 adet özel bankayla imzalanan protokoller feshedilmiştir.
    • Diğer vergilerle ilgili olarak daha önce Hazine ve Maliye Bakanlığı 2020 yılı başından itibaren uygulanmak üzere benzeri bir karar almıştı. Söz konusu uygulamaya ilişkin detayları 2019-50 numaralı sirkülerimizde açıklamıştık.
    • Fesih tarihinden itibaren bu bankalara bağlı merkez, şube, internet bankacılığı, ATM, telefon bankacılığı da dahil herhangi bir kanal aracılığıyla söz konusu protokoller kapsamında hiçbir surette tahsilat yapılamayacaktır.
    • Anılan vergilerin ödenebileceği kamu bankaları şunlardır:
      • C. Ziraat Bankası A.Ş.
      • Türkiye Halk Bankası A.Ş.
      • Türkiye Vakıflar Bankası T.A.O.
      • Ziraat Katılım Bankası A.Ş.
      • Vakıf Katılım Bankası A.Ş.
  • Geri Kazanım Katılım Payı Uygulaması Genişletilmiştir. Ayrıca beyanname verme süresi de bir ay uzatılmıştır.
    • 5/2/2020 tarih ve 31030 sayılı Resmî Gazetede yayımlanan 2 Sıra numaralı Geri Kazanım Katılım Payı Beyannamesi Genel Tebliği ile Çevre Kanunu’na ekli (1) sayılı listede yer alan plastik poşetler dışındaki diğer ürünler için ödenecek geri kazanım katılım payının beyanı ve tahsiline ilişkin usul ve esaslar belirlenmiştir.
    • Ayrıca bu Tebliğ ile Geri Kazanım Katılım Payı Beyannamelerinin verilme süresi ayın sonu olarak değiştirilmiştir.
    • 28 Şubat 2020 tarihli ve 124 Sıra No.lu Vergi Usul Kanunu Sirküleri ile 2 Mart 2020 günü sonuna kadar elektronik ortamda gönderilmesi gereken Geri Kazanım Katılım Payı Beyannamelerinin verilme süresi ile bu beyannameler üzerine tahakkuk eden payların ödeme süresi 30 Mart 2020 Pazartesi günü sonuna kadar uzatılmıştır.
    • Gelir İdaresi Başkanlığı, Geri Kazanım Katılım Payı Beyannamesi hakkında bir duyuru yayımlamış ve beyanname doldurma sürecinde mükelleflere yardımcı olması amacıyla hazırlanan ve beyannamenin düzenlenmesinden istisna ve mahsup işlemlerine kadar tüm işlemleri görsellerle ayrıntılı olarak açıklayan bir kılavuz paylaşmıştır.
    • Çevre ve Şehircilik Bakanlığı 7 Şubat 2020 tarihli Geri Kazanım Katılım Payına İlişkin Yönetmeliğin Uygulanmasına Dair Usul ve Esasları Bakan Oluru ile yürürlüğe koymuştur. Söz konusu Usul ve Esaslarda;
      • Şirketlerde çevre görevlisinin sorumlulukları,
      • Piyasaya arz etme, ithalat, tedarik, satış noktası vb kavramlar,
      • Geri kazanım katılım payına tabi ambalaj tanımına uyan ürünler, üretildiği malzemeye göre ambalajlar,
      • Birincil, ikincil ve üçüncül ambalaj türleri,
      • Ambalaj piyasaya sürenler, ambalajlı ürün ithal edenler, ambalaj tedarikçileri, plastik poşetler ve diğer torbalar,
      • Geri kazanıma tabi bitkisel yağlar,
      • Geri kazanıma tabi elektrikli ve elektronik eşyalar, lastikler, pil ve akümülatörler, madeni yağlar ve ilaçlara ilişkin ayrıntılı örneklerle sadece beyan edilmesi, beyan edilmesi ve ödenmesi, mahsuplaşma, muafiyet uygulanan ürün ve durumlar açıklanmıştır.
  • Yeni Uluslararası Vergi Anlaşması Müzakereleri
    • Türkiye Cumhuriyeti ile Sri Lanka Demokratik Sosyalist Cumhuriyeti arasında bir Çifte Vergilendirmeyi Önleme Anlaşması akdedilmesine ilişkin ilk tur müzakereler 21-23 Ocak 2020 tarihleri arasında Ankara’da gerçekleştirilmiştir.
  • Devlet teşviklerinde uygulanan Destek Yönetim Sistemine (DYS) ilişkin Genelge çıkmıştır.
    • Bu kapsamda olmak üzere;
      • Mal ihracatına yönelik destekler,
      • Hizmet ihracatına yönelik destekler,
      • Dâhilde İşleme Rejimi,
      • Hariçte İşleme Rejimi,
      • Vergi Resim Harç İstisnası ve
      • Belgesiz İhracat Kredilerine ilişkin bileşenler DYS kapsamında yürütülecektir.
    • Uygulamaya ilişkin usul ve esaslar Ticaret Bakanlığının web sayfasında Genelge olarak yayımlanmıştır.
    • 31/03/2020 tarihinden itibaren iletilecek yeni başvurular sadece Destek Yönetim Sistemi üzerinden kabul edilir.
  • Bankacılık İşlemlerinden Alınan Ücretlerde değişiklik yapılmış olup uygulama 1 Nisan 2020’de başlayacaktır.
    • TCMB ve BDDK finansal tüketicilerden alınacak ücretler ile bankalarca ticari müşterilerden alınabilecek ücretlere ilişkin usul ve esaslara ilişkin düzenleme yapmıştır.
    • Tebliğin amacı bankaların ticari müşterileri ile gerçekleştireceği işlemlerde öngörülebilirliğin ve şeffaflığın artırılması, kavram ve terim birliğinin sağlanması ve aşırı ücretlendirmenin önlenmesi için, sunulan ürün veya hizmetler karşılığı alınabilecek ücretlerin tür ve nitelikleri ile azami miktar ya da oranları ile bunlara ilişkin usul ve esasları belirlemektir.
    • 2020/4 TCMB Tebliğinde, ücretlere ilişkin bilgilendirme esasları, ticari krediler, kredi tahsis ve kullandırımı, teminatlandırma ve kapama, dış ticaret ve nakit yönetimine ilişkin ücretler, her türlü para transferleri, kiralık kasa hizmetleri, ödeme sistemleri, ticari kartlar, üye işyeri ücretlerine ilişkin ayrıntılı düzenlemeler yer almaktadır.
    • 10 Şubat tarihli Resmî Gazetede yayımlanan Tebliğ ve Yönetmelik 1 Mart 2020 tarihinde yürürlüğe girmiştir.
    • Daha sonra yapılan 2020/5 sayılı Tebliğ değişikliği ile Tebliğin 1-4 (amaç, kapsam, dayanak ve tanımlar), 15 (para ve kıymetli maden transferi), 20 (üye işyeri ücretleri) ve 22 nci (intibak) maddeleri dışında kalan maddelerinin yürürlük tarihi 1 Nisan 2020 olarak yeniden belirlenmiştir. Böylece uygulama 1 ay ertelenmiş olmaktadır.
    • Düzenlemeler yürürlük tarihinden önce kurulmuş sözleşmeler açısından ise yürürlük tarihinden sonra gerçekleştirilecek işlemler bakımından da uygulanacaktır.
  • 9 Şubat 2020 tarihli Resmî Gazetede yayımlanan 7 numaralı Tebliğle Muhtasar ve Prim Hizmet Beyannamesinin uygulandığı pilot il kapsamına Bursa, Eskişehir ve Konya eklenmiş ve diğer iller için uygulama Mart 2020’ye ertelenmiştir.
    • Uygulamaya geçişin yaygınlaştırılması kapsamında; Kırşehir ilindeki mükellefler/işverenler için 1/6/2017 tarihinde, Amasya, Bartın ve Çankırı illerindeki mükellefler/işverenler için 1/1/2018 tarihinden itibaren başlamış olan bu Tebliğin uygulanmasına Bursa, Eskişehir ve Konya illeri merkez ve ilçelerinde bulunan mükellefler/işverenler (281 Seri No.lu Gelir Vergisi Genel Tebliğinde belirtilen bankalar hariç) için 1/1/2020 tarihinden itibaren başlanmıştır.
    • Bu kapsama giren mükelleflerce/işverenlerce sayılan iller dışındaki başka bir ilde istihdam edilmekle birlikte ücret ödemeleri veya tahakkuku bu illerde yapılan çalışanların ücret ödemeleri üzerinden tevkif edilen vergiler ile sigortalıların prime esas kazanç ve hizmet bilgilerini içeren Muhtasar ve Prim Hizmet Beyannamesi Amasya, Bartın, Bursa, Çankırı, Eskişehir, Kırşehir ve Konya illerindeki yetkili vergi dairelerine elektronik ortamda gönderilecektir.
    • Sayılan illerde istihdam edilmekle birlikte ücret ödemesi veya tahakkuku bu iller dışında bir ilde yapılan çalışanların ücret ödemeleri üzerinden tevkif edilen vergilere ait muhtasar beyanname, ücret ödemesi veya tahakkukun yapıldığı yer vergi dairesine verilecektir. Ayrıca bu sigortalılara ait aylık prim ve hizmet belgeleri ise elektronik ortamda (e-bildirge) Kuruma verilmeye devam edilecektir.

Bu konularla ilgili diğer gelişmeleri de sizlere duyurmaya devam ediyor olacağız.

Bu bültende geçen herhangi bir konuyla ilgili sorularınız için danışmanlarımıza ulaşabilirsiniz.

Saygılarımızla,

 

Number: 2020-17
To       : The clients and company web site
From   : Independent Advisors / Litigation & Tax
Date     : February, 27th 2020
Subject: Transfer Fiyatlandırması Belgelendirme Yükümlülüğünde Önemli Değişiklikler Var

Değerli okuyucularımız, göndermiş olduğumuz bültenlerimizden faydalandığınızı ve keyif aldığınızı umuyor saygılar sunuyoruz.

Ülkemizde ve yurt dışında yaşanan mali ve vergisel gelişmeleri önemine binaen konu bazlı, haftalık ve aylık özetler ve İngilizce kısa yönetici özetleri şeklinde sunmaya devam ediyoruz. Yeni çıkan önemli bazı düzenlemeleri ise bir uygulama rehberi gibi sizlere ulaştırmaya gayret ediyoruz.

Size Türkiye’nin çok uzun süredir beklediği ve uluslararası vergilendirmede en önemli gündem maddelerinden bir tanesi olan Transfer Fiyatlandırması ve Belgelendirme Yükümlülükleri konusunda yapılan değişiklikleri içeren Uluslararası Vergilendirme Rehberini sunmak istiyoruz.

Bu rehberimizde önce konuyla ilgili yayımlanan Cumhurbaşkanlığı Kararnamesini, yapılan önemli değişiklikleri, yürürlük tarihlerini ve firmalara etkilerini irdeleyeceğiz. Bunun yanında raporlama/belgelendirme türlerini, çerçevesini ve sunuş yöntemini, 6728 sayılı Kanunla yapılan değişiklikleri, yeni yapılan bazı tanımlamaları, ilişkili kişi kavramını, işlemsel kar yöntemlerini, peşin fiyatlandırma anlaşmalarını (APA) ve belgelendirme yapılması durumunda elde edilen ceza indirimini açıklayacağız. Rehberin hazırlanmasında emeği geçen sayın Ramazan Biçer’e de ayrıca çok teşekkür ediyoruz.

Saygılarımızla

ULUSLARARASI TRANSFER FİYATLANDIRMASI REHBERİ

YENİ TRANSFER FİYATLANDIRMASI DÜZENLEMELERİ ŞİRKETLERİ NASIL ETKİLEYECEK? 

  1. Transfer Fiyatlandırması Yoluyla Örtülü Kazanç Dağıtımı Hakkında Değişiklik Yapılmasına Dair Cumhurbaşkanlığı Kararnamesi

25 Şubat 2020 tarihli Resmî Gazete’de yayınlanan 2151 sayılı “Transfer Fiyatlandırması Yoluyla Örtülü Kazanç Dağıtımı Hakkında Değişiklik Yapılmasına Dair Cumhurbaşkanlığı Kararnamesi” ile transfer fiyatlandırması mevzuatında çeşitli değişiklikler yapılmıştır.

Bu değişikliklerden en önemlisi transfer fiyatlandırması belgelendirme düzeninde yapılan değişiklilerdir. Buna göre, Kararname’de belirlenen hadleri aşan şirketler genel rapor (masterfile), yıllık transfer fiyatlandırması raporu (local file) ve ülke bazlı raporlama (Country-by-Country Reporting) şeklindeki üçlü dokümantasyon yükümlülüklerine tabi olacaktır.

Söz konusu belgelendirme yükümlülükleri, OECD tarafından 2012 yılında başlatılan ve 2016 sonlarında büyük oranda tamamlanan “OECD Matrahın Aşındırılması Karın Aktarılması (Base Erosion Profit Shifting/BEPS) Projesi”nin çıktıları kapsamında Türkiye’nin de aralarında bulunduğu ülkelerin taahhüdü sonucu getirilmiştir. Uluslararası bir standart olması nedeniyle Cumhurbaşkanlığı Kararnamesi ile getirilen transfer fiyatlandırması belgelendirme yükümlülükleri birçok ülke ile hemen hemen aynı niteliktedir.

Cumhurbaşkanlığı Kararnamesi, 6728 sayılı Yatırım Ortamının İyileştirilmesine Dair Kanun ile Cumhurbaşkanına verilen yetkiler dahilinde çıkarılmıştır. Bu yetkilere dayalı olarak yapılan değişiklere Cumhurbaşkanlığı Kararnamesinde yer verilmiş olup, söz konusu kararnamede aşağıdaki konularda açıklamalar yapılmıştır.

  • Transfer fiyatlandırmasında belgelendirme düzeni
  • İlişkili kişi tanımının kapsamı
  • Transfer fiyatlandırması işlemsel kâr yöntemleri
  • Peşin fiyatlandırma anlaşmalarının geçmiş dönemlere uygulanması
  • Belgelendirme yükümlülüklerini tam ve zamanında yerine getiren mükellefler için indirimli vergi ziyaı cezası uygulaması

Cumhurbaşkanlığı Kararnamesi, Cumhurbaşkanına kanunla verilen yetkilerin kullanılmasını içermekte ve özellikle belgelendirme konusunda şirketlere yeni yükümlülükler getirmektedir. Bu çalışmada öncellikle yeni getirilen belgelendirme yükümlülüklerine ve Kararnamede yer alan diğer konulara yer verilmektedir.

  1. Yeni Getirilen Belgelendirme Yükümlülükleri

Kurumlar Vergisi Kanununun 13. Maddesine göre, ilgili belgelendirme türünün kapsamına giren mükellefler, ilişkili kişileriyle bir takvim yılı içinde yaptıkları işlemler için belgelendirme yapmaları gerekmektedir.

2151 sayılı “Transfer Fiyatlandırması Yoluyla Örtülü Kazanç Dağıtımı Hakkında Değişiklik Yapılmasına Dair Cumhurbaşkanlığı Kararnamesi” ile ilgili mükellefin yükümlülüklerine bağlı olarak aşağıdaki belgelerden birinin, bir kaçının ya da tamamının hazırlanması gerekebilir.

  • Genel Rapor (Masterfile),
  • Yıllık Transfer Fiyatlandırması Raporu (Local File)
  • Ülke Bazlı Raporlama (Country-by-Country Reporting)

Cumhurbaşkanlığı Kararnamesi esas alınarak her bir belgelendirme yükümlülüğüne ilişkin açıklamalara aşağıda yer verilmiştir.

2.1. Genel Rapor (Masterfile)

Genel raporu aşağıdaki iki şarta birlikte sahip olan kurumlar vergisi mükellefleri hazırlamak zorundadır:

  • Çok uluslu işletmeler grubunun üyesi olmak ve
  • Bir önceki hesap dönemi sonu bilançosundaki aktif büyüklüğü ve gelir tablosundaki net satış hasılat tutarının her ikisinin de 500 milyon TL ve üzerinde olması

Çok uluslu şirketler grubu üyesi olmayan şirketler ile bir önceki hesap dönemi sonu bilançosundaki aktif büyüklüğü ve gelir tablosundaki net satış hasılat tutarı 500 milyon TL ve üzerinde olmayan kurumlar vergisi mükellefleri genel rapor hazırlamayacaklardır.

Bir şirketin bilançosundaki aktif büyüklüğü ve gelir tablosundaki net satış hasılat 500 milyon TL ve üzerinde olsa bile çok uluslu şirketler grubunun üyesi değilse yine genel rapor hazırlamayacaklardır. Dolayısıyla, sadece Türkiye’de faaliyet gösteren şirketler belirlenen haddi aşmış olsalar bile genel raporu hazırlamayacaklardır.

Genel Rapor;

  • tüm grup şirketleri açısından organizasyon yapısı,
  • grubun ticari faaliyetlerin tanımı,
  • grubun sahip olduğu gayrimaddi varlıklar, grup içi finansal işlemler ile
  • grubun finansal ve vergi durumu şeklinde beş ana kategoriden oluşan bilgileri içerecektir.

2151 sayılı Cumhurbaşkanlığı Kararnamesi’ne göre genel rapor ilk defa 2019 mali yılı için hazırlanacaktır. Bu da kapsama giren şirketlerin bir erteleme gelmez ise bu yıl içinde genel raporu hazırlamaları gerektiği anlamına gelmektedir.

2151 sayılı Cumhurbaşkanlığı Kararnamesinde genel raporun ne zamana kadar hazırlanması gerektiği yönünde belirlemede de bulunulmuştur. Buna göre, söz konusu raporun 2020 yılı sonuna kadar hazırlanması gerekmektedir.

Özel hesap dönemine sahip mükellefler açısından ise 1 Ocak 2019 sonrasında başlayan dönemler için ilgili süre özel hesap döneminin son günü olarak dikkate alınacaktır.

Genel raporun herhangi bir şekilde bir yere ibraz edilmesine gerek bulunmamaktadır. Ancak, istenmesi durumunda İdare’ye veya vergi incelemesi yapmaya yetkili olanlara ibraz edilmesi zorunludur.

Genel raporlama, Türkiye’de ibraz edileceği için Türkçe olarak hazırlanacaktır. Yurtdışında ibraz edilmesi gereken durumlarda ise İngilizce ya da ilgili ülkenin dilinde hazırlanmalıdır.

2.2. Yıllık Transfer Fiyatlandırması Raporu (Local File)

2151 sayılı Cumhurbaşkanlığı Kararnamesi’ne göre, Büyük Mükellefler Vergi Dairesi Başkanlığı’na kayıtlı mükellefler ile serbest bölgelerde faaliyette bulunan kurumlar vergisi mükelleflerinin bir hesap dönemi içinde ilişkili kişileriyle yaptığı yurt içi ve yurt dışı işlemleri ve diğer kurumlar vergisi mükelleflerinin bir hesap dönemi içinde ilişkili kişileriyle yaptığı yurt dışı işlemlere ilişkin olarak yıllık transfer fiyatlandırması raporu hazırlamaları gerekmektedir.

Tüm kurumlar vergisi mükelleflerinin yurt dışı şubeleri ve serbest bölgelerde bulunan ilişkili kişileriyle (mükellefin serbest bölgedeki şubeleri dahil) yaptıkları işlemlerin yıllık transfer fiyatlandırması raporuna dahil edilmesi gerekmektedir.

Aşağıdaki işlemler için yıllık transfer fiyatlandırması raporu hazırlamasına gerek bulunmamaktadır:

  • Büyük mükellefler hariç, kurumlar vergisi mükelleflerinin ilişkili kişileriyle yaptıkları yurt içi işlemleri,
  • Gelir vergisi mükelleflerinin ilişkili kişileriyle yaptıkları yurt içi ve yurt dışı işlemleri

Ayrıca, kurumlar vergisi mükelleflerinin yurt dışında faaliyette bulunan şubelerinin veya serbest bölgede faaliyette bulunan şubelerinin Türkiye’de ayrıca rapor hazırlamasına gerek bulunmamaktadır. Bununla birlikte, yurtdışı şubelerin faaliyet gösterdikleri ülkede rapor hazırlama zorunlukları bulunabilmektedir.

Yıllık transfer fiyatlandırması raporunun kurumlar vergisi beyannamesinin verilme süresinin bitimine kadar (30 Nisan) hazırlanması ve bu süre sona erdikten sonra istenmesi durumunda İdare’ye veya vergi incelemesi yapmaya yetkili olanlara ibraz edilmeleri zorunludur.

Yıllık transfer fiyatlandırması raporunun Türkçe olarak hazırlanması gerekmektedir. İlgili bilgi ve belgelerin yabancı bir dilde yazılmış olması halinde, bunların Türkçe çevirilerinin de ibraz edilmesi zorunludur.

2.3. Ülke Bazlı Raporlama (Country-by-Country Reporting)

Ülke Bazlı Raporlama, çok uluslu işletmeler grubunun Türkiye’de mukim nihai ana işletmesi tarafından hazırlanacaktır. Ülke bazlı raporlama yapmak için bir önceki hesap döneminin konsolide edilmiş finansal tablolarına göre toplam konsolide grup geliri 750 Milyon Avro ve üzerinde olma şartı bulunmaktadır.

Toplam konsolide grup geliri 750 Milyon Avro altında kalan çok uluslu şirket gruplarının ülke bazlı raporlama yapma zorunlulukları bulunmamaktadır. Toplam konsolide geliri 750 Milyon Avro’yu geçse bile yurt dışı iştiraki bulunmayan gruplar ülke bazlı raporlama yapmayacaktır. 750 Milyon Avro tutarındaki konsolide grup geliri Türkiye Muhasebe Standartlarına (TMS 27) göre belirlenecektir.

Grubun Türkiye’de mukim nihai ana işletmesi tarafından, raporlanan hesap döneminden sonraki on ikinci ayın sonuna kadar, elektronik ortamda ve XML formatında İdare’ye verilecektir. Türkiye’de ülke bazlı raporlama zorunluluğu getirilmiş bulunmaktadır ancak çok uluslu yabancı şirketin ana şirketinin bulunduğu ülkede raporlama zorunluluğu bulunmaz ise ne olacak sorusu akla gelmektedir.

Böyle bir durumda, çok uluslu işletmeler grubunun Türkiye’de mukim grup şirketi (birden fazla grup şirketi bulunması durumunda diğerleri adına biri) tarafından raporlanan hesap döneminden sonraki on ikinci ayın sonuna kadar ülke bazlı raporlama Türk Mali İdaresine yapılacaktır.

Bir diğer soru ise İdare ile nihai ana işletmenin mukim olduğu ülke idaresi arasında ülke bazlı raporlama bilgilerinin otomatik paylaşımına ilişkin bir anlaşmanın bulunmaması durumunda ne olacağıdır. Bu durumda da çok uluslu işletmeler grubunun Türkiye’de mukim grup şirketi tarafından ülke bazlı raporlama Türk Mali İdaresine yapılacaktır. Dolayısıyla, diğer ülkede de ülke bazlı raporlama yükümlülüğü bulunsa dahi Türkiye ile işletmenin ana şirketinin mukim olduğu ülke arasında otomatik bilgi değişimi yapılamıyor ise yine Türkiye’de ülke bazlı raporlamada bulunulacaktır.

Bunların yanında, ülke bazlı raporlama kapsamına girmekle birlikte nihai ana şirketi veya vekil şirketi Türkiye dışında bulunan çok uluslu şirketlerin Türkiye’deki üyeleri vekil işletme olup olmadıkları ile grup adına hangi işletmenin raporlama yapacağı ile ilgili bilgileri 31 Ağustos 2020 tarihine kadar Türk maliyesine bildirmek zorundadırlar. Takip eden yıllarda ise bu süre 30 Haziran olarak geçerli olacaktır.

Bu açıklamadan da anlaşılacağı üzere, ülke bazlı raporlama kapsamına girmekle birlikte nihai ana şirketi veya vekil şirketi Türkiye dışında bulunan çok uluslu şirketlerin Türkiye’deki üyeleri Gelir İdaresi Başkanlığının belirleyeceği yöntem ile (Büyük olasılıkla elektronik bir form yoluyla yapılacaktır.) ülke bazlı raporlama bildirimi (CbCR Notification) yapacaklardır.

  1. Transfer Fiyatlandırması İle İlgili Yapılan Diğer Düzenlemeler

3.1. İlişkili Kişi Tanımı

Yapılan düzenlemede ilişkinin doğrudan veya dolaylı olarak ortaklık kanalıyla oluştuğu durumların örtülü kazanç dağıtımı kapsamında sayılması için en az %10 oranında ortaklık, oy veya kâr payı hakkının olması şartı aranacağı belirtilmektedir.

Önceki Karara bakıldığında ortaklık açısından ilişkili kişi sayılmak için doğrudan ya da dolaylı olarak herhangi bir oranın belirlenmediği görülmekteydi. Dolayısıyla, herhangi bir şirket diğer bir şirkette sadece tek bir hisseye sahip olduğunda ilişkili kişi olarak kabul ediliyordu. Bu husus dikkate alınarak diğer bazı ülkelerde olduğu gibi ortaklık ilişkisi bakımından ilişkili kişi tanımına %10’luk sınır getirilmiş ve 6728 sayılı Kanunla Kurumlar Vergisi Kanununda yapılan düzenlemeyle paralellik sağlanmıştır.

Buna göre, ilişkinin doğrudan veya dolaylı olarak ortaklık kanalıyla oluştuğu durumlarda, %10’luk oran ortaklık, oy veya kâr payı açısından geçerlidir. Bu kapsamda, örneğin bir şirket diğer bir şirketin %10 veya üzerinde bir hissesine sahip ise o şirket ile ilişkili kişi olarak kabul edilecektir.

Yapılan düzenlemede ayrıca ortaklık ilişkisi olmadan doğrudan veya dolaylı olarak en az %10 oranında oy veya kâr payı hakkının olduğu durumlarda da tarafların ilişkili kişi olarak kabul edileceği belirtilmektedir. Örneğin, bir şirket diğer bir şirketin ortağı olmamakla birlikte o şirketin yönetiminde en az %10 oranında oya sahip ise yine bu iki şirket ilişkili sayılacaktır.

Bu nokta, dolaylı olarak % 10’luk ortaklık, oy veya kâr payının tespitinde önem arz etmektedir. Örneğin, (A) şirketi (B) şirketinin % 50 hissesini elinde tutarken, (B) şirketi de (C) şirketinin % 20 hissesini elinde tutuyorsa, (A) şirketi ile (C) şirketi ilişkili kişi sayılacak mıdır?

Bu iki şirket ilişkili kişi sayılacaktır; çünkü (A) şirketi (C) şirketinin hisselerinin %10’unu (%50 x %20= %10) dolaylı olarak elinde tutmaktadır. Buna karşın, (B) şirketinin (C) şirketinde sahip olduğu hisse %10 oranında ise sadece kendisi (C) şirketi ile ilişkili kişi olacak, (A) şirketi (C) şirketinin dolaylı olarak %5 hissesini (%50 x %10=%5) elinde tuttuğu ve hisse oranı yasal sınırın altında kaldığı için (C) şirketi ile ilişkili kişi sayılmayacaktır.

Ortaklık açısından ilişkili kişi tanımında yapılan bu değişiklik özellikle belgelendirme yükümlülükleri bakımından kurumlar vergisi mükelleflerini yakından ilgilendirmektedir. Buna göre, kanunda aranan oranın altında kalan ilişkili kişiler ile yapılan işlemlerin belgelendirme kapsamında değerlendirilmesi zorunluluğu kalkmaktadır.

Bu kapsamda, doğrudan ya da dolaylı olarak %10’un altında ortaklık, oy veya kâr payı hakkına sahip taraflar ile yapılan işlemler hem yıllık transfer fiyatlandırması raporunda yer almayacak hem de kurumlar vergisi beyannamesi ekinde verilecek transfer fiyatlandırması formalarında bu kişilere ve onlar ile yapılan işlemlere yer verilmeyecektir.

Her ne kadar atılan adım belgelendirme yükümlülüğü açısından bazı mükellefleri olumlu yönde etkilese de %10’luk oran ilişkili kişiler için topluca dikkate alınacaktır. O nedenle ilişkili kişilerin ortaklık payları ayrı ayrı %10 oranının altında kalsa dahi aynı gruptaki şirketler için bu oran topluca dikkate alınacağından %10 şartının etkisi bu tür şirketler için sınırlı kalacaktır. Dolayısıyla, bu tür şirketler belgelendirme kapsamında yer almaya devam edeceklerdir.

3.2. İşlemsel Kâr Yöntemleri

İşlemsel kar yöntemleri, “İşleme Dayalı Net Kâr Marjı Yöntemi” ve “Kâr Bölüşüm Yöntemi”nden oluşmaktadır. Bu iki yöntem, 2007/12888 sayılı Bakanlar Kurulu Kararı ile 1 Seri No.lu Transfer Fiyatlandırması Yoluyla Örtülü Kazanç Dağıtımı Hakkında Genel Tebliğde yer almaktaydı. Yeni yapılan düzenleme ile bu iki yönteme de Cumhurbaşkanlığı Kararnamesinde de yer verilmiş oldu.

Kanun maddesinin gerekçesinde de belirtildiği üzere, Kurumlar Vergisi Kanunu’nun 13. maddesinde İşleme Dayalı Net Kâr Marjı Yöntemi ve Kâr Bölüşüm Yöntemine yer verilmesinin temel nedeni kanun maddesinin OECD Transfer Fiyatlandırması Rehberinde 2010 yılında yapılan değişiklikler ile uyumlu hale getirilmesini sağlamaktır.

Yeni düzenlemeye bakıldığında, geleneksel yöntemler olan “Karşılaştırılabilir Fiyat Yöntemi”, “Maliyet Artı Yöntemi” ve “Yeniden Satış Fiyatı Yöntemi”nin işlemsel kar yöntemleri olan “İşleme Dayalı Net Kâr Marjı Yöntemi” ve “Kâr Bölüşüm Yöntemi”ne olan üstünlüğü ortadan kaldırılmıştır.

Böylece, işlemin doğasına en uygun yöntemin uygulanacak olması kanun maddesine de yansıtılmıştır. Bununla birlikte, OECD Transfer Fiyatlandırması Rehberinde de belirtildiği üzere, geleneksel yöntemler ile işlemsel kar yöntemleri eş zamanlı olarak uygulanabildiği durumlarda geleneksel yöntemlerin işlemsel kar yöntemlerine üstünlüğü devam edecektir.

Bu değişikliğin şirketlere en önemli etkisi, geleneksel yöntemler yerine işlemsel kâr yöntemlerinin kullanılması nedeniyle özellikle incelemelerde getirilen eleştirilerin azalacak olmasıdır.

Bu düzenlemenin şirketlerin ilişkili kişi işlemlerine etkisi ise, geleneksel yöntemler yerine işlemsel kar yöntemlerinin olduğundan daha çok kullanılmaya başlanması yönünde olacaktır.

3.3. Peşin Fiyatlandırma Anlaşmaları

Hazine ve Maliye Bakanlığı mükellefler ile yaptığı müzakereler sonucunda ileriye dönük olarak peşin fiyatlandırma anlaşmaları imzalamaktaydı. İmza tarihinden itibaren yürürlüğe giren anlaşma en fazla 3 yıl süre için yapılabiliyordu. Dolayısıyla, önceki düzenleme kurumlar vergisi mükelleflerinin geçmiş dönemler için anlaşma başvurusunda bulunmasına engel oluyordu.

Bu durumun özellikle uygulama açısından bazı sorunlara neden olduğu görülmüş ve anlaşmadan istenen sonucun tam olarak sağlanamadığı anlaşılmıştı. Bu yöndeki sorunları ortadan kaldırmak amacıyla kanun maddesine ekleme yapılmış ve peşin fiyatlandırma anlaşmalarının önceki dönemler için de uygulanması mümkün hale getirilmiştir.

Ancak, bunun için;

  • belirlenen yöntemin zamanaşımına uğramamış geçmiş vergilendirme dönemlere tatbik edilebiliyor olması ve
  • Vergi Usul Kanunu’nun pişmanlık ve ıslah hükümlerinin uygulanmasının mümkün olması şartları aranmaktadır.

Bu iki şarttan ilki peşin fiyatlandırma anlaşmalarının geriye dönük olarak son 5 yıl için uygulanabileceğini göstermektedir. Mevcut maddede ileriye dönük olarak 3 yıllığına anlaşma yapılabilmektedir.

Buna göre, bir peşin fiyatlandırması anlaşması şu an için 5 yılı geriye dönük olmak üzere toplam 8 yıl için yapılabilecektir. Düzenleme ile Cumhurbaşkanına kanunla verilen yetki kullanılmış 3 yıllık süre 5 yıla çıkarılmıştır.

İkinci şart dikkate alındığında ise Vergi Usul Kanunu’nun pişmanlık ve ıslah hükümlerinin geçerli olması için ilgili mükellef hakkında bir şikâyetin bulunmaması ve incelemeye başlanmamış olması gerekmektedir.

Diğer taraftan, yapılan düzenlemeye göre anlaşmanın geçmiş vergilendirme dönemlerine uygulanması durumunda mükelleflerin daha önceden ödedikleri vergiler ret ve iade edilmeyecektir.

Bu duruma şu örnek verilebilir: Eğer bir şirket önceki dönemlerden birinde sözleşmeli üretici olarak % 8 kârlı iken, anlaşma ile bu kârlılık oranı %5 olarak belirlenirse anlaşmanın geriye dönük olarak uygulanması söz konusu olsa bile %3 oranındaki fazla kârlılık nedeniyle ödenen vergiler ilgili mükellefe iade edilmeyecektir.

Tam tersi durumun geçerli olması halinde ise ne yapılacağı konusunda maddede herhangi bir düzenlemeye yer verilmemiştir.

Buna göre, eğer bir şirket önceki dönemlerde sözleşmeli üretici olarak % 5 kârlı iken, anlaşma ile bu kârlılık oranı %8 olarak belirlenirse anlaşmanın geriye dönük olarak uygulanması söz konusu olduğunda %3 oranındaki daha düşük kârlılık nedeniyle ödenmeyen vergiler ilgili mükelleften talep edilecek midir?

Bu soruya yanıtımız önceki peşin fiyatlandırma anlaşmalarında edindiğimiz tecrübeleri dikkate aldığımızda İdarenin mükelleften geriye dönük düzeltme beyannamesi vermesi yönünde bir talebinin olacağı şeklindedir.

Yeni düzenlemede aranan, pişmanlık hükümlerinin uygulanabilmesi ile ilgili şart da bu değerlendirmemizi teyit etmektedir. Dolayısıyla, kurumlar vergisi mükelleflerinin geçmişe yönelik peşin fiyatlandırma anlaşması talep etmeden önce durum analizi yaparak, doğabilecek yeni vergi yükünü de hesaba katmaları faydalı olacaktır.

3.4. indirimli Vergi Ziyaı Cezası Uygulaması

Yeni düzenleme ile transfer fiyatlandırması belgelendirme yükümlülüklerini tam ve zamanında yerine getiren mükellefler için %50 oranında indirimli vergi ziyaı cezası uygulaması öngörülmüştür. Böylece, ödevlerini tam ve zamanında yerine getiren mükellefler ile hiç yerine getirmeyen ya da eksik yerine getiren mükellefler arasında bir ayrım yapılması söz konusu olmuştur.

Bu yönde bir adımın atılmasının şirketleri olumlu yönde etkileyeceği görüşündeyiz. O nedenle, transfer fiyatlandırması belgelendirme yükümlülüklerini tam ve zamanında yerine getiren mükellefler transfer fiyatlandırması yoluyla örtülü kazanç dağıtımı yaptıkları ortaya çıksa bile bundan böyle ceza yönünden koruma altında olacaklardır.

  1. Yeni Transfer Fiyatlandırması Düzenlemeleri Şirketleri Nasıl Etkileyecek?

2151 sayılı “Transfer Fiyatlandırması Yoluyla Örtülü Kazanç Dağıtımı Hakkında Değişiklik Yapılmasına Dair Cumhurbaşkanlığı Kararnamesi” ile transfer fiyatlandırması mevzuatında önemli değişiklikler yapılmış ve şirketlere bazı yükümlülükler getirilmiştir.

6728 sayılı Yatırım Ortamının İyileştirilmesine Dair Kanun ile Cumhurbaşkanına verilen yetkiler kullanılmış bulunmaktadır ve bu kapsamda en önemli yenilik transfer fiyatlandırması belge düzenine ilişkindir.

Buna göre, Kararname’de belirlenen hadleri aşan şirketlerin genel rapor (masterfile), yıllık transfer fiyatlandırması raporu (local file) ve ülke bazlı raporlama (Country-by-Country Reporting) şeklindeki üçlü dokümantasyon yükümlülükleri olup olmadığını öncelikle tespit etmelerini tavsiye etmekteyiz.

Ayrıca, Cumhurbaşkanlığı Kararnamesi sonrasında transfer fiyatlandırması tebliğinde konuya ilişkin detaylı açıklamalara yer verilmesi beklenmektedir. Özellikle uygulamaya yönelik detay açıklamaların yer alacağı tebliğe göre hareket edilmesi yerinde olacaktır.

Bunun yanında, toplam konsolide grup geliri 750 Milyon Avro ve üzerinde olan çok uluslu Türk şirket gruplarının ülke bazlı raporlama ile Türk Mali İdaresi ile paylaşacakları bilgiler uluslararası anlaşmalar dahilinde diğer ülkeler ile de paylaşılacak; aynı zamanda diğer ülkeler de Türkiye ile bu bilgileri karşılıklı olarak paylaşacaklardır. O nedenle, ülke bazlı raporlamanın Türk şirket grubuna etkisinin de ayrıca değerlendirilmesinde fayda bulunmaktadır.

Yeni düzenlemeleri dikkate aldığımızda, transfer fiyatlandırması belgelendirme yükümlülüklerini tam ve zamanında yerine getirilmesi daha da önemli hale gelmiştir. Bu da göstermektedir ki transfer fiyatlandırması belgelendirme ödevinin tam ve zamanında yapılmasının önemi daha da artmıştır. O nedenle, şirketlerin zaman aşımı süresi içindeki tüm geçmiş yıllar için transfer fiyatlandırması belgelendirme yükümlülüklerini bir an önce tamamlamalarında da yarar vardır. Bunun yanında, şirketlere yeni getirilen genel belgelendirme ve ülke bazlı raporlama ile ilgili çalışmaları yürütmeye başlamalarını tavsiye etmekteyiz.

Ayrıca belirtmek gerekirse, uzun yıllardır edindiğimiz tecrübe göstermektedir ki faaliyet raporu benzeri ve hiçbir analiz ve emsal çalışması içermeyen çalışmalar Cumhurbaşkanı Kararnamesinde belirtilen ve İdarenin aradığı transfer fiyatlandırması belgelendirmesini karşılamamaktadır.

O nedenle, değer zinciri analizine (value chain analysis) yer veren genel rapor ile detaylı analizlerin yer aldığı yıllık transfer fiyatlandırması raporunun hazırlanması son çıkarılan Cumhurbaşkanlığı Kararnamesi ile daha da önemli hale gelmiştir.

2151 sayılı “Transfer Fiyatlandırması Yoluyla Örtülü Kazanç Dağıtımı Hakkında Değişiklik Yapılmasına Dair Cumhurbaşkanlığı Kararnamesi” ve transfer fiyatlandırması mevzuatında yapılan değişiklikler ile ilgili sorularınız için danışmanlarımıza ulaşabilirsiniz.

Saygılarımızla,
Teşekkürler Ramazan Biçer (Advanced LLM in International Tax Law)

2020-16

To       : The clients and company web site

From   : Independent Advisors / Accounting & Tax

Date     : February, 24th 2020

Subject: Önemli Mali/Vergisel Düzenlemeler (Son 15 günlük Özet)

Merhaba, son 15 gün içerisinde gerçekleşen önemli mali konuları özet olarak sizlerin dikkatinize sunmak isteriz.

Kısaca, 2021 yılına ertelenen Değerli Konut Vergisi, bu vergide yapılan esaslı değişiklikler, ülkemizde çok uzun süredir imar değişikliği kapsamında artan rant değerinin vergilenmesini öngören değer artış payı uygulaması, 7194 sayılı Kanun ile hayatımıza giren konaklama vergisi, dijital hizmet vergisi ve araç gider kısıtlaması ve diğer konular hakkında Maliye’nin hazırladığı Genel Tebliğ Taslakları, aynı Kanunla yürürlüğe giren ve mükellefle İdare arasında ihtilafları azaltmaya yönelik Kanun Yolundan Vazgeçme uygulaması, 6 puanlık ilave SGK teşviklerinin 2020 yılı sonuna kadar uzatılmış olması, şehir hastanelerinde bazı işlemlerde uygulanacak olan KDV tevkifat oranları ile imalat sanayine yönelik yatırım teşvik belgesi kapsamında yapılan inşaat işlerine ilişkin KDV iadesi uygulaması, Brexit konusunda Türkiye tarafından yapılması gerekenler ve ülkemizle İngiltere arasında devam eden anlaşmalar konusunda bilgiler sunacağız.

Bültenlerimizden faydalandığınızı ve keyif aldığınızı umuyor saygılar sunuyoruz. (Sadece Türkçe/İngilizce aylık veya 15 günlük özetler almak istiyorsanız bize bilgi vermeniz yeterlidir.)

  • Değerli Konut Vergisi 2021 Yılına Ertelenmiş ve Esaslı Değişiklikler Yapılmıştır.
    • 20 Şubat 2020 tarihli Resmî Gazetede yayımlanan 7221 sayılı Yasa ile Emlak Vergisi Kanunu’nda öngörülen söz konusu yeni vergi düzenlemesi esaslı bir şekilde değiştirilmiştir.
    • Verginin 2021 yılına ertelenmesi, 2020 yılı için beyanname verilmemesi ve tahakkuk yapılmaması, vergi matrahı olarak Tapu ve Kadastro Genel Müdürlüğünün yaptığı değerleme yerine emlak vergi değerinin esas alınması ve tek meskeni olanlar ile birden fazla vergiye tabi meskeni olanların en düşük değerli bir meskeninin vergiden istisna edilmesi öngörülmüştür.
    • Vergiye ait değerlerin tespiti, ilanı ve kesinleşmesi konusunda Tapu ve Kadastro Genel Müdürlüğüne verilen yetki maddesi kaldırılmıştır.
    • Vergide artan oranlılık korunmuş, adaletsizliğe sebep olan sınıf usulü artan oranlılık yerine dilim usulü artan oranlılık kabul edilmiştir.
      • Gerçekten de dilim olarak öngörülen, 5, 7.5 ve 10 milyon TL limitlerinde değerin 1 TL artması durumunda verginin de 40bin TL tutarında artacağı örnekler görecektik. Bu da vergi adaleti açısından çok tartışmalı sonuçlara sebebiyet verecekti kuşkusuz.
      • Yeni Kanun ile örnek olarak 20 milyon TL değerinde bir meskende ilk 10 milyon TL için 22.500TL, ikinci 10 milyon TL için 100.000TL vergi hesaplanacaktır.
    • Her sene tarifede öngörülen 5, 7.5 ve 10 milyon TL limitleri yeniden değerleme oranının yarısı oranında artırılacaktır. (Önceden, yeniden değerleme oranında artması öngörülmüştü. Cumhurbaşkanı dilerse artış oranını yeniden değerleme oranına kadar artırabilir.)
    • TOKİ’nin sahip olduğu meskenlere de kamu kurumlarına sağlanan muafiyet tanınmıştır.
  • Değer Artış Payı Uygulaması başlatılmaktadır.
    • Türkiye’de on yıllardır tartışılan bir konu olan değer artış payı artık Yasalaşmıştır.
    • 20 Şubat 2020 tarihli Resmî Gazetede yayımlanan bu yasal düzenleme coğrafi bilgi sistemine ilişkin veriler ve Gecekondu Kanunu, İmar Kanunu, İskan Kanunu, Değerli Konut Vergisi, Kıyı Kanunu, İhale Mevzuatı, Yapı Denetimi Mevzuatı gibi çok çeşitli alanlarda esaslı düzenlemeler içermektedir.
    • Kısaca, taşınmaz maliklerinin tamamının talebi üzerine ada bazında yapılacak imar planı değişikliği sonucunda değerinde artış olan arsanın artan değerinin tamamı değer artış payı olarak alınır. Bu düzenleme 3194 sayılı İmar Kanunu’na eklenen ek madde 8 ile başlatılmış olmaktadır.
    • Yasa yayım tarihi olan 20 Şubat 2020 Perşembe günü yürürlüğe girmiştir.
    • Yapılacak olan imar planı değişikliği sonucunda değerinde artış olan arsanın, artan değerinin tamamı değer artış payı olarak alınacaktır.
    • Değer artış payı bedelinin tespitinde 2942 sayılı Kamulaştırma Kanunu’nun 11. maddesinde belirtilen bedel tespit esasları gözetilecektir.
    • Değer artış payının, en geç taşınmazın ilk satışında veya ruhsat aşamasında taşınmaz maliklerince ödenmesi gerekmektedir.
    • Taşınmazın değer artışına tabi olduğu tapu kütüğüne şerh edilecektir. Ayrıca değer artış payı ödenmeden yapı ruhsatı düzenlenemeyecektir.
    • Değer artış payı tutarları taşınmaz maliklerince, Çevre ve Şehircilik Bakanlığı’nın muhasebe birimi hesabına yatırılacaktır.
    • Tahsil edilen tutarların kullanım yerleri Yasada ayrıntılı olarak düzenlenmiştir.
  • İlave SGK teşviki sağlayan Cumhurbaşkanlığı Kararı ile uygulama 2020 yılı sonuna kadar uzatılmıştır.
    • 2019 yılı sonuna kadar 6 puan ilave SGK indirimi sağlayan 2013/4966 sayılı Bakanlar Kurulu Kararıyla getirilen teşvikin 31.12.2020 yılı sonuna kadar uzatılması sağlanmıştır.
    • Karar 23 Şubat 2020 tarihli Resmî Gazetede yayımlanmış olup 1.1.2020 tarihinden geçerli olmak üzere yayımı tarihinde yürürlüğe girmiştir.
    • Buna göre 51 il ve Gökçeada, Bozcaada ilçelerinde şartları sağlayan işyerleri bu teşvikten yararlanmaya devam edecektir. Yararlanma şartları şu şekildedir:
      • Teşvik kapsamındaki il veya ilçelerden birinde faaliyet gösterilmesi ve bu kapsamda sigortalı istihdam edilmesi,
      • Aylık prim ve hizmet belgesinin süresi içinde SGK’ya verilmiş olması,
      • Sigorta primlerinin sigortalı hissesi ile Devlet tarafından karşılanmayan işveren hissesinin tamamının yasal süresi içerisinde ödenmesi,
      • Prim, idari para cezası ve bunlara ilişkin gecikme zammı ve gecikme cezası borcu bulunmaması veya taksitlendirilmiş olması.
  • Brexit konusunda Cumhurbaşkanlığı Genelgesi yayımlanmıştır.
    • 2020/1 sayılı Genelge ile Birleşik Krallığın Avrupa Birliği üyeliğinden ayrılmasına ilişkin olarak 31.12.2020 tarihine kadar öngörülen geçiş dönemi aşamasında tüm Devlet kurumlarının görev ve yetki alanlarına giren konularda bu hususa dikkat etmeleri ve kamuoyunu doğru şekilde bilgilendirme ve yönlendirmeleri gerekmektedir.
    • Mali açıdan hali hazırda İngiltere ile imzalanmış bir Çifte Vergilendirmenin Önlenmesi Anlaşmamız bulunmakta ve yürürlüğü devam etmektedir.
    • Sosyal güvenlik açısından İngiltere ile Türkiye arasında 09.09.1959 tarihinde imza edilmiş olan en eski Sosyal Güvenlik Anlaşması halen yürürlüktedir.
    • 15 Mart 1991 tarihinde imzalanmış olan Yatırımların Karşılıklı Teşviki ve Korunması Anlaşması halen yürürlüktedir.
  • Yeni Nesil Ödeme Kaydedici Cihaz Tebliğ Taslağı hazırlanmıştır.
    • Akaryakıt istasyonlarında gerçekleştirilen akaryakıt (LPG, doğalgaz, elektrik vb. ürünlerin) satışlarında vergi kayıp ve kaçağını etkin bir şekilde engellemek amacıyla birinci ve ikinci sınıf tacirlerin işletmelerindeki akaryakıt pompalarına bağlanma mecburiyeti getirilmiş ödeme kaydedici cihazların “Yeni Nesil Akaryakıt Pompa Ödeme Kaydedici Cihazlar (Yeni Nesil Pompa ÖKC)” haline dönüştürülmesine dair  “Vergi Usul Kanunu Genel Tebliği taslağı hazırlanmıştır.
    • Bu taslağın geliştirilmesi ve yayımlanmaya hazır hale getirilmesi için GİB tarafından çalışmalar devam etmekte olup mevcut taslakta yer alan konuların geliştirilmesi, değiştirilmesi veya katkıda bulunulması ile ilgili görüş ve önerilerinizi, 28/02/2020 tarihine kadar SUBE@gelirler.gov.tr e-posta adresine iletebilirsiniz.
  • 30 seri Nolu Katma Değer Vergisi Genel Tebliği yayımlanmıştır. Tebliğde kamu özel iş birliği modeli ile yaptırılan sağlık tesislerine ilişkin KDV ve tevkifat oranlarına ilişkin belirlemeler, imalat sanayine yönelik yatırım teşvik belgesi kapsamında yapılan inşaat işlerine ilişkin KDV iadesi uygulaması ve 2022 yılı sonuna kadar uzatılan imalat sanayine yönelik yeni makine ve teçhizat teslimlerine ilişkin düzenlemeler ve açıklamalar yer almaktadır.
    • PPP Modeli (Kamu Özel İş Birliği Modeli) ile yaptırılan sağlık tesislerine yönelik işletme döneminde alınan hizmetlere uygulanacak tevkifat oranları ile tevkifat uygulamasından doğan iade taleplerinde, uygulanacak usul ve esaslar bu Tebliğ ile belirlenmektedir.
    • Ayrıca, 6428 sayılı Kanun kapsamında, Kamu Özel İş Birliği Modeli ile yaptırılan sağlık tesislerinin Sağlık Bakanlığına kiralanması işleminin, KDV’den istisna olduğuna ilişkin açıklama yapılmaktadır.
    • 6428 sayılı Kanun kapsamında yaptırılan sağlık tesislerine yönelik yüklenici tarafından Sağlık Bakanlığına sunulan laboratuvar, rehabilitasyon, görüntüleme hizmetleri ve yemek hizmetleri ile alt yükleniciler tarafından bu kapsamda sunulan hizmetlerde uygulanacak KDV oranına dair aydınlatıcı açıklamalar yapılmıştır. Her iki hizmette de uygulanacak KDV oranı %8’dir.
    • İmalat Sanayiine Yönelik KDV İadesi: 1950 sayılı Cumhurbaşkanı Kararıyla imalat sanayiine yönelik yatırım teşvik belgesi kapsamında yapılan yatırımlara ilişkin inşaat işleri nedeniyle yüklenilen ve indirim yoluyla giderilemeyen katma değer vergisinin iadesinin 2020 ve 2021 yıllarında yüklenilen ve indirim yoluyla giderilemeyen katma değer vergisi için de uygulanmasına karar verildiğinden buna yönelik gerekli düzenlemeler yapılmıştır.
      • KDV iadesinden yararlanabilmek için;
        • İnşaat sanayiine yönelik Yatırım Teşvik Belgesine sahip olmak,
        • İnşaat işlerinin teşvik belgesinde öngörülen yatırıma ilişkin olması,
        • Teşvik belgesinde öngörülen süre içinde yapılmış olması,
          şartlarının yanı sıra aşağıda belirtilen dönem KDV beyannamelerinde iadenin talep edilmesi durumunda yüklenilen ve indirim yoluyla telafi edilemeyen KDV belge sahibi yatırımcıya iade edilmektedir. Böylece,
      • Asgari 50 milyon Türk Lirası tutarında sabit yatırım öngörülen yatırımlara ilişkin inşaat işleri nedeniyle 2020 ve 2021 yıllarında yüklenilen ve bu süre içinde indirim yoluyla telafi edilemeyen KDV’nin 6’şar aylık dönemleri takiben iade istenmesi mümkündür.
      • 50 milyon Türk Lirasına kadar sabit yatırım öngörülen yatırımlara ilişkin inşaat işleri nedeniyle 2020 ve 2021 yıllarında yüklenilen ve bu yılların sonuna kadar indirim yoluyla telafi edilemeyen KDV’nin en erken takip eden Ocak ayları en geç Kasım ayları dönem KDV beyannamesiyle talep edilmesi gerekmektedir.
      • Teşvik belgesine konu yatırımın tamamlanmaması halinde, iade edilen vergiler, vergi ziyaı cezası uygulanarak iade tarihinden itibaren gecikme faizi ile birlikte tahsil edilir.
      • Bu vergi ve cezalarda zamanaşımı, verginin tarhını veya cezanın kesilmesini gerektiren durumun meydana geldiği tarihi takip eden takvim yılı başında başlar.
    • Makine ve Teçhizat Teslimlerinde KDV İstisnası: KDV Kanununun geçici 39 uncu maddesinde yer alan Sanayi Sicili Kanununa göre sanayi sicil belgesini haiz KDV mükelleflerine münhasıran imalat sanayiinde kullanılmak üzere yapılan yeni makina ve teçhizatın teslimlerinde uygulanan KDV istisnasının süresi 31.12.2022 tarihine kadar uzatıldığından Tebliğde buna yönelik gerekli düzenlemeler yapılmıştır.
  • Kanun Yolundan Vazgeçme konusunu düzenleyen 517 sıra numaralı Vergi Usul Kanunu Genel Tebliği ile vergi ihtilaf süreç yönetimi açısından yeni bir dönem başlamaktadır.
    • 01.2020 tarihinden itibaren geçerli olmak üzere, 213 sayılı Vergi Usul Kanununun 379. Maddesi ile “Kanun Yolundan Vazgeçme” düzenlemesi getirilmiş ve buna dair 517 sıra nolu Vergi Usul Kanunu Genel Tebliği 20 Şubat 2020 tarih ve 31045 sayılı Resmî Gazetede yayınlanmıştır.
    • Gerek mahkemelerin iş yükünün azaltılması gerekse de verginin tahsilinin sağlanması amaçlanmış olup, düzenlemeyle; vergi/ceza ihbarnamelerine karşı açılan davalarda, ilk derece mahkemesi sıfatıyla Vergi Mahkemesinin veya istinaf sıfatıyla Bölge İdare Mahkemesinin verdiği kararlara karşı kanun yoluna başvurma hakkından vazgeçilmesi halinde, ödenecek vergi ve cezalarda indirim öngörülmektedir.
    • Konuyla ilgili ayrıntılı bir Rehberi vergi ihtilaf uzmanlarımızla beraber ayrıca yayımlayacağız.
  • 7194 sayılı Kanun’un uygulamasına ilişkin Genel Tebliğ Taslakları kamuoyunun görüşlerini almak üzere GİB web sayfasında yayımlanmıştır.
    • Konaklama Vergisi Uygulama Genel Tebliği Taslağı
      • 7194 sayılı Kanun ile ilgili olarak Plan ve Bütçe Komisyonu ile Genel Kurulu en çok meşgul eden konulardan bir tanesi Nisan 2020 tarihinde başlayacak olan Konaklama Vergisidir.
      • Tebliğ çok ayrıntılı bir şekilde, vergiyi doğuran olay, acentelerin durumu, mükellefiyet, sunulan geceleme hizmetinin yanında sunulan diğer hizmetler, istisna ve muafiyetlerin uygulama şekli, verginin belgelerde gösterilmesi beyanname ve ödemeye ilişkin düzenlemeleri içermektedir.
      • Vergi planlaması ve benzeri uygulamalara açık noktalar olduğu için sektör temsilcilerinin iyi incelemesi ve rekabet eşitsizliği yaratabilecek noktaların Hazine ve Maliye Bakanlığına görüş ve öneri olarak sunulması yerinde olacaktır.
    • Dijital Hizmet Vergisi Uygulama Genel Tebliğ Taslağı
      • 7194 sayılı Kanunun 1 ila 7 nci maddelerinde düzenlenen dijital hizmet vergisinin uygulamasına ilişkin açıklamalar ile usul ve esaslarının belirlenmesine yönelik olarak Dijital Hizmet Vergisi Uygulama Genel Tebliği Taslağı hazırlanmıştır.
    • 311 seri numaralı Gelir Vergisi Genel Tebliğ Taslağı
      • 7194 sayılı Kanunla getirilen serbest meslek kazançlarında istisna uygulamasına ilişkin düzenlemeler, işverenlerce hizmet erbabına sağlanan ulaşım imkanına ilişkin istisna, amatör spor hakemleri sağlanan ücretlere ilişkin istisna, binek otomobillerin giderleri ve amortisman tutarlarına getirilen kısıtlamaya ilişkin uygulama, 2020 yılında yürürlüğe giren ücretlerin vergilenmesine ilişkin değişiklikler, yeni gelir vergisi tarifesi, karşı tarafa yükletilen vekalet ücretinin vergilenmesine ilişkin yapılan düzenleme ve sporculara ödenen ücretlerin vergilendirilmesine ilişkin yapılan değişikler bu Tebliğle açıklanmaktadır.
    • Her üç Genel Tebliğ Taslak halde olup görüş ve önerilerinizi iletebilirsiniz. Bu Tebliğ taslakları henüz yayımlanmadığı için resmen yürürlüğe girmemiştir.
    • Dijital Hizmet Vergisi Kanunu ile getirilen tüm düzenlemelerin ayrıntılarına 2019/47 numaralı Sirkülerimizden ulaşabilirsiniz.
  • Gümrük İşlemlerinin Kolaylaştırılmasına İlişkin Yönetmelikte önemli değişiklikler yapılmıştır.
    • 2014 yılında yayımlanan ilk Yönetmelikte Ticaret Bakanlığı tarafından yapılan bu değişiklikler 21 Şubat 2020 tarihli Resmî Gazetede yayımlanmış olup farklı yürürlük tarihleri bulunmaktadır. (Yayımı tarihinde, 2021 başında, 31 Mart ve 30 Haziran tarihinde yürürlüğe giren maddeler için Yönetmeliğin 92 nci maddesine bakılmalıdır.
    • Bu Yönetmeliğin amacı yetkilendirilmiş yükümlü statüsü için gereken koşulları, başvuruda aranacak belgeleri, sertifikanın verilmesi, süresi, yenilenmesi, değiştirilmesi, askıya alınması, geri alınması ve iptali ile bu sertifika kapsamında faydalanılacak izinli gönderici, izinli alıcı, ithalatta yerinde gümrükleme, onaylanmış ihracatçı, eksik beyan, kısmi teminat, götürü teminat uygulamaları, beyanın kontrolüne yönelik kolaylaştırmalar, emniyet ve güvenlik yönlü kolaylaştırmalar ile bu uygulama ve kolaylaştırmalardan faydalanma yetkilerinin askıya alınması, geri alınması ve iptali ile gümrük mevzuatından kaynaklanan diğer basitleştirilmiş uygulamalara ilişkin usul ve esasları belirlemektir.
    • Bu Yönetmelik gümrük işlemlerinde Yetkilendirilmiş Yükümlü Statü (YYS) belgesi için gerekli şartları, belgenin alınması, sağlanan kolaylıklar ve işlem süreçleri ile sertifikanın geri alınması hususlarını düzenlenmektedir.
    • YYS-I ve YYS II ayrımı, sonradan kontrole tabi tutulma, faaliyet raporunun hazırlanması, yerinde izleme ilişkin sürelerle ilgili kapsamlı düzenlemeler yapılmıştır.
    • Yönetmelik ekinde yer alan eklere 7 tane ilave edilmiş ve 12 Ek belgede ise değişiklikler yapılmıştır.

Bu konularla ilgili diğer gelişmeleri de sizlere duyurmaya devam ediyor olacağız.

Bu bültende geçen herhangi bir konuyla ilgili sorularınız için danışmanlarımıza ulaşabilirsiniz.
Saygılarımızla,

Uluslararası Vergi Bülteni

Number: 2020-15

To       : The clients and company web site

From   : Independent Advisors / International & Tax

Date     : February, 19th 2020

Subject: Dünya’da Önemli Mali / Vergisel Gelişmeler

Sizlere Türkiye’deki önemli vergisel ve mali konuları aktarmaktan büyük keyif alıyoruz. Bültenlerimiz 3bine yakın okuyucuya Türkçe ve 300’e yakın kişiye de İngilizce olarak ulaşıyor.

Mali ve vergisel konuların globalleşmesi, Türkiye’ye gelen yabancı yatırımlar ve Türk firmalarının yurt dışındaki işleri nedeniyle, bundan böyle yurt dışında meydana gelen önemli vergisel konuları da sizlerin dikkatinize sunmak istedik.

Bu bültenimizde Almanya’da yeni yılda yürürlüğe giren Ar-Ge vergi teşvikleri, yeni yayımlanan mali işlemlere ilişkin Transfer Fiyatlandırması Rehberi, vergi aracılarına sorumluluklar yükleyen DAC6 direktifi, İtalya ve Fransa’da uygulanan dijital hizmetler vergisi, Hollanda’nın yeni düşük vergili ülkeler listesi ve Brexit sonrasında İngiltere’de tartışılan mali gündem konusunda özet bilgiler bulabilirsiniz.

  • Brexit sonrasında neler olacağına ilişkin okunması gereken bir raporu Taxand UK üye firması, A&M Taxand, Capital Economics ile birlikte hazırlamıştır. Adanın post-Brexit döneminde önemli mali politika önceliklerini analiz eden rapor bizim için de bazı ipuçları barındırmaktadır. Rapora göre Brexit’in ülkeye vergiden karının 100 milyar pound civarında olacağı hesaplanmaktadır.
    • Raporda özet olarak üzerinde durulan mali alanlar şunlardır.
      • ArGe teşvikleri
      • Serbest limanlar
      • Farklılaştırılmış bölgesel kurumlar vergisi oranları
      • Enerji vergilendirmesi
      • Düşük vergi oranları
      • KDV
      • Vergi sisteminin basitleştirilmesi
      • Serbest ticaret anlaşmaları

Raporun tamamını okumak için tıklayınız.

  • OECD finansal işlemlere ilişkin Transfer Fiyatlandırması Rehberini 11 Şubat 2020’de yayımlamıştır.
    • OECD daha önce buna benzer bir şekilde, 2018 yılında ülkelere ilişkin ilave profiller yayımlamıştır.
    • OECD-G20 liderliğinde yürütülen ve 2013 yılından beri belli bir olgunlaşma seviyesine ulaşan BEPS eylemleri haksız vergi rekabeti ve kaybıyla ilgili önemli öneriler ve aksiyonlar öngörmektedir. Yeni yayımlanan Rehber aşağıda yer alan 4, 8 ve 10 nolu aksiyonların devamı mahiyetindedir.
  • Söz konusu BEPS aksiyonlarını ismen hatırlamak gerekirse;
    1. Dijital Ekonominin Vergisel Zorlukları
    2. Hibrit Düzenlemelerin Etkileri
    3. Kontrol Edilen Yabancı Kurum Kazançları (CFC Rules)
    4. Faiz vb Mahiyetteki Ödemelerin Matrah Aşındırmasının Önüne Geçilmesi
    5. Zararlı Vergi Uygulamalarının Engellenmesi (Özün Önceliği ve Şeffaflık)
    6. Vergi Anlaşmalarının Uygunsuz Kötüye Kullanımı (Suiistimal)
    7. Yapay “İşyeri” ve Sonuçları
    8. Gayrimaddi Duran Varlıklar
    9. Risk ve Sermaye
    10. Yüksek Riskli İşlemler
    11. BEPS’e ilişkin Takip ve Değerlendirme
    12. Zorunlu Açıklamalar
    13. Belgelendirme Yükümlülükleri
    14. Daha Efektif Uyuşmazlık Çözüm Yöntemleri
    15. Vergi Anlaşmalarının Otomatik Uyumu
  • İtalya yeni yıl itibariyle dijital hizmet gelirlerine %3 vergi uygulamaya başlamıştır.
    • Bu vergi 2020 İtalyan Bütçe Kanununa dayanmaktadır.
    • İtalyan yerleşiklerine yönelik olarak belli eşik gelirleri geçen firmaların tanımlanan gelirlerine uygulanacak bir vergidir.
    • Eşik gelirler İtalya içinde elde edilen gelir için 5,5 milyon Euro, global düzeyde elde edilen gelir için de 750 milyon Euro olarak belirlenmiştir.
    • Bu vergi herhangi bir Kabine kararına gerek duyulmaksızın uygulanacak ve bu konuda uluslararası ortak bir karar verilene kadar devam edecektir.
  • Almanya Ar-Ge vergi teşviklerine başlamıştır.
    • Söz konusu teşvikler 1.1.2020 tarihinden sonra yapılan temel bilimsel, endüstriyel veya deneysel araştırmaları kapsamaktadır.
    • Almanya’da yapılan veya AB üyesi ülkelerle sipariş/sözleşme üzerine yapılan araştırma ve geliştirme harcamalarını kapsamaktadır.
    • Yıllık bazda firma başına 2 milyon EURO limit konulmuştur. Bunun yanında ilave limitler de vardır.
  • Hollanda Maliye Bakanlığı vergide kara listeyi (düşük vergili ülkeler) güncellemiştir.
    • Listeye Barbados ve Türkmenistan eklenmiştir.
    • Belize, Kuveyt, Katar ve Suudi Arabistan listeden çıkarılmıştır.
    • Liste şu anda, Anguilla, Bahamalar, Bahreyn, Barbados, Bermuda, İngiliz Virjin Adaları, Guernsey, Man Adaları, Jersey, Cayman, Türkmenistan, Turks and Caicos Adaları, Vanuatu ve Birleşik Arap Emirliklerinden oluşmaktadır.
    • Bu liste, Hollanda’da yeni uygulanmaya başlayan özelge sistemi, kontrol edilen yabancı kurum kazancı (CFC) ve 2021’de faiz ve royalti ödemelerinde başlanacak olan stopaj uygulaması açısından çok önemlidir.
    • Bu sebeplerle Hollanda’da varlığı olan Türk şirketlerinin de bu konuyu yakından takip etmesi önem arz etmektedir.
    • Benzer bir listeyi de Avrupa Birliği yayımlamaktadır: Listede American Samoa, Fiji, Guam, Oman, Samoa, Trinidad and Tobago, Panama, Palau, Seyşeller, Cayman Islands, US Virgin Islands ve Vanuatu yer almaktadır.
    • Türkiye otomatik bilgi değişimi taahhütlerini yıl sonuna kadar yerine getirmek şartıyla bu listeye dahil edilmemiştir.
  • Vergisel konularda aracı tabir edilenlere bazı konularda sorumluluklar yükleyen DAC6 direktifi (Directive on Administrative Cooperation) 2020 yılında ilk uygulamasına başlamaktadır.
    • Adı geçen aracıların özellikli bazı sınır aşan işlemlerde raporlama yükümlülükleri söz konusu olacaktır.
    • Direktifte yapılan 6ncı değişiklik olduğu için kısaca DAC6 olarak anılmaktadır.
    • 2020 ilk uygulama yılı olup, ilk raporlar Ağustos sonunda hazırlanacak ve konuyla ilgili ilk bilgi değişimi Ekim ayı sonunda yayımlanacaktır.

Ayrıca Türkiye’de olan uluslararası önemli gelişmeleri de şu şekilde özetleyebiliriz:

  • Türkiye’nin ikili sosyal güvenlik sözleşmelerinin sayısı 32’yi bulmuştur.
    • Bu anlaşmalar taraf ülke vatandaşlarının eşit işlem görmesi, sigortalılık birleştirmesi, sağlık, aile, yaşlılık, ölüm vb yardımlarından yararlanma, uygulanacak sigorta kolları, aylıkların hesaplanması, hizmet birleştirmesi, anlaşmazlıkların çözümü gibi sigortalıları ilgilendiren çok önemli konuları düzenlemektedir.
  • Türkiye’nin çifte vergileme anlaşmalarının sayısı artmaktadır.
    • Türkiye’nin imzaladığı 93 anlaşmadan 85 tanesi yürürlüktedir. Bu anlaşmalardan 27 tanesi AB üyesi ülkelerle imzalanmıştır.
    • Müzakereleri Devam Etmekte Olan Çifte Vergilendirmeyi Önleme Anlaşmaları: Hollanda, İsveç ve Lüksemburg ile mevcut Anlaşmaların revize edilmesi, Afganistan, Gana, Kamerun, Küba, Libya, Mali, Mozambik, Nijerya ve Tanzanya ile bir ÇVÖA imzalanması için müzakereler devam etmektedir.
  • Mali Hesaplara İlişkin Bilgilerin Ülkeler Arasında Otomatik Değişimine İlişkin Anlaşma Türkiye Cumhurbaşkanı’nca onaylanmıştır.
    • Cumhurbaşkanınca onaylanan anlaşmada sürecin ilerlemesine bağlı olarak en erken Eylül 2020’de bilgi değişimi başlayacağı öngörülmektedir. Anlaşmaya taraf ülkelerden hangileri ile Otomatik Bilgi Değişimi yapılacağı ayrıca belirlenecektir.

Bu bültende geçen herhangi bir konuyla ilgili sorularınız için danışmanlarımıza ulaşabilirsiniz.

Saygılarımızla,

Tax-IA Bulletin (Uluslararası Konular)

Number: 2020-14

To       : The clients and company web site

From   : Independent Advisors / Accounting & Tax

Date     : February, 14th 2020

Subject: Türkiye’nin Taraf Olduğu Sosyal Güvenlik Sözleşmeleri

Sizlere bu bültenimizle Türkiye’nin taraf olduğu sosyal güvenlik sözleşmeleri (anlaşmalar) ile ilgili bilgi vermek isteriz.

Sosyal güvenlik uygulamaları, sadece ülke sınırları içerisinde değil, ülke sınırlarını da aşan bir kapsama ulaşmıştır.

Küreselleşmenin hızıyla o ülke vatandaşları diğer ülkelerde daha çok bulunmaya veya çalışmaya başlamışlardır ki, bu da vatandaşların diğer ülkelerdeki sosyal güvenliklerinin nasıl sağlanacağı konusunu gündeme getirmiştir.

Diğer ülkelerde bulunma veya çalışma sürekli olabileceği gibi geçici olarak da tezahür etmektedir. Bunun yanında çifte mukim olanların vergilendirme sorunları, sınır aşan yatırımlara ilişkin vergisel konular, yatırımların diğer ülkelerde belli güvencelere kavuşmaları ve korunması alanında da yapılan ikili ve çok taraflı anlaşmalar ve sözleşmeler bulunmaktadır.

  • Bu sirkülerde, anılan gelişmelere uygun olarak ülkeler arasında bu tür konuların ve sorunların çözülmesine yönelik olarak yapılan ikili sosyal güvenlik sözleşmeleri ele alınmıştır. Ülkemizin bu kapsamda imzalanmış 32 anlaşması bulunmaktadır.
  • Takip eden sirkülerlerimizde ise, ülkemizin taraf olduğu çifte vergilemenin önlenmesi anlaşmaları ve yatırımların karşılıklı korunması anlaşmaları ele alınacaktır.

Sosyal güvenlik sözleşmelerine ilişkin ayrıntılara bakmak gerekirse;

  • Ülkemiz açısından Anayasa’mızın; “Yabancı Ülkelerde Çalışan Türk Vatandaşları” başlıklı 62’nci maddesinde “Devletin, yabancı ülkelerde çalışan Türk vatandaşlarının sosyal güvenliklerinin sağlanması için gereken tedbirleri alacağı” ve “Milletlerarası Antlaşmaları Uygun Bulma” başlıklı 90’ıncı maddesinde ise “Yabancı devletlerle ve milletlerarası kuruluşlarla yapılacak antlaşmaların kanun hükmünde olduğu, bunlar hakkında Anayasaya aykırılık iddiası ile Anayasa Mahkemesine başvurulamayacağı, milletlerarası antlaşmalarla kanunların aynı konuda farklı hükümler içermesi nedeniyle çıkabilecek uyuşmazlıklarda milletlerarası antlaşma hükümlerinin esas alınacağı” hükümlerine yer verilmiştir.
  • Bu hükümler ve işgücü anlaşmalarını takiben, yabancı ülkelere giden vatandaşlarla bunların bakmakla yükümlü oldukları kimselerin, çalıştıkları ülkede sosyal güvenceye kavuşturulmaları ve o ülkede kazandıkları sosyal güvenlik haklarından Türkiye’de bulundukları sırada da yararlanmaları, aynı şekilde de diğer ülke vatandaşlarıyla bunların bakmakla yükümlü oldukları kişilerin de ülkemizde sosyal güvenliklerinin sağlanması için iki taraflı sosyal güvenlik sözleşmeleri imzalanmıştır.
  • Bu çerçevede; 1950’li yıllardan başlayarak İngiltere, Almanya, Hollanda, Belçika, Avusturya, İsviçre, Fransa, Danimarka, Libya, İsveç, Norveç, K.K.T.C., Kanada, Makedonya, Arnavutluk, Azerbaycan, Gürcistan, Romanya, Kebek, Bosna Hersek, Çek Cumhuriyeti (Çekya), Lüksemburg, Hırvatistan, Slovakya, Sırbistan, İtalya, Kore, Karadağ, Tunus, Macaristan ile (imzalanmış olmakla birlikte henüz yürürlüğe girmemiş olan Moldova ve Polonya) olmak üzere 32 ülke ile sosyal güvenlik sözleşmesi imzalanmış, ayrıca, İran, Moğolistan ve Kırgızistan ile de sözleşme hazırlıkları tamamlanmış ve imzalanma aşamasındadır.
  • İmzalanan sözleşmelerle, belirtilen haklardan, sözleşmeyi imzalayan akit tarafların vatandaşları ve bunlara eşit sayılan kimseler ile bunların geçindirmekle yükümlü oldukları aile bireyleri ve ölümleri halinde geride kalanlardan hak sahibi olabilecek kimselerin yararlanabileceğini hükme bağlamıştır. Dikkat edilmesi gereken husus, her ülkeyle standart metin/hükümlerle sözleşme imzalanmamış olmasıdır. Dolayısıyla, her bir ülke için karşılıklı olarak sağlanan haklar ve eşitlikler farklılık göstermektedir.

Sosyal güvenlik sözleşmeleri genel olarak;

  • Her iki akit taraf vatandaşlarının, hak ve yükümlülük bakımından eşit işlem görmesi,
  • Bir yardım hakkının doğup doğmadığının saptanmasında, diğer akit taraf ülkesinde geçen sigortalılık sürelerinin birleştirilmesi,
  • Hastalık halinde, sigortalının ve aile bireylerinin, diğer akit taraf ülkesinde bulundukları sırada da sağlık yardımlarından yararlanmaları,
  • Aile bireylerinin, öteki ülkede otursalar dahi, aile yardımlarından (çocuk paraları ve zamları) yararlanmaları,
  • Yaşlılık (emeklilik) aylığı için gerekli yaşı, diğer akit taraf ülkesine döndükten sonra tamamlayan sigortalıya emekli aylığı bağlanması,
  • Akit taraf ülkesinde çalışmaları nedeniyle yaşlılık (emeklilik) aylığına hak kazanan sigortalının, ikametini öteki akit taraf ülkesine nakletse dahi aylığını almaya devam etmesi,
  • Sigortalının ölümü halinde, hak sahipleri sıfatıyla diğer akit taraf ülkesinde oturan aile bireylerine dul-yetim aylığı bağlanması ve toptan ödeme yapılması gibi haklar sağlanmaktadır.
  • Dolayısıyla, sözleşmelerin ortak ve temel bir hükmüyle sözleşme hükümlerinden faydalanacak kimselerin akit tarafların mevzuatı karşısında o ülkenin vatandaşlarıyla hak ve menfaatler bakımından eşit sayılması imkânı getirilmiştir. Böylece, sosyal güvenlik sözleşmesi yapılan ülkelerde çalışan Türk vatandaşları ve bakmakla yükümlü oldukları aile bireyleri, sosyal güvenlik haklarından, çalışılan ülke vatandaşları gibi yararlanmaktadırlar.
  • İmzalanan sosyal güvenlik sözleşmeleri ile Türk vatandaşları, karşı ülkenin mevzuatından kaynaklanan kısa (iş kazası-meslek hastalığı-hastalık-analık), uzun (yaşlılık-malullük-ölüm aylığının bağlanması) vadeli sigorta kollarıyla sağlık yardımı alınmasına ilişkin sosyal güvenlik haklarını Türkiye’de de kullanmak imkanına sahip olmuşlardır. Sağlık yardımları haklarından ise Türk vatandaşlarının kendisi ve çalıştıkları ülkede yanında bulunan aile bireyleri yararlanabildikleri gibi Türkiye’de bıraktıkları aile bireyleri de faydalanabilmektedir.
  • Sözleşmeler için söylenebilecek bir diğer önemli husus, imzalanan sözleşmelerin çalışmaya bağlı olmasıdır. Örneğin, yurt dışında ev kadını olarak bulunma sözleşme kapsamına girmemektedir.
  • Son olarak ülkemizin ikili Sosyal Güvenlik Anlaşmalarının sayısı her geçen gün artmaktadır.
  • 24 Aralık 2019 tarihli Resmî Gazetede yayımlanan 7200 sayılı Kanun ile 5 Mayıs 2017 tarihinde Kişinev’de imzalanan “Türkiye ile Moldova Arasında Sosyal Güvenlik Anlaşması”nın onaylanması uygun bulunmuştur.
  • 31 Ocak 2020 tarihli Resmî Gazetede yayımlanan 7210 sayılı Kanun ile ise Türkiye Cumhuriyeti ile Polonya Cumhuriyeti Arasında Sosyal Güvenlik Anlaşması” ve Anlaşmada değişiklik yapılmasına dair “Notalar”ın onaylanması uygun bulunmuştur.

Bu bültende geçen herhangi bir konuyla ilgili sorularınız için danışmanlarımıza ulaşabilirsiniz.

Saygılarımızla,

Teşekkürler Recep Levent

Tax-IA Bulletin

 Number: 2020-13

To       : The clients and company web site

From   : Independent Adviosors / Tax Incentives

Date     : February, 13th 2020

Subject: Devlet Teşvikleri – Destek Yönetim Sistemi Uygulama Genelgesi Yayımlanmıştır.

Ticaret Bakanlığı bir süredir sağlamış olduğu teşvik ve desteklerin web sayfası üzerinden yürütülmesine ilişkin çalışmalar yapmaktadır. Buna göre aşağıda ayrıntıları yer alan Devlet desteklerine ilişkin olarak yetkilendirilmiş kullanıcılar ilgili bileşenlere ilişkin işlemleri elektronik ortamda yapacaklardır.

https://ticaret.gov.tr/destekler/destek-yonetim-sistemi-dys

Bu sistem mal ve hizmet ihracatına yönelik devlet destekleri ile Dâhilde İşleme Rejimi, Hariçte İşleme Rejimi, Vergi Resim Harç İstisnası ve Belgesiz İhracat Kredilerine ilişkin başvuruların ilk aşamadan sonuçlanmasına kadar tüm süreçlerinin dijital ortamda yürütüleceği sistem olarak tanımlanabilir.

Bakanlık 3 Aralık 2019 tarihli Resmî Gazetede yayımlanan 2019/7 numaralı Uygulama Tebliği ile Destek Yönetim Sistemine (DYS) ilişkin usul ve esasları belirlemiştir. Buna ilişkin ayrıntılı açıklamalar 4 Aralık 2019 tarih ve 2019/45 sayılı bültenimizde yer almıştır.

Bu kapsamda olmak üzere;

  • Mal ihracatına yönelik destekler,
  • Hizmet ihracatına yönelik destekler,
  • Dâhilde İşleme Rejimi,
  • Hariçte İşleme Rejimi,
  • Vergi Resim Harç İstisnası ve
  • Belgesiz İhracat Kredilerine ilişkin bileşenler DYS kapsamında yürütülecektir.

Uygulamaya ilişkin usul ve esaslar Ticaret Bakanlığının web sayfasında Genelge olarak yayımlanmıştır.

https://ticaret.gov.tr/data/5e147fc913b876b9e08303e5/DYS_Uygulama_Usul_ve_Esaslari.pdf

Ayrıntılara bakmak gerekirse;

  • Yetkilendirilmiş kullanıcılar, DYS üzerinden hizmete sunulan bileşenlere ilişkin işlemleri her bir bileşene ait yürürlükte olan ilgili mevzuat hükümleri çerçevesinde elektronik ortamda gerçekleştirir.
  • Yararlanıcılar, DYS’de yararlanıcı künyesinde yer alacak bilgi ve belgelerin güncel tutulmasından sorumludur.
  • Yararlanıcıların DYS üzerinden başvurularını iletebilmesi için sistemde tanımlı olmaları ve kendileri adına iş ve işlemleri yapacak olan kullanıcıları yetkilendirmeleri zorunludur.
  • Kullanıcılar modül bazında tam yetkili veya kısıtlı yetkili olarak yetkilendirilebilir. Kısıtlı yetkili kullanıcılar başvuruları hazırlama yetkilerine sahip iken, tam yetkili kullanıcılar hazırlama ve onaya gönderme yetkilerine sahiptir.
  • Tanımlanma başvuruları şahsen veya KEP üzerinden e-imzalı olarak Genelgeye ek Ek-E’de belirtilen İhracatçı Birliklerine yapılmalıdır.
  • Tanımlanma başvurularına ilişkin usul ve esaslar ile ibraz edilmesi gereken bilgi ve belgeler Genelgede yer almaktadır.
  • 01/01/2020-31/03/2020 tarihleri arasında yapılacak yeni başvurular (Proje, heyet, yurtdışı birim, ön onay, kapsama alınma, ön onaya bağlı olmayan destek ödeme başvuruları vb.) DYS üzerinden yapılabileceği gibi, DYS öncesindeki başvuru usullerine (KEP vb.) göre de yapılabilir.
  • 31/03/2020 tarihinden itibaren iletilecek yeni başvurular sadece Destek Yönetim Sistemi üzerinden kabul edilir.
  • DYS kapsamında yer alan bileşenlerin elektronik ortamda hizmete sunulmaya başlanmasından sonra dahilde işleme izin belgesi, hariçte işleme izin belgesi, vergi resim harç istisnası belgesi almak veya mal ve hizmet ihracatına yönelik devlet desteklerinden yararlanmak üzere başvuruda bulunacak yararlanıcıların, ibraz etmesi gereken bilgi ve belgeler ile başvuruların alınması, değerlendirilmesi ve sonuçlandırılmasına yönelik hususlar ilgili mevzuat hükümlerince belirlenir.
  • DYS devreye girmeden önce sonuçlandırılmamış başvurular ile DYS öncesindeki mevzuata göre sonuçlandırılmış (URGE Projesi, Tasarım Projesi, STH-Alım Heyeti-Yurt Dışı Birim-Rapor-Danışmanlık ön onayları vb.) desteklere yönelik yapılacak faaliyet ve destek ödeme başvuruları, proje/ön onay başvurusunun yapıldığı tarihteki mevzuat usullerine göre yapılır ve sonuçlandırılır.
  • Yararlanıcıların destek unsurlarına ilişkin sistem aracılığıyla ibraz ettikleri her türlü belgenin aslını gerektiğinde denetlenmek ve incelenmek üzere Türk Ticaret Kanunu’nun 82 nci maddesi ve diğer ilgili mevzuatı çerçevesinde 10 yıldan az olmamak üzere sınıflandırılmış bir biçimde saklamaları zorunludur.

Konuyla ilgili diğer gelişmeleri de sizlere duyurmaya devam ediyor olacağız.

Bu konuyla ilgili herhangi bir sorunuz için teşvik uzmanlarımıza danışabilirsiniz.

Saygılarımızla,

Tax-IA Bulletin

Bulletin nr: 2020-12

To       : The clients and company web site

From   : Independent Advisors / Accounting & Tax

Date     : February, 12th 2020

Subject: Önemli Mali/Vergisel Düzenlemeler (Son 10 günlük Özet)

Merhaba, son 10 gün içerisinde gerçekleşen önemli mali konuları özet olarak sizlerin dikkatinize sunmak isteriz.

Bültenlerimizden faydalandığınızı ve keyif aldığınızı umuyor saygılar sunuyoruz. (Sadece Türkçe/İngilizce aylık veya 10 günlük özetler almak istiyorsanız bize bilgi vermeniz yeterlidir.)

  • Değerli Konut Vergisi Beyanname Verme Süresi Uzatılmıştır:
    • 02.2020 tarih ve 3 sayılı Emlak Vergisi Kanunu Sirküleriyle Değerli Konut Vergisi beyannamesinin verilme süresi ile bu beyanname üzerine tahakkuk eden verginin ödeme süresi 1 aylık süreyle ertelenmiştir.
    • Değerli konut vergisiyle ilgili ayrıntılı açıklamalar, sorun alanları ve yapılması gereken işlemlere 2019/53 numaralı Sirkülerimizden ulaşabilirsiniz.
    • 20 Şubat 2020 günü sonuna kadar verilmesi gereken 2020 takvim yılına ait Değerli Konut Vergisi beyannamesinin verilme süresi 20 Mart 2020 Cuma günü sonuna kadar, bu beyanname üzerine tahakkuk eden verginin 1 inci taksitinin ödeme süresi ise 31 Mart 2020 Salı günü sonuna kadar uzatılmıştır.
  • Değerli Konut Vergisiyle ilgili TBMM’de 1 yıl erteleme dahil çeşitli düzenlemeler yapılmaktadır.
    • Eğer TBMM’de Genel Kurulda Emlak Vergisi Kanunu’nda öngörülen söz konusu yasal düzenlemeler yapılırsa, verginin 2021 yılına ertelenmesi, 2020 yılı için beyanname verilmemesi ve tahakkuk yapılmaması, vergi matrahı olarak Tapu ve Kadastro Genel Müdürlüğünün yaptığı değerleme yerine emlak vergi değerinin esas alınması ve birden fazla vergiye tabi meskeni olanların en düşük değerli bir meskeninin vergiden istisna edilmesi planlanmaktadır.
    • Bu düzenleme Genel Kurul sonrası Cumhurbaşkanınca da onaylanırsa Yasa olarak yürürlüğe girecektir.
    • Konuyla ilgili olarak sizleri bilgilendirmeye devam edeceğiz.
  • Tapu Kadastro Genel Müdürlüğü (TKGM) Değerli Konut Vergisine ilişkin cevabi nitelikteki tebligatlara başladığını duyurmuştur:
    • 1319 sayılı Emlak Vergisi Kanunu’na eklenen 43. madde kapsamında değeri 5 Milyon TL ve üzeri Değerli Konut Vergisine tabi mesken nitelikli taşınmazlara ilişkin kurumca (TKGM) gerçekleştirilen çalışmalara yönelik ilgililerince yapılan itirazların kurum bünyesinde oluşturulan komisyonlar marifetiyle inceleme ve değerlendirme süreçleri tamamlanmış olup, elde edilen sonuçların 04.02.2020 tarihi itibarıyla ilgililerine tebligatına başlanmıştır.
  • 7194 sayılı Kanun’un uygulamasına ilişkin Genel Tebliğ Taslakları kamuoyunun görüşlerini almak üzere GİB web sayfasında yayımlanmıştır.
    • Dijital Hizmet Vergisi Uygulama Genel Tebliğ Taslağı
      • 7194 sayılı Kanunun 1 ila 7 nci maddelerinde düzenlenen dijital hizmet vergisinin uygulamasına ilişkin açıklamalar ile usul ve esaslarının belirlenmesine yönelik olarak Dijital Hizmet Vergisi Uygulama Genel Tebliği Taslağı hazırlanmıştır. 
    • 311 seri numaralı Gelir Vergisi Genel Tebliğ Taslağı
      • 7194 sayılı Kanunla getirilen serbest meslek kazançlarında istisna uygulamasına ilişkin düzenlemeler, işverenlerce hizmet erbabına sağlanan ulaşım imkanına ilişkin istisna, amatör spor hakemleri sağlanan ücretlere ilişkin istisna, binek otomobillerin giderleri ve amortisman tutarlarına getirilen kısıtlamaya ilişkin uygulama, 2020 yılında yürürlüğe giren ücretlerin vergilenmesine ilişkin değişiklikler, yeni gelir vergisi tarifesi, karşı tarafa yükletilen vekalet ücretinin vergilenmesine ilişkin yapılan düzenleme ve sporculara ödenen ücretlerin vergilendirilmesine ilişkin yapılan değişikler bu Tebliğle açıklanmaktadır.
    • Her iki Genel Tebliğ Taslak halde olup görüş ve önerilerinizi iletebilirsiniz.
    • Dijital Hizmet Vergisi Kanunu ile getirilen tüm düzenlemelerin ayrıntılarına 2019/47 numaralı Sirkülerimize ulaşabilirsiniz.
  • Eşel Mobil Sistemi Uygulanan Akaryakıt ÖTV Tutarları Güncellenmiştir.
    • İlk defa 14.05.2018 tarih ve 2018/11818 sayılı BKK ile belirlenen Özel Tüketim Vergisinin Uyarlanması mekanizmasında ÖTV tutarları 7 Şubat tarihinden itibaren geçerli olmak üzere yeniden belirlenmiştir.
  • Geri Kazanım Katılım Payı Uygulaması Genişletilmiştir.
    • 5/2/2020 tarih ve 31030 sayılı Resmî Gazete’de yayımlanan 2 Sıra numaralı Geri Kazanım Katılım Payı Beyannamesi Genel Tebliği ile Çevre Kanunu’na ekli (1) sayılı listede yer alan plastik poşetler dışındaki diğer ürünler için ödenecek geri kazanım katılım payının beyanı ve tahsiline ilişkin usul ve esaslar belirlenmiştir.
      • Ayrıca bu Tebliğ ile Geri Kazanım Katılım Payı Beyannamelerinin verilme süresi ayın sonu olarak değiştirilmiştir.
      • Gelir İdaresi Başkanlığı, Geri Kazanım Katılım Payı Beyannamesi hakkında bir duyuru yayımlamış ve beyanname doldurma sürecinde mükelleflere yardımcı olması amacıyla hazırlanan ve beyannamenin düzenlenmesinden istisna ve mahsup işlemlerine kadar tüm işlemleri görsellerle ayrıntılı olarak açıklayan bir kılavuz paylaşmıştır.
      • Çevre ve Şehircilik 7 Şubat 2020 tarihli Geri Kazanım Katılım Payına İlişkin Yönetmeliğin Uygulanmasına Dair Usul ve Esasları Bakan Oluru ile yürürlüğe koymuştur. Söz konusu Usul ve Esaslarda;
        • Şirketlerde çevre görevlisinin sorumlulukları,
        • Piyasaya arz etme, ithalat, tedarik, satış noktası vb kavramlar,
        • Geri kazanım katılım payına tabi ambalaj tanımına uyan ürünler, üretildiği malzemeye göre ambalajlar,
        • Birincil, ikincil ve üçüncül ambalaj türleri,
        • Ambalaj piyasaya sürenler, ambalajlı ürün ithal edenler, ambalaj tedarikçileri, plastik poşetler ve diğer torbalar,
        • Geri kazanıma tabi bitkisel yağlar,
        • Geri kazanıma tabi elektrikli ve elektronik eşyalar, lastikler, pil ve akümülatörler, madeni yağlar ve ilaçlara ilişkin ayrıntılı örneklerle sadece beyan edilmesi, beyan edilmesi ve ödenmesi, mahsuplaşma, muafiyet uygulanan ürün ve durumlar açıklanmıştır.
  • Yeni Uluslararası Vergi Anlaşması Müzakereleri
    • Türkiye Cumhuriyeti ile Sri Lanka Demokratik Sosyalist Cumhuriyeti arasında bir Çifte Vergilendirmeyi Önleme Anlaşması akdedilmesine ilişkin ilk tur müzakereler 21-23 Ocak 2020 tarihleri arasında Ankara’da gerçekleştirilmiştir.
  • Basit Usule Tabi Mükelleflerin Beyan Dönemi Başladı.
    • Geliri sadece basit usulde tespit edilen ticari kazançlardan oluşan mükellefler, 2019 yılı kazançlarına ilişkin Yıllık Gelir Vergisi Beyannamelerini 1 Şubat – 2 Mart 2020 tarihleri arasında Defter-Beyan Sistemi üzerinden vereceklerdir.
    • Beyannameler üzerinden hesaplanacak gelir vergisi; birinci taksit 1 Şubat – 2 Mart 2020 tarihleri arasında, ikinci taksit ise 1 – 30 Haziran 2020 tarihleri arasında, 2 eşit taksitte ödenecektir.
    • Basit usulde tespit edilen ticari kazanç yanında beyana tabi başka bir gelir unsurunun bulunması halinde, 2019 yılı kazançlarına ilişkin Yıllık Gelir Vergisi Beyannamesi 1-31 Mart 2020 tarihleri arasında Defter-Beyan Sistemi üzerinden verilecektir. Beyanname üzerinden hesaplanacak gelir vergisi Mart ve Temmuz aylarında olmak üzere, iki eşit taksitte ödenecektir.
  • Devlet teşviklerinde uygulanan Destek Yönetim Sistemine ilişkin Genelge çıkmıştır.
    • Bu kapsamda olmak üzere;
      • Mal ihracatına yönelik destekler,
      • Hizmet ihracatına yönelik destekler,
      • Dâhilde İşleme Rejimi,
      • Hariçte İşleme Rejimi,
      • Vergi Resim Harç İstisnası ve
      • Belgesiz İhracat Kredilerine ilişkin bileşenler DYS kapsamında yürütülecektir.
    • Uygulamaya ilişkin usul ve esaslar Ticaret Bakanlığının web sayfasında Genelge olarak yayımlanmıştır.
    • 31/03/2020 tarihinden itibaren iletilecek yeni başvurular sadece Destek Yönetim Sistemi üzerinden kabul edilir.
  • Maliye Bakanlığı web üzerinden kullanılan uygulamalarda bilgi ve veri güvenliği konusunda dikkatli ve özenli olunması için güvenlik uyarısı yapmıştır.
    • Kullanıcı kodu, şifre ve elektronik imza araçlarının kullanımında dikkat edilecek hususlar hakkında duyuru GİB web sayfasında yayımlanmıştır.
    • Duyuruya göre tahsis edilen güvenlik bilgileri ile erişime sunulan bilgi ve hizmetlerin yetkisiz kişilerce kullanımının veya kişisel veriler ile mali bilgilere üçüncü kişilerin erişiminin engellenmesini sağlamak önem arz etmektedir. Söz konusu güvenlik bilgilerinin güvenli ortamlarda saklanması, kullanım, korunma ve yetkisiz kişiler ile paylaşılmaması sorumluluğu mükelleflere aittir.
  • Bankacılık İşlemlerinden Alınan Ücretlerde Değişiklik Yapılmıştır.
  • TCMB ve BDDK finansal tüketicilerden alınacak ücretler ile bankalarca ticari müşterilerden alınabilecek ücretlere ilişkin usul ve esaslara ilişkin düzenleme yapmıştır.
    • Tebliğin amacı bankaların ticari müşterileri ile gerçekleştireceği işlemlerde öngörülebilirliğin ve şeffaflığın artırılması, kavram ve terim birliğinin sağlanması ve aşırı ücretlendirmenin önlenmesi için, sunulan ürün veya hizmetler karşılığı alınabilecek ücretlerin tür ve nitelikleri ile azami miktar ya da oranlarını ve bunlara ilişkin usul ve esasları belirlemektir.
    • 10 Şubat tarihli Resmî Gazetede yayımlanan Tebliğ ve Yönetmelik 1 Mart 2020 tarihinde yürürlüğe girecektir.
    • 2020/4 TCMB Tebliğinde, ücretlere ilişkin bilgilendirme esasları, ticari krediler, kredi tahsis ve kullandırımı, teminatlandırma ve kapama, dış ticaret ve nakit yönetimine ilişkin ücretler, her türlü para transferleri, kiralık kasa hizmetleri, ödeme sistemleri, ticari kartlar, üye işyeri ücretlerine ilişkin ayrıntılı düzenlemeler yer almaktadır.
    • Düzenlemeler yürürlük tarihinden önce kurulmuş sözleşmeler açısından ise yürürlük tarihinden sonra gerçekleştirilecek işlemler bakımından da uygulanacaktır.
  • 9 Şubat 2020 tarihli Resmî Gazetede yayımlanan 7 numaralı Tebliğle Muhtasar ve Prim Hizmet Beyannamesinin uygulandığı pilot il kapsamına Bursa, Eskişehir ve Konya eklenmiş ve diğer iller için uygulama Mart 2020’ye ertelenmiştir.
    • Uygulamaya geçişin yaygınlaştırılması kapsamında; Kırşehir ilindeki mükellefler/işverenler için 1/6/2017 tarihinde, Amasya, Bartın ve Çankırı illerindeki mükellefler/işverenler için 1/1/2018 tarihinden itibaren başlamış olan bu Tebliğin uygulanmasına Bursa, Eskişehir ve Konya illeri merkez ve ilçelerinde bulunan mükellefler/işverenler (281 Seri No.lu Gelir Vergisi Genel Tebliğinde belirtilen bankalar hariç) için 1/1/2020 tarihinden itibaren başlanacaktır.
    • Bu kapsama giren mükelleflerce/işverenlerce Amasya, Bartın, Bursa, Çankırı, Eskişehir, Kırşehir ve Konya illeri dışındaki başka bir ilde istihdam edilmekle birlikte ücret ödemeleri veya tahakkuku bu illerde yapılan çalışanların ücret ödemeleri üzerinden tevkif edilen vergiler ile sigortalıların prime esas kazanç ve hizmet bilgilerini içeren Muhtasar ve Prim Hizmet Beyannamesi Amasya, Bartın, Bursa, Çankırı, Eskişehir, Kırşehir ve Konya illerindeki yetkili vergi dairelerine elektronik ortamda gönderilecektir.
    • Amasya, Bartın, Bursa, Çankırı, Eskişehir, Kırşehir ve Konya illerinde istihdam edilmekle birlikte ücret ödemesi veya tahakkuku bu iller dışında bir ilde yapılan çalışanların ücret ödemeleri üzerinden tevkif edilen vergilere ait muhtasar beyanname, ücret ödemesi veya tahakkukun yapıldığı yer vergi dairesine verilecektir. Ayrıca bu sigortalılara ait aylık prim ve hizmet belgeleri ise elektronik ortamda (e-bildirge) Kuruma verilmeye devam edilecektir.
    • Ücret gizliliğine önem veren mükelleflerin sirküler ekinde yer alan talep formu ile başvurmaları gerekmektedir.
    • Uygulama ihtiyari olup, dileyen mükellefler tüm beyannamelerini aynı şifre ile gönderebileceklerdir.
    • İstatistiki not; ülkemizde hali hazırda 3 milyona yakın mükellef Muhtasar Beyanname ile gelir vergisi stopajlarını Vergi Dairesine beyan etmektedir.

Konuyla ilgili diğer gelişmeleri de sizlere duyurmaya devam ediyor olacağız.

Bu bültende geçen herhangi bir konuyla ilgili sorularınız için danışmanlarımıza ulaşabilirsiniz.

Saygılarımızla,